Prof. Dr. Görür, Yedisu Fayı'nın son büyük depremini M.Ö. 500'de yaşadığını belirterek, bu fayın 2.500 yılda bir büyük deprem ürettiğini söyledi. Fayın periyodunun dolmuş olabileceğine dikkat çeken Görür, "Harekete geçerse 7 büyüklüğünde bir deprem olabilir, bu endişe verici bir durum." dedi. 1790'da 7.2 büyüklüğünde bir deprem üreten Yedisu Fayı'nın, bu tarihten sonra yaklaşık 250 yıl geçtiğini hatırlatan Görür, "Zaman doldu, kırılma olma ihtimali yüksek" diye ekledi.
Malatya ve Çevresi:
Malatya'daki son depremin de endişe verici olduğunu belirten Görür, Malatya Fay Zonu'na dikkat çekti ve bu bölgedeki depremlerle ilgili araştırmaların hızlandırılması gerektiğini ifade etti. Ayrıca, Kahramanmaraş ve Hatay'daki faylarnın büyük ölçüde kırıldığını, bunun da Malatya'ya enerji transferi sağladığını ve risk oluşturduğunu söyledi.
İstanbul ve Barajlar:
Görür, İstanbul'daki yapıların yüzde 60'ının depreme dayanıklı olmadığını belirterek, şehirdeki yapısal risklere de dikkat çekti. Ayrıca, İstanbul'daki bazı barajların depremde risk taşıdığını ve bunların güçlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Ayrıca, Anadolu'daki 7 barajın da deprem riski taşıyan yapılar arasında olduğunun altını çizdi.
Son olarak, Türkiye'deki genel deprem hazırlıklarının yetersiz olduğunu vurgulayan Görür, "Deprem hazırlığı, belirli bir zaman diliminde yapılmaz. Bütün şehirlerin ve altyapıların deprem dayanıklı hale getirilmesi gerekir." diyerek, depremi bir "beka meselesi" olarak tanımladı. Görür'ün açıklamaları, Türkiye'nin deprem riski taşıyan bölgelerinde yapılacak olan altyapı ve yapılaşma çalışmalarının önemini bir kez daha gözler önüne serdi.