Osmaniye’nin Düziçi ilçesine bağlı Akçakoyunlu köyünde yaşayan 45 yaşındaki Hüseyin Kazgı, çocukluk yıllarından itibaren hobisi olarak başladığı ahşap oyma sanatını zamanla bir meslek haline dönüştürdü. Evinin bir bölümünü atölyeye çeviren Kazgı, burada minyatür sazlardan biblo ve heykellere kadar birçok farklı ahşap ürün üretip satışa sunuyor.
Kazgı, özellikle Düziçili aşık edebiyatının önemli isimlerinden biri olan Karacaoğlan’a olan sevgisini sanatına da yansıtıyor. Yaptığı minyatür sazlara Karacaoğlan’ın adını yazan Kazgı, “El sanatlarına olan ilgim çocukluk yıllarıma dayanıyor. Saz, su kabağı, saat ve çeşitli oyma işlerine ilgi duyuyorum. Karacaoğlan’ın memleketinde yaşıyoruz ve ona olan sevgimden dolayı saz yapma işine özel bir önem veriyorum. Karacaoğlan’ın mirasına olan sevgimi, minyatür sazlar yaparak yaşatıyorum. Her ne kadar gerçek saz çalamıyorum, ancak minyatürlerini yaparak bu sevgi ve ilgiyi ifade ediyorum,” dedi.
Kazgı, eserlerinde genellikle dut ve zeytin ağaçlarını tercih ediyor. “Bu bölgede bolca bulunan dut ve zeytin ağaçlarından yaptığım ürünlerle, yerel malzemeleri değerlendirmeye çalışıyorum. Ahşap işçiliğinde kullandığım teknikler, özel bir yetenek gerektiriyor ve bu yeteneği çocukluğumdan beri geliştiriyorum. Bir işi severek yapmanın başarıyı getirdiğine inanıyorum. Bu yüzden, işimi büyük bir sevgiyle yapıyorum,” diye ekledi.
Hüseyin Kazgı’nın ahşap oymacılığı ve Karacaoğlan’a olan bağlılığı, onun sanata olan tutkusunu ve bölgesel kültüre olan katkısını gözler önüne seriyor.