Ege Telgraf Gazetesi’nden Nihat Ak’ın haberine göre;Sebze ve meyve fiyatlarındaki artışlar, çeşitli faktörlerin bir kombinasyonu sonucu meydana geliyor. İklim değişikliği söylemleri, sebze ve meyve fiyatları üzerindeki spekülatif etkileri manipüle etmek için kullanılabiliyor. Sektör temsilcileri ve iklim uzmanları, bu konuda Ege Telgraf’a değerlendirmeler yaptı.

SPEKÜLASYONA KILIF MI?

Tarımsal ürün fiyatlarındaki fahiş artışların tamamının mazereti olarak iklim krizinin gösterilemeyeceğini belirten iklim uzmanı Prof. Dr. Doğan Yaşar, "Tarımsal üretimin bir kısmı için sıcak, bir kısmı için ise soğuk gereklidir. Bu koşullar gerçekleşmezse tarımsal üretim olmaz. Aşırı soğuk ve aşırı sıcak tarımı olumsuz etkiler. Bir bilim insanının açıklamasına göre, sıcaklık 48 dereceyi aştığında meyve ve sebze üretimi olumsuz etkilenir. Ancak, olumsuz etkileri kırabilecek uygulamalar vardır. Gölgeleme ağları veya örtüler kullanılarak bitkilerin doğrudan güneş ışığından korunması sağlanabilir. Bu, bitkilerin aşırı ısınmasını ve su kaybını önler. Toprağın yüzeyine organik malzemeler (saman, yaprak, kompost) serilerek yapılan mulçlama, toprağın nemini korur ve buharlaşmayı azaltır. Ayrıca, toprak sıcaklığını düzenler. Damlama sulama sistemi, suyun doğrudan bitki köklerine verilmesini sağlar ve su israfını önler. Bu, bitkilerin daha verimli su almasını ve sıcak havalarda su stresinden korunmasını sağlar. Tarım arazilerinin etrafına dikilen ağaçlar veya kurulan rüzgar kıran yapılar, sıcak rüzgarların etkisini azaltarak bitkileri korur. Cam ve plastik tünel ve seralar bitkilerin büyümesi için uygun koşullar sağlar. Don örtüleri, bitkilerin ısısını koruyarak don zararını önler. Toprağın ısısını artırarak bitkilerin köklerinin soğuktan korunmasını sağlar. Soğuk havalarda gece sulaması, ekim ve hasat zamanlarına dikkat ederek riskleri azaltır. Bu örnekler daha da artırılabilir. Sebze ve meyve fiyatlarındaki artışlar genellikle çok faktörlüdür. İklim değişikliği aşırılıkları bunlardan sadece biridir. İklim değişikliği söylemleri bazen spekülasyon amacıyla kullanılabilir. İklim krizi söylemi fiyat artışları spekülasyonuna kılıf yapılabilir" dedi.

Coğrafi işaretli Trabzon hasırı üretimi düğün sezonunun başlamasıyla arttı Coğrafi işaretli Trabzon hasırı üretimi düğün sezonunun başlamasıyla arttı

Sebze Meyve (1)
İLAHİ DEĞİL TAKDİRİ İDARİ

Fiyat artışlarının takdiri ilahi değil, takdiri idari olduğunu savunan Prof. Dr. Yaşar, "İklim bilimciler olarak yıllardır uyarıyoruz. Dikkat edilmesi gerekenleri anlatıyoruz. Yağmurun şiddeti ve toplanacak su miktarı belliyken, dere yatağını daraltırsan ve ortasına büyük yapılar inşa edersen sel felaketi yaşarsın. Savaşlara konu olan su kıtlığı belliyken vahşi sulama yaparsan yeraltı su seviyesi yüzlerce metre derine iner ve kuraklık olur. Tarımsal üretimde bir problem olduğunda hemen 'takdiri ilahi' söylemleri edilir. Bunun takdiri ilahi ile hiçbir ilgisi yok. Bu, takdiri idarelerle ve üniversitelerin marifetiyle ilgilidir. Türkiye’de verimli tarım yapılabilecek 25-30 kadar havza var. Tarım Bakanlığı, her sene olası yağış potansiyeline ve o havzanın su potansiyeline göre tarım ürün desenini belirlemeli, farklı yöntemlerle çiftçinin keyfi değil, bir plan dahilinde üretim yapmasını sağlamalıdır. Bakanlığın uzmanları tarafından yerel iklim koşullarına uygun bitki türlerinin seçilmesi, bitkilerin iklim değişikliklerine daha dayanıklı olmasını sağlar. Bilime dayalı toprak yönetimiyle ekim yapılacak alanın organik madde içeriği artırılır, toprağın su tutma kapasitesi ve ısısı düzenlenerek bitki korunur. Kültürel uygulamalarla bitkilerin düzenli budanması, zararlılardan arındırılması ve hastalıklara karşı korunması, bitkilerin stres koşullarına daha dayanıklı olmasını sağlanır. Bakanlık tarımda rehber olmazsa çiftçi ne yapar? Geçen yıl hangi ürün para yaparsa onu eker. O ürün çok olur, para da etmez. ABD, Hollanda, Brezilya, Almanya, Çin, Fransa ve İspanya gibi ülkeler, tarımsal ürün ihraç eden önemli ülkelerdir. Tarımsal üretimi ve tarımsal ihracatı önemli olan ülkelerin tarım bakanlıkları, üretim potansiyeline göre planlama yapıyor ve ihtiyaçlarının fazlasını dünyaya pazarlıyor. Bazı ülkeler, çiftçisinin elindeki iç piyasa fazlasını alıyor ve diğer ülkelerdeki işletmelere uzun vadeli taksitler halinde alma kolaylığı sağlanarak satıyor. Bizim ülkemizde küresel ısınmanın kıyağıyla tarımsal üretimde rekor kırıldığında ne oldu? Önceki dönem Tarım ve Orman Bakanlarından Dr. Bekir Pakdemirli, 'Üretilen sebze ve meyvelerin yüzde 50’si kayıp! Her yıl çöpe giden 19 milyon ton gıda! Bu da yaklaşık 625 bin çöp kamyonunun taşıdığı çöp miktarına denk!' dedi. İç piyasada ihtiyaç varken ürün ihraç edersek ve dış piyasada ihtiyaç olan ürünleri çöpe atarsak bunun sonu nereye varır? Bizim ülkemizin ticari ateşeleri ne iş yapar?" diye konuştu.

MEVSİMSEL DEĞİŞİM

Bazı tarımsal ürünlerde sıkıntı yaşandığına dikkati çeken İzmir Halciler Derneği Başkanı Orhan Doğan, "Adana ve çevresindeki tarımsal ürünlerde sıcakların büyük etkisi var. Sıcak, bitkileri yakıyor. Bu sıcak havada mevsimlik işçiler parasıyla dahi çalışmak istemiyor. Akaryakıta gelen zamlar nedeniyle nakliye fiyatları artıyor. Enflasyonist ortamda sebze ve meyve fiyatları artıyor. Şu anda kış ürünleri tarlada değil, soğuk hava depolarında. Onların da fiyatları yüksek oluyor. Yüksek sıcaklardan etkilenen meyve sebzelerin alternatiflerini bulmaya çalışıyoruz. Bazı ürünlerin alternatifi Bursa’dan bulunmaya başlandı. Yazın aşırı sıcakları gibi kışın mevsim normallerinin üzerine çıkan soğuk hava da fiyatlarda etkili oluyor. Fabrikasyon değil ki bu ürünler, ihtiyaç olduğunda düğmeye basılıp bir saatte üretilip kasaya konulabilsin. Otomotiv sektöründen en büyük isteğimiz, elektrikli TIR ve kamyonların karayollarımızda hizmet verir hale getirilmesidir. Nakliye fiyatlarımız şarjlı araçlarla yapılabilirse fiyatlar bir nebze daha iner" dedi.

FİYATI TÜCCAR BELİRLER!

Tarımsal ürünlerin fiyat belirlemesinde tüccarın etkisinin büyük olduğunu belirten İzmir Pazarcılar Odası Başkanı Hamdin Erişen, "Limon fiyatlarının çok yüksek olduğu yönünde şikayetler alıyoruz. Bu, kış ürünüdür. Kışın limon dalında kilogram fiyatı 5-6 liraydı. Maliyetlerini karşılamadığı için çiftçi ağaçlarını sökmeye kalktı. O dönemde tüccar limonu aldı, mağaralara ve soğuk hava depolarına koydu. Ne dalında ne de üreticisinde limon var. Limon, tüccarın elinde. Limon ihracatı da yapılıyor. Tüccarın verdiği fiyattan alan esnafın tezgahlarındaki limon fiyatlarına tepki gösteriliyor. Tüketici de kendi açısından haklıdır. Semt pazarlarında müşterilerimiz ya asgari ücretli ya da en düşük maaşı alan emeklilerdir. Kredi kartlarını birbiriyle ters düz ediyorlar, ay sonunu getiremiyorlar. Kredi kartı borçları da gırtlağa dayandığı için marketlere gidemiyorlar. El elde baş başta semt pazarlarında ucuz ürün bulabilmek için dört dönüyorlar. Bizim elimizde de bir şey yok, ne çare. Temmuz ayında gelecek zamlarla fiyatların daha da yükseleceği öngörülüyor. Ama şu aralar Ege Bölgesi’nde üretilen meyve sebzenin pazardaki ağırlığı artmaya başladı. Nakliyenin daha az olması nedeniyle kısa bir süreliğine tüketici bir nefes alacak, ama bu çok uzun süreli olmaz. Piyasa şartlarını değiştirecek bir düzenlemeye ihtiyaç var" diye konuştu.

Bazı tarımsal ürünlerin en düşük ve en yüksek hal fiyatları şöyle: Domates 15-60, elma 25-50, yeşil erik 30-120, fasulye 20-60, havuç 15-20, hıyar 15-20, ıspanak 15-25, kabak 15-25, karnabahar 30-40, kayısı 30-50, kereviz 20-45, kiraz 30-130, limon 30-60, marul 15-20, muz 60-75, patates 15-40, patlıcan 15-25, pırasa 20-50, soğan 20-50, şeftali 25-55, turp 20-40, yeşilliklerin demedi 7-10 TL arasında değişiyor. 

Kaynak: EGE TELGRAF