Ege Telgraf- Karabağlar Belediyesi’nin önceki dönem başkanı Muhittin Selvitopu, Ege Telgraf TV’de yayınlanan Geçmişin İzleri programına konuk oldu. Karabağlar Belediye Başkanlığı süreci, sonrası ve kent gündeminin öne çıkan başlıkları hakkında dikkatleri çekecek açıklamalarda bulunan Selvitopu, Ege Telgraf Genel Yayın Yönetmeni Aylin Suphandağlı, gazeteci Cihad Taysi ve program yapımcısı Erhan Ayhan Önel’in sorularını yanıtladı.
Karabağlar Belediyesi’nde iki dönem üst üste başkanlık yapan Selvitopu, “Yaklaşık 44 yıldır kamu görevinde, bir yıl da özel sektörde görev yaptım. Tabii günler oldukça yoğun geçti. Aday gösterilmedikten sonra dinlenmeye de ihtiyacım olduğunu fark ettim. Tabii kişi olarak yapmak istediklerim de vardı… Sosyal medyayı, ülkedeki gelişen olayları takip ediyor, yürüyüşler yapıyor, etkinliklere katılıyorum. Kitap okumak ve müzik dinlemek gibi aktivitelerle de zamanım geçiyor. Amatör olarak ilkokul çağlarından beri bağlama çalıyorum. Tüm bunların dışında siyaset de devam ediyor. Aday gösterilmedik diye siyasetten uzak kalmayı da doğru bulmuyorum. Siyaset, ülkedeki tüm insanların yapması gereken bir konu. Siyasetçi ülkeyi yönetiyor hem ülke ile hem de yerelle ilgili kararları alıyor. Orada söz sahibi olmak istiyorsak hangi siyasi partinin içinde olursak olalım siyasetin içinde olmakta yarar var. Tabii ki kendi çalışmalarınızı yapacak, kendi işinizle de ayakta kalacaksınız. Siyaset bence bir geçim aracı olmamalı. Tam tersine kendi hayatınızı kurup topluma ve ülkeye hizmet etmek en önemli görev. Bu yönüyle de siyaseti takip ediyorum. Belediye başkanlığı görevimden sonra birden bir boşluğa da düşmedim, her gün bir şeylerle uğraştığım için sorun yaşamadım” diye konuştu.
‘ŞİKAYET EDECEKSENİZ KOLTUĞA NİYE OTURDUNUZ?’
Karabağlar Belediyesi’ne başkan seçildiği ilk dönemde karşılaştığı ilk sorunun ne olduğunun sorulması üzerine Selvitopu, “Önce bir seçime girdik, telaş vardı. Seçimden sonra göreve başladım. Karabağlar kolay bir yer değildi… Daha önceki belediye başkanımız rahmetli Sıtkı Kürüm de kendi bakış açısıyla çalışmalar yapmıştı. Karabağlar’ın bütçesinin dar olması sebebiyle o dönemde birçok sorunlarla karşılaşmıştık. Hiçbir zaman onlardan şikayetçi olmadım, olmam da… Çünkü kamu kurumlarının bir yapısı var. Sorun olmazsa zaten bu kurumlar olmaz. Seçilen belediye başkanlarının görevi bu sorunları çözmek. İlk ay iş yavaşlatma ve grev de yaşadım, çöpler de toplanmadı. Ancak bu bizi asla yıldırmadı, sonuçta çalışan arkadaşların da kendileri açısından haklı yönleri vardı. O sıkıntıları yavaş yavaş çözmeye başladık, adım adım yılmadan, bıkmadan, moral bozmadan belediyeyi daha iyi bir noktaya taşımaya gayret ettik. 5 ila 6 ay sürenin ardından da rahatlamaya başladık. 2014’te İzmir’in en büyük ilçe belediyesiydik. Yani nüfusun bol, bütçenin dar olduğu ilçeydik. Bu nedenle de bütçe dengesini ona göre oluşturmamız gerekiyordu ve ben de ona gayret ettim. Belirli bütçeyi oluşturduktan sonra hizmete yoğunlaştık. Her şeyin ilkinde mutlaka bir zorluk vardır… Bu önceki belediye başkanının eksik görev yapması değil, oluşan koşulların yarattığı durumdur. Çok şikayet etmeyi sevmem, var olan sorunları çözmeye çalışırım. Çünkü siyaset yapanlar ve bir göreve talip olanların esas işi sorunu çözmektir, oraya buraya şikayet etmek değildir. Şikayet edecekseniz o zaman o göreve niye talip oldunuz? O koltuğa niye oturdunuz? Oturmadan önce ben nasıl bir tabloyla karşılaşacağımı tahmin ediyordum. Böyle bir tablo geldi diye suçu başka bir yere atmamız söz konusu olamaz. Sorunları çözmeye çalışıp hizmete odaklanarak yolumuza devam ettik” dedi.
‘O YÖNÜYLE GÖZÜM ARKADA KALMADI’
“Peki mali disiplini nasıl sağladınız?” sorusuna da yanıt veren Selvitopu, şunları aktardı: “Yerel yönetimler devletin bir parçası. Kendi başınıza yönetemezsiniz, önce kadrolarınızı doğru oluşturmanız lazım. Şimdi çok konuşuluyor, liyakatli kadrolardan bahsediliyor. Belediyede farklı farklı kadrolar var. O işleri yapacak liyakatli kadroları oluşturmak belediye başkanının en birincil görevi. Belediye yapısı, belediye meclis yapısında da bir sıkıntımız olmadı, hepsine teşekkür ederim. Bürokratik kadrolarda da işini bilen kişilere görev verdik. Bunun dışında her hafta başkan yardımcıları ve ilgili belediye müdürleriyle bir araya gelip belediyemizin durumunu gözden geçirdik. Önceliğimiz mali disiplin, mali durum nedir oldu. Burada bazı harcamaları öteleyebilirsiniz ama bazılarını da öteleyemezsiniz. Örneğin, çöp toplama işini öteleyebilir misiniz? İmkansız. Önceliğimiz temel hizmetlerin aksamadan yürümesi oldu. Öteleyebileceklerimizi daha sonraya bıraktık, hatta bazılarını hiç yapmadık. Son dönemlerde de her ay ilk meclis toplantımızda kadro durumumuzu da meclisin bilgisine sundum. Hiçbir zaman bu konuda popülist bir yaklaşımım olmadı. Belediyelerin önemli giderlerinden biri de personel. Göreve başladığımda yani 2014 yılının nisan ayında bin 641 personelimiz vardı. Teslim ettiğim tarihte ise bu sayı bin 635’ti. Emekli olanlar, ayrılanlar oldu, onların yerine yenilerini başlattık. Bu dengeyi çok iyi kurduk. Aksi halde Karabağlar’ın bütçesi oldukça dardır, açıldığınızda toparlamanız zor olur. Evet, bir yandan da hizmet yapmanız lazım. Onların da birçoğunu gerçekleştirdik. O yönüyle gözüm arkada kalmadı. Ancak tabii Karabağlar’ın çok daha hizmete ihtiyacı var mı, var.”
“Siyasetçinin serzeniş hakkı yoktur” sözleriyle devam eden Selvitopu, “Seçilip göreve geldiyseniz o sorunları çözmek sizin göreviniz. ‘Yapamam’, ‘edemem’ demek doğru değil. Bu ülke büyük bir mücadele ile kurulmuş, bizim yaptıklarımızın onların yanında lafı sözü olmaz. Yurttaşlarımızı, insanlarımızı seviyorsak yapmamız gereken her türlü fedakârlık yapıp onlara hizmet etmektir. Ben bu amaçla siyaset yapmak gerektiğine inanıyorum. 10 yıl kamu görevi yaparken de hep bu ilkelerle hareket ettim. Çözülemeyecek hiçbir sorun yok; yeter ki inanın, kararlı olun ve çalışın” dedi.
‘ISRARIMIZ BU YÖNDEYDİ AMA ANLATAMADIK’
Karabağlar’da geçtiğimiz döneme damgasını vuran iki konu 80 hektarlık üniversite alanı ve 540 hektarlık kentsel dönüşüm alanı tartışmalarıydı. Kendi döneminde de bu sorunla oldukça mücadele eden Selvitopu, “Uzundere Köyü’nün hemen üzerinde, Yaşar Kemal Mahallesi ve Tırazlı Yolu arasında kalan 80 hektarlık bir kamu arazisi vardı. Bildiğim kadarı ile en son mahkeme bakanlığın yaptığı imar planına iptal kararı verdi. Yeni bir imar planının yapılması gerekiyordu. Yeni bir plan da yapıldığını duydum. 2017 yılında bu arazilerin tamamı başbakanlık TOKİ’ye tahsis etti. Ne bizden ne de İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden görüş alındı. Karabağlar’da daha sonra bir özel üniversite kuruldu. Bu üniversitenin de kampüs alanı ihtiyacı vardı, biz de bu alanın olmasını istedik. TOKİ, 32 hektarlık bir alanı üniversite için ayırdı ama biz tamamının ayrılmasını istedik. Çünkü bir üniversite için bu çok da büyük bir alan değil. İtiraz ettik, çok ciddiye alınmayınca dava açıldı ve plan iptal oldu. Bakanlık ısrarla yeni planda da konut alanı olarak belirledi. Biz de yine itiraz ettik ve yine davalık olduk. Bu arada orada kuralar çekildi, vatandaş ortaya çıktı. Kendi açılarından onların da haklı olduğu bir süreç oldu. Biz ayrılırken de imar planı iptal edilmişti. TOKİ orada iki defa yapım ihalesine çıkmıştı, onlar da yargı kararı ile durdurulmuş oldu. Şimdi süreç devam ediyor. Orada kampüs alanına büyük ihtiyaç var. Karabağlar’da çarpık yapılaşma ve düzensiz kentleşme var. Her konuşan da dönüşüme ihtiyaç olduğunu belirtiyor. Bunun olması için teknik çalışmanın yanında sosyal projeler lazım. Bunların da birisi üniversite kampüsü kurulması. Kampüs kurulduğunda bir sosyal dönüşüm de gerçekleşecek. Konutu hemen yanındaki 540 hektarlık alanda karşılanmasını söyledik. Bizim ısrarımız bu yöndeydi ama bir türlü derdimizi anlatamadık. Umarım bu dikkate alınır. Çünkü bu, Karabağlar’daki dönüşümü sağlar” ifadelerini kullandı.
‘BİR DÖNEM DAHA ADAY OLMAMIZIN NEDENİ…’
“Karabağlar’ın en büyük sorunu plansız olmasıydı. Biz de göreve geldiğimizde bu konu üzerine çalıştık” diyen Selvitopu, “Bir dönem daha aday olmamın aslında temel sebebi bu planların takipçisi olup onları biraz daha oturtup geliştirmekti. Bundan dolayı talip oldum, başka bir amacım yoktu. Bir yandan Büyükşehir’in yaptığı bir dönüşüm çalışması var bir yandan da bizim 106 hektar Aşık Veysel’de yaptığımız dönüşüm çalışması da hazırlandı. Bunların hayata geçmesi lazım. Planlandı, fiziki olarak da hayata geçmesi lazım. Tekrar göreve talip olmamın nedeni bunlardı. Tabii ki noktasal projeler yapıldı; pazaryerleri yaptık, kültür ve semt merkezleri yaptık… Rekreasyon alanını toparlamak bizim iki yılımızı aldı” dedi.
‘BENİM BİR DAHA ADAY OLMAMIN NEDENİ’
Belediye başkanlarının ilçelerindeki kentsel dönüşüm projelerini bir dönemde hayata geçirememelerinin nedeninin sorulması üzerine Selvitopu, şu ifadeleri kullandı:
“Kentte yapılan çalışmalar var mı, var. Tamamının bitmesi bir süreç meselesi. Kentin nereye, ne şekilde gelişeceğine yönelik planların elinizde hazır olması lazım. Bunlar da Türkiye’de mevzuat olarak zaman alıyor. Biz bu planları yenilemek için yaklaşık 7 yıl uğraştık. Bu işlerin (yeni göreve gelen başkanlarca da) devam etmesi, takip edilmesi, kararlılıkla bu projelerin hayata geçmesi lazım. Maalesef bizde o yok. Benim bir dönem daha aday olmamın nedeni buydu. Yoksa iki dönem yapıp bırakma görüşüm vardı ama gördüğüm kadarıyla bir dönem daha yapıp bırakma görüşüm vardı. Sonuçta bu görevler kolay görevler değil…”
‘KIRILDIM, BİR BURUKLUK YAŞIYORSUNUZ…’
“Aday adayı olup aday gösterilmediğinizde ne düşündünüz? Kırıldınız mı?” sorusu üzerine de Selvitopu, “Yani çok beklediğim de bir durum değildi. Neden öyle oldu, bilmiyorum. Bunun da bir açıklaması yapılmadı. Olabilir, aday gösterilmiyor olabiliriz. Bir eksiklik varsa benim onu bilmem lazım. Maalesef benim o konuda bir bilgim yok. Böyle bir tercih yapıldı. İlk başlarda doğal olarak ben de insanım, bu izahat yapılmadığı için kırıldım, bir burukluk yaşıyorsunuz… Tabii ki adaylar değişmez değildir, bu belki görüşlerimiz ve önerilerimiz alınıp yapılsaydı çok daha iyi olurdu ama maalesef olmadı. O zaman heyetler gelip inceleme yaptı, benim araştırmama göre bunlarda hiçbir problem yoktu ama sonra öyle bir karar verildi. Ömür boyu belediye başkanı olacak halimiz yok, bir disiplin var, o disiplin içerisinde zaten ben görüşlerimi de kamuoyu ile paylaştım ve onu bıraktım. Bunu sürdürmenin anlamlı tarafı yoktu fakat siyaset kendi kulvarında devam edecek. Ben de siyasetin içinde olacağım” diye konuştu.