NATO’da ne işimiz var
North Atlantic Treaty Organization.
North Atlantic Treaty Organization.
Bildiğimiz adıyla NATO.
Hani şu 70 yıldır üye olduğumuz kuruluş
Hani bayrağında mavi beyaz pusula olan.
Tamam. tamam..
Elbette NATO’yu biliyorsunuz.
Peki ya 70 yıl öncesini.
Türkiye’nin NATO’ya neden girdiğini?
Eski defterleri biraz karıştıralım.
Eee. Sonuçta tarih tekerrürden ibaret.
Belki bize bugünleri biraz hatırlatır.
Yol gösterir.
Aralık 1945. Moskova.
2. Dünya Savaşı sonrası İngilizler Stalin ziyaretinde.
Gündem malum: Nüfuz mıntıkalarının paylaşımı
“Berlin Fatihi” Stalin kendinden oldukça emin.
Mağrur ve kibirli
İstedikçe istiyor,
Bakü petrolleri, İran, Polonya derken
Sıra Türkiye’ye geliyor.
Ankara ile 1921 öncesi sınırlara dönülmesini talep ediyor,
-Kars ve Ardahan, Ermeni ve Gürcü toprağı.
-Geri verin! diyor
Stalin tıpkı Kırım’dan sonra Donbask’ı isteyen Putin gibi
Durup duracağı yok.
Bir de boğazlarda üs talep ediyor.
Başka paşam.
“Berlin fatihi” kararlı.
İşin içine Gürcü ve Ermeni akademisyenleri, gazetecileri filan da katıyor.
Konferanslar, makaleler.
İlle de Doğu Anadolu ve Boğazlar.
Vazgeçecek gibi değil.
1 yıl kadar sonra.
Ankara’ya Moskova’dan bir nota ulaşıyor.
-Karadeniz ülkelerinin savaş gemileri boğazlardan serbestçe geçsin
- Karadeniz ülkelerince kurulacak ortak bir komisyon boğazlar rejimini belirlesin
Yani bildiğin Montrö kaldırılsın.
-Oldu ağam..
Stalin’in talepleri anında reddediliyor.
Üstü kapalı tehditler sürüyor.
Batı ise sakin.
ABD Ruslar’ın sıcak denizlere inmesine o günlerde de karşı.
Yani mecburen yanımızda.
1949’da NATO’yu kuruluyor.
Kritik 5. madde devrede
Bir ülkeye yapılan saldırı tüm ülkelere yapılmış sayılacak.
ABD Başkanı Truman da batı dünyasına karşı en büyük tehdidi “Komünistler” olarak ilan edince.
Her şey netleşiyor.
Rus tehdidine karşı Türkiye NATO zırhına bürünmeli
1950’de iktidara gelen Demokrat Parti’nin hükümet programını Adnan Menderes TBMM’de okuyor. Hedef “NATO” diyor
Ah Zelenksy Ah !
Bi 70 yıl geç kaldın.
Neyse.
İlk başvuru kabul görmüyor.
Ankara şaşkın.
Ne yapsak ne etsek derken
Kore Savaşı patlıyor
4 bin 500 Mehmetçik BM’nin çağrısıyla Uzakdoğu’ya yollanıyor
Mesaj net. “ Dünya barışı için biz de varız”
Ve o mesaj çabuk alınıyor. 1952’de Türkiye NATO’ya giriyor.
1953’te Stalin ölünce, tehdit de ortadan kalkıyor.
Peki NATO, Soğuk savaş yıllarında ne yaptı.
Batının komünizme karşı en büyük savunma zırhı olmayı sürdürdü.
Kimi “gladio” benzeri örgütler kurmakla suçladı
Kimi “komünistlere karşı gayri nizami harp unsuları oluşturmakla.
Ve bugün..
NATO 30 üyesi ile dünyanın en büyük askeri kuruluşu.
Ukrayna, İsveç ve Finlandiya başta olmak üzere Baltık ve Balkan ülkeleri NATO’ya girmek yarışırken, sizce biz NATO’dan çıkmalı mıyız ?
Rus tehdidi bitti mi ?
Bir düşünün bakalım!