Yukarıda yanından bir süre gidip geldiğimiz; hayretle, kızgınlıkla ve elbette tiksinerek baktığımız bir manzaraya şahit oluyorsunuz: Kırık rögar kapağı ve buradan çıktığı düşünülen, leşi bile kurumuş bir fare.
Öyle kenar köşe bir yer değil, yaşadığım yerin ara cadde görevi gören en işlek sokaklarından biri burası. "Böyle olur mu!", "Nasıl olur?" derken kırık kapakla aylar geçti, fareler gün yüzü gördü, insanlar bekledi.
İlçenin belediye başkanı, büyükşehirde aday adayı olmasa, yürüdüğümüz yolları neler götürecek aşikar! Neyse ki seçim dönemi geldi. Arı gibi çalışan ekipler bozulan yolları düzeltti, gerekli yerlere asfalt döktü, sokakları temizledi, kırık kapağı yeniledi. Demekki istenince yapılabiliniyormuş.
Neyse... Bizim başkan aday gösterilmedi tabi; ama tüm beceriksizliğine rağmen yeniden seçilenler var. Sülalesini işe doldurup kadroları şişirenler, çarşaf çarşaf borcu belediyenin sırtına yükleyenler var. Bu başkanların mal varlığına neden el konmaz, borcun hesabı neden sorulmaz, onu da anlamış değilim ya... O günleri de görürüz inşallah.
Çiçeği burnunda başkanlara naçizane bir öneri: Hanımlar, Beyler! Çalışmak için seçim dönemlerini beklemeyin. Yeni dönem için lütfen sadece yaptığınız ve yapmadığınız işlerin hatırlanacağını düşünerek kararlar alın.
Adınız, soyadınız belki unutulacak; ama kolaylaştırdığınız işler, güldürdüğünüz çocuklar, dokunduğunuz hayatlar sizi hep güzel hatırlatacak. İsminizin yerinde belki bir "efsane" olacak.
Hak yemeden, ah almadan, adaletle çalışın. Hatıralarda kuru bir fare leşiyle değil, icraatlerle yer edinin. Nâmınızı siz seçin.
Toplumun, "Nereye gidiyor?" diye sorguladığı gençlere gidilecek yolu siz işaret edin.
Etiketler: belediye, seçim, vaat