Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde bulunan Çayönü Tepesi'nde gerçekleştirilen 12 bin yıllık arkeolojik kazı çalışmalarında mevsimlik tarım işçisi 30 kadın, “tarih işçisi” olarak görev alıyor. 1964 yılından bu yana sürdürülen kazılar, dünya uygarlık tarihine ışık tutan önemli buluntuların ortaya çıkarılmasına olanak sağlıyor.
Kazı çalışmalarına, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Müzecilik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Savaş Sarıaltun liderlik ediyor. Çayönü Tepesi, göçebelikten yerleşik yaşama geçişin ve tarıma ilk adımların atıldığı bölgelerden biri olarak biliniyor. Kazı ekibi, 34 işçiden 30’unun kadınlardan oluştuğunu, arkeologlar arasında da 10 kadın bulunduğunu belirtiyor.
Doç. Dr. Sarıaltun, kadın işçilerin kazı çalışmalarına hızlıca adapte olduklarını ve tarımla ilgili geçmiş deneyimlerinin büyük bir avantaj sağladığını ifade etti. Çayönü Tepesi'nde yürütülen kazıların, kadınlar tarafından başlatılan bir gelenek olarak devam etmesinin önemine değinen Sarıaltun, “Bu alan, kadın eliyle çalışmaya başlanan bir yer. Dolayısıyla bu geleneği sürdürmek anlamlı,” dedi.
Yerel Kadınlar Ekonomiye Katkı Sağlıyor
Kazı çalışmaları, yerel kalkınmaya da katkı sağlıyor. Kadınların ailelerine maddi destek sunmasının yanı sıra, kültürel miras bilincinin de artmasına yardımcı olduğunu kaydeden Sarıaltun, "Bu kadınlar, arkeolojiyle ilgili bilgi birikimi kazanarak ailelerinde bu bilinci yaygınlaştırıyor," diye konuştu. Ayrıca, kadınların kazı sırasında buldukları küçük boncukların, bu yılki buluntular arasında önemli bir artış sağladığı belirtildi.
"Tarım İşçisiydik, Şimdi Tarih İşçisi Olduk"
Kazı çalışmalarında yer alan 4 çocuk annesi Kadriye Alaca, mevsimlik tarım işçisi olarak farklı illerde çalıştığını, ancak bu kez evlerine yakın bir yerde çalışma fırsatı bulmaktan mutlu olduğunu ifade etti. Alaca, "Dışarıya gitmek zordu, ama burası çok keyifli. Kazdığımızda bir şey çıkınca çok mutlu oluyoruz. Tarım işçisiydik, şimdi tarih işçisiyiz," dedi.
Benzer şekilde, 46 yaşındaki Aysel Gezer de, “Biz toprağı iğne oyası işler gibi işliyoruz. Tarihi eser bulduğumuzda, hocalarımız çok mutlu oluyor ve bu mutluluk bize yeter,” diye konuştu.
3 çocuk annesi Gülistan Gök, kazı çalışmasının kendisine heyecan verdiğini belirterek, "Evimize vaktinde gidip çocuklarımızla ilgileniyoruz. Artık biz de buluntuların bir parçasıyız ve çocuklarımın arkeolog olmasını isterim," dedi.