Önemli bir hukuk zaferi daha!
Ayvalık Tabiat Derneği ve Ayvalık Belediyesi tarafından Burhaniye’nin Hacıbozlar, Ayvalık’ın Bağyüzü ile Bergama’nın Aşağıcuma ve Hacıhamzalar mahallelerinde İdeal Stone Granit Ocağı İşletmesi ‘Kapasi...
Dava Özeti:
Proje alanında mera bulunduğundan İl Mera Komisyon kararı alınması gerektiği halde alınmadığı,nakliye araçlarının geçeceği alternatif güzergahların gösterilmediği, nakliye ve işletme sebebiyle çam fıstığı üretiminde yaşanabilecek kayba ilişkin değerlendirme yapılmadığı, planlanan kapasite artışının 18 kat olduğu, işletme faaliyeti sırasında yapılacak patlamaların sayısı ve yönünün açık olarak gösterilmediği, ÇED raporunda yakın yerleşim yerlerini patlamalardan etkilenmiyeceği vurgulansa da vibrasyon ölçümünün yapılmadığı, ortaya çıkan emisyon miktarı, yaratacağı etki alanı ve ve buna ilişkin alınacak tedbirlerin gösterilmediği, ocakta kullanılması planlanan suyun kaynağının gösterilmediği, proje alanında özel proje alanındaki mülklerin satış veya kiralama işleminin yapılmadığı, proje alanında Madra Barajı uzun mesafeli koruma alanında olmasına rağmen bu konuda oluşacak risklerin değerlendirmesinin yapılmadığı,1/25000 ölçekli Kuzey Bölgesi Nazım İmar Planı raporunda proje alanının jeopark özelliği taşıdığının belirtildiği, proje ile doğal dokunun zarar görmesi riski bulunduğu, bölgede benzeri faaliyeti yürüten pek çok işletmenin bulunduğu, çevresl etki değerlendirmesinin bunlarla birlikte yapılması gerektiği ileri sürülerek iptaline karar verilmesi istenilmektedir.
İzmir 6.İdare Mah. Esas No: 2021/483, Karar No: 2021/2032 Sayılı dava ile ; 11.10.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
*Maden mühendisliği açısından, proje tanıtım dosyasında görünür rezervin hangi teknik ve bilimsel veriye göre yüzde 50 alındığında, proje tanıtım dosyasında ocak veriminin hangi teknik ve bilimsel veriye göre, yüzde 50 alındığına dair yeterli bilgi bulunmadığı, proje dosyasına göre ocak üretim, kırma-eleme tesisi için belirlenen üretim oranları proje dosyasında bir tutarlılık göstermediği,
*Jeoloji mühendisliği açısından, ÇED raporunda anlatılan söz konusu etkinlik jeolojik ve hidrojeolojik açıdan saha gerekçeleriyle uyuşmakla beraber değerlendirmeler açısından yeterli olmadığı, öncelikle dava konusu alan ve çevresi granitlere özgü arenitik ayrışma yapıları ve tor oluşumları itibarıyle benzersiz özelliklerdeki jeolojik ve jeomorfolojik oluşumların bulunduğu alanlar içeren jeopark niteliğinde olduğu, ender raslanan benzersiz ölçekli jeolojik oluşumların yok edilerek jeopark niteliğine zarar vermesi tehlikesi bulunduğu,
*Fauna açısından ÇED raporunda çeşitli bölümlerden eksikliklerin bulunduğu, alanda bazı önemli fauna türlerin ÇED raporunda bulunmadığı, ÇED raporunda belirtilen fauna listeleri eksik olup proje alanı ve çevresi biyolojik olarak daha zengin bölge olduğu, alanda nesli tehlike altında türler olduğu, ÇED raporunda tehlike altındaki bazı türlere ait nasıl koruma çalışmalarının yapılacağının açıklanmadığı, alanda mutlak korunma statüsünde olan türler olduğu halde ÇED raporunda olumlu görüş verildiği,
*Bitki (Flora ve vejetasyon) açısından bölgenin habitat nadirliği göz önünde bulundurularak ele alınması gerekliliği, flora listesinde sınırlı alan da olsa tür çeşitlenişinin yüksekliği, alanda folara elemanları arasında Akdenizli türlerin yanısıra Avrupa-Sibirya elemanlarının da fazlaca bulunması, floristik olarak çok bölge ile temsil edildiği ve bu bağlam da geçiş kuşağında olması nedeni ile flora ve vejetasyon açısından ÇED olumlu kararının uygun olmadığı,
*Orman mühendisliği açısından işletme alanında kazı sonrası açılan dev çukurların duldurulması halinde, işletmenin devamında ormancılık yönünden çevre ormanlarına, tarımsal alanlara, endemik bitki örtüsüne sakınca olmayacağını, dahası işlenmiş toprağa yeni endemik bitki türlerinin gelebileceği kanaatına varıldığı,
*Tarımsal açıdan dava konusu tesis ile hazırlanan PTD dosyasının, söz konusu etkinliğin olası etkileri ve bölge tarımını destekleyen su kaynaklara etkisini önlemek açısından yeterli düzeyde tanıtılmadığı, söz konusu etkinlik ile sahadan önemli miktarda malzeme alınacağından yüzey ve yeraltı suyunun beslenmesi üzerinde olumsuz etki gösterme tehlikesi bulunduğu,
* Çevre mühendisliği açısından, taşıma mesafelerinin kısa tutulması, kontrollü koşullarda hesaplanan emisyon debilerinin tekrar kontrollü koşullar nedeniyle azaltılmasından dolayı, toz emisyon değerlerinin doğru hesaplanmadığı sonucuna ulaşıldığı, plananan tesisin çevresel etkilerinin tam olarak öngörülmesine olanak tanımadığı, bilirkişinin detaylı olarak yaptığı teknik değerlendirme neticesinde; ÇED sürecinin mevzuata uygun işletilmediği, yürütülmesi istenen faaliyetin ve alanın niteliği, tarım alanları, su kaynakları, duyarlı yörelere olumsuz etkisi, nihai ÇED raporunun yetersizliği ve raporda yer alan belirlemelerin çevreye ve ekolojik dengeye olumsuz etkisi olacağı gerekçelerinden dolayı “Çevresel Etki Değerlendirmesi ‘olumlu’ kararının uygun olmadığı yönünde bilirkişi heyetince nihai görüşe varıldığı” yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Bu durumda, bilgi ve belgeler ile bilirkişinin raporu dikkate alındığında, dava konusunu alan ve çevresi granitlere özgü arenitik ayrışma yapıları ve tor oluşumları itibariyle benzersiz özelliklerdeki jeolojik ve jeomorfolojik oluşumların bulunduğu alanlar içeren jeopark niteliğinde olduğu ve söz konusu granit ocağı çatlaklı kaya ve akiferi oluşturan granodiyorit rezervuarında açılmış köy kuyularının beslenme alanında yarı geçirimli granodiyorit üzerinde yer aldığı, söz konusu etkinlik ile sahadan önemli miktar da malzeme alınacağından yeraltı sularının beslenmesi üzerinde olumsuz etki gösterme potansiyeli ve ender rastlanan özellikli jeolojik oluşumların yok edilerek jeopark nitelkiğine zarar verilme tehlikesi bulunduğu, alanda bazı önemli fauna türlerinin ÇED raporunda bulunmadığı, raporunda belirtilen fauna listelerinin eksik olduğu, proje alanı ve çevresinin biyolojik açıdan zengin olduğu, ÇED raporunda tehlike altındaki bazı türlere ait nasıl koruma çalışmalarının yapılacağının açıklanmadığı, mutlak korunma statüsünde olan türler olduğu, PTD dosyasının söz konusu etkinliğin olası etkileri ve bölge tarımını destekleyen su kaynaklara etkisini önlemek açısından yeterli düzeyde tanıtılmadığı, söz konusu etkinlik ile sahadan önemli miktarda malzeme alınacağından yüzey ve yeraltı suyunun beslenmesi üzerinde olumsuz etki gösterme tehlikesi bulunduğu, taşıma mesafelerinin kısa tutulması, kontrollü koşullarda hesaplanan emisyon debilerinin tekrar kontrollü koşullar nedeniyle azaltılmasından dolayı, toz emisyon değerlerinin doğru hesaplanmadığı sonucuna ulaşıldığı, plananan tesisin çevresel etkilerinin tam olarak öngörülmesine olanak tanımadığı, planlanan tesisin çevresel etkilerinin tam olarak öngörülmesine olanak tanımadığı sonucuna varıldığından, ÇED olumlu kararında hukuka uyarlılık bulunmamaktadır diye belirtilmiştir.
Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin;
Türkiye’nin gözde turizm beldesi olan Ayvalık ve Kuzey Ege’deki tüm bölgenin, güzelliğinin, estetiğinin, doğallığının bozulmaması için mücadeleye devam edeceklerini söyledi.
Ayvalık’ı gelecek kuşaklara, atalarından aldığı gibi emanet etmenin sorumluluğunu ve yükünü omuzlarında taşıdıklarını vurgulayan Başkan Ergin, iptal kararının benzer girişimde bulunmak isteyenlerin hevesini kursağında bırakacağını belirtti. Başkan Ergin, “Karakoç Deresi’nin sulak alan statüsünde kalması, pirina kokusu yayan fabrikanın önlem alması, Karaayıt’ın madencilere depo olmaması için, göreve geldiğimiz günden beri mücadele ediyoruz, mücadeleyi aksatmaksızın sürdürmeye de devam edeceğiz. Bu mücadeleyi sürdüren ve desteklerini esirgemeyen avukat Günay Benli ve avukat Canan Yılmaz’a, gönüllü olarak davamızı üstlenen avukat Filiz Sonsuz’a, birlikte mücadele yürüttüğümüz Ayvalık Tabiat Platformu, Bergama Çevre Platformu ve Burhaniye Çevre Platformu’ndaki arkadaşlarımıza ve yaşam savunucusu dostlarımıza çok teşekkür ediyoruz” dedi.
Ayvalık Tabiat Platformu Sözcüsü Nebahat Dinler;
Ayvalık Tabiat Derneği ve Ayvalık Belediyesi tarafından Balıkesir İli Burhaniye İlçesi Hacıbozlar Mahallesi, Ayvalık İlçesi Bağyüzü Mahallesi ile İzmir İli Bergama İlçesi Aşağıcuma ve Hacıhamzalar Mahalleleri Mevkiinde 250 hektar alanda “İdeal Stone Granit Ocağı İşletmesi (Kapasite Artışı) ve Kırma Eleme Tesisi" projesi için verilen “ÇED OLUMLU” kararının iptali için açılan davada, İzmir 6. İdare Mahkemesi iptal kararı verdi.
Sonuçtan büyük mutluluk duyuyor, Ayvalık Belediye Başkanı Sn. Mesut Ergin’e, Av. Günay Benli ve Av. Canan Yılmaz’a, gönüllü olarak davamızı üstlenen Av. Filiz Sonsuz’a, birlikte mücadele yürüttüğümüz Bergama Çevre Platformu ve Burhaniye Çevre Platformu’ndaki arkadaşlarımıza ve yaşam savunucusu dostlarımıza çok teşekkür ediyoruz.
Bergama Çevre Plaformu Sözcüsü Erol Engel;
Kozak yaylasının gözü aydın. Bu yargı kararıyla Kozak'ın sahipsiz olmadığı bir kez daha görülmüştür. 2017 yılından bu yana Bergama'nın Hacı Hamzalar, Aşağı Cuma, Burhaniye'nin Hacı Bozlar ve Ayvalık'ın Bağyüzü köylerinde mevcut kapasitesini 18 kat artırmak isteyen firmaya karşı yöre köylülerimizle, Ayvalık Tabiat Platformu, Burhaniye Çevre Platformu ve Bergama çevre platformu olarak göstermiş olduğumuz dayanışmanın zaferidir bu yargı kararı.
Önceki dönem Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç'in bu davada köylülerle omuz omuza göstermiş olduğu dayanışmayı da unutmayacağız. AKP'li Bergama belediye başkanının işbaşına gelir gelmez "çevre davalarından çekilme" kararıyla Kozak Yaylası’nı yalnız bırakmasını da affetmeyeceğiz. Kozak'ın zor gününde dava açarak sorumluluk alıp Kozak'a sahip çıkan Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin'e de şükranlarımızı sunuyorum.
Bu yargı kararıyla Kozak Yaylası’nı haramilerin elinden korumuş olduk. Bu yargı kararı yöre köylüsüne, Kozak Yaylası’nın asıl sahipleri kuşuna kurduna, domuzuna, yılkı atlarına ve tüm canlılarına armağan olsun.
Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Ayvalık Temsilciliği olarak; Bu önemli hukuk zaferinde emeği olan herkese, Ayvalık’ta çevre mücadelesinde lokomotif görevini yapan Ayvalık Belediye Başkanı Sn. Mesut Ergin’e, Ayvalık Tabiat Platformu’na ve sözcüsü Nebahat Dinler’e , Av. Günay Benli ve Av. Canan Yılmaz’a, gönüllü olarak davamızı üstlenen Av. Filiz Sonsuz’a, birlikte mücadele yürüten Bergama Çevre Platformu ile Burhaniye Çevre Platformu’na çok teşekkür ederim.