OECD tarafından yapılan ve dünya genelindeki eğitim sistemlerini değerlendiren PISA 2022 araştırmasının verilerine göre, Türkiye’deki öğrenciler okulda yeni bilgiler öğrenmeyi, diğer ülkelere kıyasla daha fazla seviyor. Bu bulgu, Türkiye’nin eğitim sistemindeki öğrencilerin motivasyonları ve yaşam boyu öğrenme stratejileri açısından dikkat çekici bir yer tutuyor. PISA, her üç yılda bir düzenlenen, 15 yaş grubundaki öğrencilerin temel akademik becerilerini ve öğrenme stratejilerini değerlendiren uluslararası bir araştırma programı olarak, 81 ülkenin katılımıyla gerçekleşiyor. Türkiye, 2022’de yapılan araştırmaya 60 ilden 196 okuldan 7.250 öğrenci ile katıldı ve bu veriler, Türkiye’deki eğitim politikalarının nasıl şekillendiğini ve öğrencilerin öğrenme alışkanlıklarını daha net bir şekilde gözler önüne serdi.
Yaşam Boyu Öğrenme Stratejileri ve Öğrencilerin Motivasyonu: PISA 2022 araştırmasının en önemli odak noktalarından biri, öğrencilerin yaşam boyu öğrenmeye ne kadar hazır oldukları ve okulda kazandıkları becerilerin bu süreçteki önemi oldu. OECD, yaşam boyu öğrenmeyi, öğrencilerin sadece okul yıllarında edindikleri bilgileri değil, gelecekteki iş ve hayat becerilerini de kapsayan bir olgu olarak ele alıyor. Türkiye’de öğrencilerin okulda yeni bilgileri öğrenme konusunda büyük bir isteklilik gösterdiği gözlemlendi. Türkiye’deki öğrencilerin yüzde 70,7’si okulda yeni şeyler öğrenmekten keyif aldıklarını belirtirken, bu oran OECD ortalamasının oldukça üzerinde. OECD ülkelerindeki öğrenciler için bu oran ise yalnızca yüzde 50,1. Bu durum, Türk öğrencilerinin öğrenmeye olan yüksek motivasyonunu ve okullardaki eğitim süreçlerine karşı gösterdikleri ilgiyi ortaya koyuyor.
Öğrenme Stratejileri ve Başarıya Etkisi: PISA 2022 raporunda, öğrencilerin öğrenme stratejileri de önemli bir başlık olarak yer aldı. Türkiye’deki öğrenciler, çalışmalarını düzenli olarak kontrol etmeyi diğer OECD ülkelerine kıyasla daha fazla önemsiyor. Türkiye’deki öğrencilerin yüzde 66,4’ü, çalışmaları üzerinde kontrol sağlamayı önemserken, OECD ülkelerinde bu oran yüzde 64,2. Eleştirel düşünme becerisi konusunda da Türkiye’deki öğrenciler öne çıkarken, özellikle matematik dersinde anlamadıkları konuları sorma noktasında OECD ülkelerinin gerisinde kalıyorlar. Bu durum, öğrencilerin eğitimde başarıyı artırmak adına daha fazla soru sormaları gerektiğini gösteriyor.
Matematik ve Diğer Derslerdeki Motivasyon Farklılıkları: Raporda ayrıca öğrencilerin matematik dersine karşı olan tutumları da incelendi. Türkiye’deki öğrenciler, matematik dersinde başarılı olabilmek için daha fazla çaba harcanması gerektiğini düşünüyorlar, ancak aynı öğrenciler, zorlu okul çalışmalarını sevme ve okulda öğrendiklerinin günlük yaşamlarına katkı sağladığına inanma noktasında OECD ülkeleriyle benzer seviyedeler. Türk öğrencileri matematik dersinde başarılı olmak için çalışma gerekliliğini kabul etmekle birlikte, derslerin günlük yaşamla olan ilişkisini daha fazla sorgulamak ve bu konuda daha fazla bağlantı kurmak gerekiyor.
Ebeveyn Katılımı ve Öğrencilerin Başarıları: Raporda dikkat çeken bir diğer önemli bulgu ise ebeveynlerin çocuklarının eğitimine katılımı ile ilgiliydi. Çocuklarıyla sık sık iletişim kuran ebeveynlerin, öğrencilerin akademik başarılarını olumlu yönde etkilediği vurgulandı. Özellikle öğrenciler ve ebeveynler arasındaki günlük iletişim, öğrencilerin okulda öğrendiklerini daha iyi kavramalarına yardımcı oluyor. PISA verilerine göre, ebeveynleriyle düzenli etkileşimde bulunan öğrenciler, matematik dersinde daha başarılı olabiliyor. Ayrıca, okul ve öğrenme ile ilgili konulara ebeveynlerin katılımı, sadece okul dışı sohbetlerle bile öğrencilerin başarısını artırabiliyor. Ebeveynlerin çocuklarıyla sıradan aktiviteler yapmaları, onların eğitimle ilgili tutumlarını güçlendirebiliyor.
Sonuç Olarak Türkiye’nin Eğitimdeki Potansiyeli: OECD PISA 2022 raporu, Türkiye’deki öğrencilerin öğrenmeye olan ilgisinin ve motivasyonunun oldukça yüksek olduğunu gösteriyor. Öğrenciler okulda yeni bilgiler öğrenmekten zevk alıyor ve öğrenme stratejilerini etkili bir şekilde kullanma konusunda gelişim gösteriyor. Ancak, daha fazla eleştirel düşünme becerisi kazandırılması ve öğrencilerin, öğrenmedikleri konularda soru sorma alışkanlıklarının artırılması gerektiği de belirtiliyor. Ebeveyn katılımının eğitimdeki başarıyı artırdığı, aile içindeki etkileşimin öğrencilerin öğrenmeye olan ilgisini pekiştirdiği de önemli bir bulgu olarak karşımıza çıkıyor.