Yağmur DAŞTAN/EGE TELGRAF-İzmir’in yarım asrı aşkın süredir kanayan yarası ve tartışmaların odağında olan İnciraltı, hak ettiği değeri görmeyi umutla bekliyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan ve yargı süreci devam eden İnciraltı imar planları noktasında sonucun ne olacağı merakla beklenirken bölgedeki sorunlar çığ gibi büyümeye devam ediyor.

Tam 62 yıldır İnciraltı Seren Sokak’ta yaşayan Bakoğlu ailesi, yarım asrı aşkın süredir bölgelerinin iyileşmesi için gün saydıklarını ancak artık katlanamayacak noktaya geldiklerini söyleyerek yaşadıkları sorunları Ege Telgraf’a anlattı. Her yıl sorunlarına yenilerinin eklendiğini ve çözüm noktasında gereken adımların atılmadığını söyleyen Bakoğlu ailesi, en büyük sorunlarından birinin ise evlerinin yanında kurulan kurban pazarı olduğunu söyledi. Her yıl kurulan kurban pazarı ile evlerinde kokudan ve sinekten oturamadıklarını, sokaklarının pislik içinde kaldığını söyleyen Bakoğlu ailesi, yetkililere seslenerek “Artık biri bu düzene ‘Dur’ demeli” dedi.

Inciralti Hayvan Pazari

Balcova Kurban Pazari

‘ÇOK GÜZELDİ AMA…’

Yaşadığı sorunları üzüntü içinde anlatan Nadire Bakoğlu, “Bu durum ne yazık ki uzun yıllardır devam ediyor. ‘Planlar çıktı, askıya asıldı, bu sene kurtuluruz’ diye düşünürken yine evimizin dibine hayvan pazarı kurdular. Artık İnciraltı’nın bir gün çok güzel bir yer olacağına dair inancım günden güne bitiyor. 1962 yılında buraya geldik, o zamanlar İnciraltı çok ama çok güzeldi. Küçük bir köy gibiydi. Elektriğimiz yoktu, kendi imkanlarımızla elektrik getirdik. O zamanlar birçok insan burada yaşıyordu, günden güne herkes kaçıp gitti. Ölen ölüyor, kalanlar bir avucu geçmiyor. Paran varsa başka bir yere gidebilirsin ancak paran yoksa bizim gibi hayvan pazarının yanında sürüneceksin” diye konuştu.

‘KAÇMAK İSTİYORUM’

Hayvan pazarının birkaç senedir kurulduğunu ve kime şikayetlerini bildirseler ‘Biz karışmıyoruz’ dediklerini öne süren Bakoğlu, “Daha şimdiden evimizi sinekler bastı, bir de burayı hayvanlar kesildikten sonra görün. Hayvanları kesiyorlar, bütün işkembelerini, pisliklerini bırakıp gidiyorlar. Biz kokudan, pislikten duramıyoruz. Zaten burası başlı başına kentin çöplüğü gibi. Hayvanları kesiyorlar, pisliği kalıyor; hafriyat kamyonları geliyor, molozlarını bırakıyor. Durumumuz hiç iyi değil. Otlar boyumuz kadar oldu, bir de her yaz yangın tehlikesi yaşıyoruz. Kendi imkanlarımızla yevmiyeci tutup otları da temizlemeye çalışıyoruz ama yeterli olmuyor. Çok severek geldim ben İnciraltı’na ama arkama bakmadan bırakıp kaçmak istiyorum. Artık birileri burası ile ilgilensin” ifadelerini kullandı.

7 EL ARABASI ÇÖP!

“Biz yıllardır İzmir’in arka bahçesiyiz” diyerek açıklamalarda bulunan Yıldız Bakoğlu da “Artık bıktık, usandık. Her yıl seramızın bitişiğinde bir kurban pazarı kuruluyor. Gelen insanlar hayvanı satın alıyor, kafalarından tuttukları gibi evimizin önünde kesiyor, leşlerini bırakıp gidiyor. Geçen yıl belediye de gelip topladığı halde ben kendi imkanlarımla 7 el arabası çöp topladım. Kokusu, hayvanların birbirini görüp de kesilmesi acayip bir şey. Ana konumuz kurbanların burada kesilmesi ama bu başlı başına bir süreç. Kurban Bayramı’ndan yaklaşık iki ay önce bu pazar kuruluyor. Biz o iki ay hayvanların acı acı ağlamalarını üzülerek dinliyor, evimizin içinde kokularını çekmek zorunda kalıyoruz. Ankara ve İstanbul’da biliyorum ki kurban pazarları şehrin dışına kuruluyor. Hayvanlar da insanların görmediği kapalı ortamlarda kesiliyor” dedi.

‘ÇARESİZLİKTEN USANDIK’

“Burada doğdum, burada büyüdüm… Bu güzelim İnciraltı, hafriyatçıların, kurban pazarı kuranların yeri oldu” sözleriyle devam eden Yıldız Bakoğlu, “Zaten yıllardır düğün salonlarının pisliğini çekiyoruz. Burası zamanında tarım bölgesiydi, babam tarım yaparak bizi okuttu. Hormonsuz domateslerimizin tanesi 750 gram geliyordu. Artık bırakın domatesi, bir dal çiçek bile yetişmiyor. Biz bu pislikten, bu çaresizlikten artık usandık. Yıllardır imar planı olmadığı için bizim doğalgazımız yok. 10 yıl öncesine kadar kanalizasyonumuz yoktu, vidanjörler geliyordu. Buranın ne olacağı konusunda hala net bir adım atılmaması bizi kahrediyor. Bir arazinin ortasında çaresizce birinin bu düzene ‘Dur’ demesini bekliyoruz. Diken üstünde yaşıyoruz, sorunlarımız ise her geçen gün katlanıyor. Biz bunca yıl bölgemiz için hepsini çektik, katlandık. Fakat bu hayvan pazarlarına, pisliğe artık katlanamıyoruz. Bölgemiz ziyan olsun istemiyoruz, artık sineksiz, böceksiz, kokusuz insanca yaşamak bizim de hakkımız” diyerek bir an önce yetkililerin seslerini duymasını ve bu sorunları çözmelerini istediklerini belirterek çağrı yaptı.

Kaynak: EGE TELGRAF