Neler oluyor gülüm neler oluyor bize!
Neler oluyor bize yine neler oluyor gülüm
Neler oluyor bize yine neler oluyor gülüm
Neler oluyor sana bana neler oluyor
Neler oluyor bize yine neler oluyor gülüm
Neler oluyor sana bana neler oluyor
İlhan Şeşen’in bu müziği ve sözleri güzel şarkısını hepimiz biliriz. Usta sanatçının ağzından dinlediğimizde de sözlerinde kendimizden bir şeyler buluruz. Bu parçayı size neden mi hatırlattım? Şarkının sözleri tam da bugünlerde yalnız ve güzel ülkemde yaşananlarla ilgili değil mi sizce de?
Nasıl mı? Bakın sıralıyorum. Bazılarnı yazarken inanın utandım, yapan ben olmadığım halde. Çokça elimi başımın arasına aldım, çokça üzüldüm, az biraz da dövündüm.
SAPKIN YAĞMURU
Sapkın davranışlar arttı. Bir hafta içinde 3 tacizci sokaklarda kovalanarak yakalandı. Bir temiz ıslatıldı, polis ekipleri tarafından zorlukla ölümden kurtarıldı. Bir diğer taciz olayında 14 yaşındaki kız çocuğunu taciz eden 50 küsur yaşındaki adam bile diyemeyeceğim yaratık, hesap soran annesini de taciz etti. Otobüste genç kızın bacaklarının fotosunu çekti. Yakalanınca ağlayarak özür diledi ama dayağı da yedi. İstanbul’un göbeğinde afedersiniz, köpek gibi çiftleşen iki utanmaz kameralara yakalandı. Gözaltına alındı. Diğer yandan çırılçıplak sokaklarda gezen sayısı (Kadın erkek ayırmıyorum) bir haftada 3’ü geçti. Konya’dan gelen ve sözde Azrail (A.S) kostümüyle İstanbul caddelerini arşınlayan genç kendini ateşe verdi, yanarak hayata gözlerini yumdu.
Ya buna ne demeli? Arkadaş kavgasını ayırırken kendisine ‘Lan’ denince dayanamadı silahını çekerek, arkadaşını öldürdü.
Al bir tane daha İzmir’de berber kurşunlandı. Silahını çeken berber de karşılık verdi. Sonuç berber öldü, hanın çaycısı ayağından yaralandı.
Düğün magandaları arttı. Yorgun mermiler her yere düşmeye başladı. İnsanlarımız canlarını kurtarma telaşına düştü.
İnsanlarımız, hoşgörü timsali, yardımsever, insanlık ölmemiş dedirten insanlarımız bir anda suç makinelerine, iki ayaklı silahlara dönüştü. Hoşgörü bitti, suç toplumu haline geldik, geliyoruz. Bireysel silahlanmanın önüne geçemiyoruz. Bu kanunlarla da suçu önlemenin ancak hayalini görebiliriz. Adam yaralayanın bile adli kontrol şartıyla serbest kaldığı, uyuşturucu satıcılarının ve hırsızların cirit attığı, hırsızlığa karşı çıkanların; ‘Sen ifadeni verirken ben serbest kalırım. Sonrasını düşün’ sözleriyle tehdit edildiği ülkemin vay haline demekten başka elimden bir şey gelmiyor. Uzmanlara göre ‘Normları en zayıf halkalar ihlal eder.’
Ve maalesef, pandemi ve kriz sonrası Türkiye cinnet getirenlerin memleketi görüntüsüne büründü. Allah sonumuzu hayr eylesin!