Güncel

Osmanlı'da bayram! Tarihin tozlu sayfalarına gömülen adetler

Abone Ol
BERNA SEVER/EGE TELGRAF- "Aaaah nerede o eski bayramlar" diyelim; yakın değil, biraz uzak geçmişe Osmanlı dönemindeki bayramları araştıralım istedik. Karşınızda Osmanlı’da bayram gelenekleri… 11 ayın sultanı Ramazan Osmanlı döneminde heyecanla beklenirdi. Ramazan’ın habercisi hilali müjdeleyenlere 150’şer kuruş verilirdi. Osmanlı’da bayramın başladığı arefe günü top atışıyla duyurulur, bayramın son günü de ikindide atılan top atışıyla bayramın bittiği duyurulurdu. Osmanlı döneminde bayramın belirlenmesi hilalin görünmesiyle tespit ediliyordu. Astronomlar Ay’ı izliyor, ona göre bayram gününü belirliyordu. Gelen bilgiler üzerine İstanbul kadısı bayramın gününü belirliyordu. Bayram gününün belirlenmesinin ardından hazırlıklar başlardı. Asker ve memua ikramiye verilir, halka camilerde iftariyelik ve hediyeler dağıtılırdı. Askerlerede helva, salatalık kuzu ve şeker verilirdi.

ZİMEM DEFTERİ

 Zenginler, hiç tanımadığı bölgelerdeki bakkal, manav gibi dükkânlara girer, onlardan Zimem defterini, yani veresiye defterini çıkarmalarını isterdi. Baştan, sondan ve ortadan rastgele sayfaların yekununu yaptırıp, “Silin borçlarını… Allah kabul etsin” der ve giderlerdi. Borcu ödenen, borcunu ödeyenin kim olduğunu; borcu sildiren de kimi borçtan kurtardığını bilmezdi. Cerre çıkmak Ramazan geleneğiydi. Osmanlı Devleti’nde medreselerde yaz tatilleri “Üç Aylar”da verilirdi. Bu tatillerde seçilmiş öğrenciler İmparatorluğun çeşitli bölgelerine gönderilirdi. Bu gönderme olayına “cerre çıkmak” denirdi. Medrese öğrencileri için cerre çıkmayı bir noktada bugünkü üniversitelerin staj eğitimleri gibi anlaşılabilir. Osmanlı’da Ramazan’da halk, eşine-dostuna iftar vermeyi büyük bir ibadet kabul eder, misafir ağırlamak için çırpınılırdı. Ramazan boyunca iftar vakitlerinde kapılar açık tutulurdu. Böylece yolda kalan ve ihtiyacı olan herkes istediği eve girer iftar sofrasına dâhil olurdu. Bunun için tanıdık olmaya gerek yoktu ve iftar için gelenin kim olduğu da asla sorulmazdı.

ARİFE ÇİÇEĞİ

 Osmanlı’da bayramların bilhassa çocuklar için ayrı bir yeri vardır. Bayramlıklarıyla sokakta gezen çocuklara “Arife Çiçeği” denirdi. Osmanlı'dan gelen “Arife Çiçeği” kavramı, bayramdan birkaç gün önce yapılan alışverişin ardından çocukların sabırsızlanarak giysilerini bayramdan bir gün önce, yani Arife günü, giyerek dolaşması olarak tanımlanırdı.

İMPARATORLUKTA BAYRAM

Osmanlı’da bayram, Sultanın bayram namazı için camiye gelişiyle başlardı. Namaz sonrasında saraya dönen padişah önce annesinin elini öpüp ardından diğer aile efradıyla bayramlaşırdı. Padişah, bayram tebriğinin ardından güzel işlemeli keselerle çocuklara para saçarak onları sevindirirdi. Osmanlı dönemindeki bayram adetlerinin çoğu günümüzde unutulsa da halen bazıları yaşatılıyor.