Pahalı balığa karşı, tarla balıkçılığı!
Sezon açıldı ama balık tezgahlarına yanaşmak fiyatların yüksekliği nedeniyle mümkün değil. Balık bu fiyatlarla zenginlerin sofralarını süslüyor. Fakirler ise sadece ucu...
Sezon açıldı ama balık tezgahlarına yanaşmak fiyatların yüksekliği nedeniyle mümkün değil. Balık bu fiyatlarla zenginlerin sofralarını süslüyor. Fakirler ise sadece ucuz balık aramasına rağmen sofralarına götüremiyor. Tezgahlarda fiyatları görüce tarla balıkçılığını araştırmaya başladım.
Denizlerde, göl ve nehirlerde yapılan balıkçılık yanında, insan kontrollü olarak havuz ya da bu amaçla kullanılabilecek yerlerde yapılan balık yetiştiriciliğine tarla balıkçılığı deniyor. Deniz balıkları yetiştiriciliği için toprak, havuz balıkçılığı yapılan alanlar; tuzlu yüzey ya da tuz oranı müsait yeraltı sularının kullanıldığı sınırlı tarımsal ekosistemlerdir.
Tüketilen su ürünleri, özellikle balık eti, gelişen teknolojiye rağmen avcılık yolu ile yeterince sağlanamadığından, balık tarımı da denilebilen bu tür yetiştiricilik pek çok ülkede yaygınlaşmıştır. Bütün tarımsal üretim dallarında olduğu gibi tarla balıkçılığı da doğal koşullara (iklim, toprak yapısı, su özellikleri vb.) bağımlıdır.
Bütün doğal koşullar yanında ele alınan balık türünün biyolojik istekleri de tespit edilerek bu yetiştirmenin planlanması projelendirilmesi zorunludur. Yöresel olarak değişen pazar istekleri ve imkânları da detaylı incelenerek yetiştiricilik yapılabilir.
Tarla balıkçılığı genellikle toprak tabanlı havuzlarda yapılır. Uygun eğim koşulluna sahip denizden doğal su akışı sağlanabilecek alanlarda güneş enerji sistemleri kurarak verimli şekilde çipura, levrek ve karides gibi türler üretilebilmektedir. Bu iş için çoğunlukla tarımsal üretimi olmayan deniz balıkları için tuzlu su etkileşimi olan yerler seçilir. Zaman içerisinde deniz ile etkileşim halinde olan araziler veya denize yakın bölgelerde toprakta yaşanan tuzlanma ve tarlaların verimsizleşmesi neticesinde, üretimin yönü ve türü değişmiş ve toprak havuz balıkçılığı dünyada deniz balıkları yetiştiriciliği ve karides gibi türler için yaygın kullanılmaktadır. Bu alanlar verimsiz arazilerden ülke ekonomisine yüksek katkı sağlayabilmektedir.
Ortalama 70 metre uzunluk, 50 metre genişlik ve 1,5 metre derinliğindeki bir havuzda 8 ton çipura, levrek balığı yetiştirilebiliyor. Normal şartlarda 24 saatte havuzu suyunun en az yüzde 50’sinin değiştirilmesi gerekiyor. Çipura levrek yetiştiriciliğinde toprak havuzlarda doğal canlı yem verimliliğinin sağladığı fayda ile birlikte yem tüketimi, açık deniz kafes balıkçılığına göre daha düşük olmaktadır. Bu da daha ekonomik üretim imkanı sağlamakta ve canlı yem ile de beslenen balıklar daha lezzetli olmaktadır. Ülkemizde deniz balıkları yetiştiricilik faaliyetleri üzerinde bu tip yeni üretim alanlarının desteklenmesi, hem kırsal kalkınmayı destekleyecek ve hem de kullanılmayan çorak verimsiz alanlardan ürün alınabilmesine imkan sağlayacaktır.
2019 yılında 177,9 milyon ton olarak gerçekleşen dünya su ürünleri üretiminin, 85 milyon tonu (yüzde 48) yetiştiricilikten elde edilmiştir. Yetiştiricilik üretiminin 32 milyon tonu denizlerden elde edilmiştir. Dünya toplam su ürünleri üretimine yıllar itibarıyla bakıldığında avlanan su ürünleri miktarında dalgalanmalar varken, yetiştiricilik üretiminin yıllar içinde çok arttığı görülmektedir. Yaptığım araştırmalara göre, dünya genelinde önümüzdeki yıllarda su ürünleri yetiştiriciliğine yapılacak yatırımın genişleyerek artacağını tahmin ediyorum…
Devlet desteği, diğer tarımsal üretimlerle mukayese edilerek su ürünlerine yatırımların teşvik edilmesi önemli bir ekonomik kazanç sağlayacaktır. Araştırmalarım, su ürünleri yetiştiriciliğini geleceğin sektörü olarak göstermektedir. Tarla balıkçılığı, denizdeki avlanma balık fiyatlarını da düşürecektir.