İzmir'de iş insanlarının yaşam öykülerini kaleme aldığı kitaplar art arda yayımlanıyor. İşletmelerinde çok sayıda olay yaşamış, şirketini belirli bir konuma getirip ikinci hatta üçüncü kuşak gençlerin yönetimine devretmiş çok sayıda iş insanı deneyimlerini kayda geçiriyor.
Biyografileri seven bir okur olarak, alanı ne olursa olsun, özellikle İzmirliler'in yazdığı kitaplar ilgimi çekiyor. Çünkü bu kitaplarda o kişilerin sadece iş, eğitim yaşantılarını değil aynı zamanda İzmir'i de buluyorum. Yazarın ailesine, çocukluğuna, yaşadığı semte, iş, eğitim yaşamına ilişkin ilk ağızdan anlattıkları, paylaştıkları, fotoğraflar, görseller, hikayeler ayrı bir değer taşıyor.
İş insanı Oğuz Tatış'ın kaleme aldığı, 73 yıllık yaşam öyküsünü, ülkemizin ekonomik ve siyasi çok sayıda çalkantılı döneme tanıklık ettiği iş yaşamını anlattığı kitabı tam da böyle bir kitap. "Oğuz Tatış" kitabı geçtiğimiz yıl Kasım ayında Özel Türk Koleji Eğitim ve Kültür Yayınları'ndan çıkmış. Kitap, bir iş insanı için oldukça "cesur" denecek tarzda kaleme alınmış.
KENDİ KALEMİNDEN
Oğuz Tatış'la İzmir Özel Türk Koleji kampüsü içinde yer alan Latife Hanım Köşkü'nde söyleştik. Yaşamının hiçbir döneminde bir hatıra defterine sahip olmadığını belirten Tatış, kitabını bir kağıt parçasına not ettiği 80'e yakın anekdottan yola çıkarak, kendi sözcükleriyle, kendisinin kaleme aldığını söylüyor. Oğuz Tatış, kitabı kaleme alma nedenini şu sözcüklerle anlatıyor:
"Sıklıkla kullandığım bir lafım vardır, 'Biz bu ülkeye çok pahalıya mal olduk' derim. Gerek üniversite tahsilimizi devlet karşıladı, gerekse sanayi esnasında yaptığımız hatalar, bu memlekete çok şeye mal oldu. Ama biz de tecrübe kazandık. Bu tecrübeler üniversitelerde anlatılan tecrübeler değil, bunlar tamamen hayat üniversitesinin insana bahşettiği olanaklar. Onun için de bunların alt nesillere intikali için bunu anlatmak istedim."
DAĞ AŞMAK ŞİARI OLMUŞ
Ülkenin en çalkantılı döneminde iş yapan, binlerce kişiye istihdam yaratan ve Türkiye'nin önde gelen markalarından birinin patronuyken ülkenin siyasetinde yaşadığı sorunlar, ekonomideki istikrarsızlıklar nedeniyle fabrikalarını kapatmak zorunda kaldıklarını söylüyor Oğuz Tatış. İş insanlarının yaşamında inişli çıkışlı dönemler bulunduğunu belirten Tatış hep bir dağ aşmak zorunda kaldığını, kitabında bu deneyimleri de açık yüreklilikle paylaştığını dile getiriyor.
Yaşama 1948 yılında, İkiçeşmelik semtindeki mütevazı bir evde başlayan Oğuz Tatış'ın kitabında önce eski İzmir'in semtlerine bir yolculuk yapıyorsunuz. Kitapta İzmir'in ilk özel okulu ile ilk özel üniversitesinin kurucusu, başarılı girişimci ve değerli bir eğitimci olan Bahattin Tatış'ın iş yaşamını ve ailenin sanayiciliğe giriş öyküsünü okuyorsunuz.
Oğuz Tatış, kitapta koleksiyonculuk çalışmalarını, binlerce başarılı genç yetiştiren İzmir Özel Türk Koleji'ne ilişkin hayallerini, aile yaşamındaki mutluluğun iş insanının başarısını nasıl etkilediğini anlatıyor. Kitapta, İzmir'in önemli markalarından İzmir Elektronik Sanayi'nin (İES) doğuşu, gelişimi ve kapanışına ilişkin bilgilerin yer aldığı bölüm ise kentin ekonomi tarihine ilişkin önemli kesitlerinden birini oluşturuyor.
Ege Sanayici ve İş İnsanları Derneği'nin kurucularından Oğuz Tatış, adını taşıyan kitapta İzmir'in iş yaşamına, sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarına ilişkin anıları tazeliyor. Sanayicinin fikir üretmekten, harekete geçmekten ve ülke için istihdam yaratmaktan hiçbir zaman vazgeçmediğini örnekleriyle anlatıyor.
Oğuz Tatış, "İş insanlarına yaşam öykülerini yazmalarını öneriyorum, bunu kesinlikle yapmaları lazım. Herşey bir tecrübe" diyor. İzmirli iş insanı Oğuz Tatış'ın içtenlikle kaleme aldığı, oldukça sürükleyici bir anlatımı olan kitabın, yaşadıklarını kayda geçirmek isteyen iş insanlarına model olacağını düşünüyorum.
••••
Tarihe not düşen bir kitap
100. Yaşında İzmir Kadınlar Kongresi
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 15-21 Mart 2023 tarihleri arasında Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu'nun (TÜRKONFED) desteğiyle düzenlediği İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi'nin hazırlık çalışmalarına paralel olarak yapılan forumlardan ilkinin konusu “Kadın ve İktisat Kongresi"ydi. 2 Şubat 2023 günü yapılan forumda yapılan konuşmalar, Batı Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu (BASİFED) tarafından kitaba dönüştürüldü.
Kongrede yapılan konuşmaların bant çözümlerinin temel alınarak hazırlanan "100. Yaşında İzmir Kadınlar Kongresi" kitabının editörlüğünü Serdar Şahinkaya ve C. Coşkun Küçüközmen'in üstlendi. FOLKART'ın desteğiyle yayımlanan kitap, "kongre zabıtı" niteliği taşıyan bir eser olarak kütüphanelerde yerini aldı.
Konuşmacıların neredeyse tamamına yakınının kadın olduğu kongrenin deşifre metinlerini incelerken, Anadolu kadının sesini dünyaya duyuran başarılı iş kadını örgütlerinin, sivil toplum kuruluşlarının çokluğu ve sözlerinin gücü insanı onurlandırıyor.
BASİFED Başkanı Mehmet Ali Kasalı, kadının sesini böylesine güçlü bir şekilde duyuran kongreyi geleneksel hale getirmeyi arzu ettiğini belirtiyor. Atatürk'ün Kadınlar Kongresi'ni düzenlemek için İzmir'i seçmesinin bir rastlantı olmadığına dikkati çeken Kasalı, şu görüşleri paylaşıyor:
"Atatürk 100 yıl önce 'Ben kadın sorununu konuşsam İzmir'de konuşurum. Bunu Konya'da konuşamam, bunu Erzurum'da konuşamam. Bunu Çorum'da konuşamam' diyor. Bakın o günlerde Osmanlı coğrafyasında sayım yapılıyor. Sayımda kadınlar ve erkekler ve büyükbaş hayvanlar sayılıyor. Kadınlar sayılmıyor. Yani düşünün, böyle böyle bir toplumda siz kadını her şeyin önüne koyuyorsunuz. 17 Şubat-4 Mart 1923 tarihinde İzmir'de toplanacak kongreden iki hafta önce önce Kadınlar Kongresi'nin yapılmış olması, 1923 Cumhuriyeti’nin sosyolojik temeli, beşeri sermayesi ve kadın erkek eşitliğine dayanarak zenginleşmesi lazım geldiğinin ip uçlarını da vermektedir."
Mehmet Ali Kasalı, Kadınlar Kongresi ile İktisat Kongresi'nin art arda kentimizde yapılmasının İzmir'e "kurtuluşun kenti" olması yanında "kuruluşun kenti" vasfını da kazandırdığını vurguluyor. Mustafa Kemal'in kongrede, "Kadın öğretmen olur, kadın mühendis olur, kadın doktor olur, kadın öğretmen olur, kadın her şey olur" dediğini anımsatan Kasalı, "Ne kadar değerli bu sözlerin o zaman söylenmesi. Kadın olmadan ne ekonomi olur. Kadın olmadan ne sanayi olur. Kadın olmadan ne toplumsal gelişme sağlanır. Bugün bu sözleri söyleyin. Bu sözlere bugün hala ihtiyaç var" diyor.
Vizyonuyla bizleri kendisine daima hayran bırakan Mustafa Kemal'in günümüzden 100 yıl önce, o günün sosyal koşullarında Kadınlar Kongresi'ni düzenlemesi ne kadar da değerli ve önemli. "100. Yaşında İzmir Kadınlar Kongresi" kitabı da konuya ilişkin tarihi belgelere ve bilgilere yer vermesinin yanı sıra, 100 yıl sonra yaşanan tüm olumsuzluklar bir yana, ülkemizde mücadeleden vazgeçmeyen kadının gücünü gösteren bir eser olması açısından değerli.
Mustafa Kemal Atatürk'e sonsuz şükranlarımı sunarken, daha Cumhuriyet ilan edilmemiş, Medeni Kanun (1926) çıkmamışken nikah masasına birlikte oturarak evlendiği (20 Ocak 1923) ve bir ilki gerçekleştirdiği, İzmir'in çağdaş yüzünün simgesi, Türk kadınına Cumhuriyet’in ilk yıllarında eğitimi, kültürü ve dik duruşuyla rol model olmayı başarmış Latife Hanım'ı da saygıyla ve rahmetle anıyorum.