Men dakka dukka
Yerküremiz dönüp dolaştı, takvimin sayacını 2020 yaptırdı. Güneşe bir tur daha bindirdi. Daha dün gezegenimiz, güneşten kopmuştu Dünya bir toz bulutuydu, daha dün buzul çağıydı, daha dün homosapiend...
VE KARTAL SAHAYA İNER
İnsan hakları bildirgesinin bana verdiği yetkiye dayanarak, ‘Biz özgürüz’ diyorum. Halkın ayrışımına hayır diyorum. Biz bir bütünün parçalarıyız. Puzzle gibiyiz biz. Bir tanemiz eksik olsak tamamlanmayız biz.
Türküz, Aleviyiz, Kürdüz, Çerkez, Lazız, Zazayız, biz insanız. Müslümanız, Yahudiyiz, Rumuz...
Bizi biz yapan değerlerimiz var. Vicdani değerlerimiz ortak. Biz üç tarafı denizden ibaret yarımadanın insanlarıyız. Bizim bize ihtiyacımız var. Bizi, bize küstürmeyin.
Yoksulluk, bütün insanlığın utancı olmalıdır. Yeni yıla ramak kala, asgari ücrete gelen zam ölümü gösterip 'sıtmaya razı gelin' demektir. Bu rakamı açıklayanın taktığı şal 360 Euro iken, nasılda rahat bir eda takındığı da dikkatlerden kaçmadı.
Tuz koktu artık tuz.
'Şeytanın gör' dediğini görmemiz gerekmez mi?
Giydirdiler halka 'Melamet hırkası'nı 'yarı aç, yarı tok yaşayın' diyorlar.
Amma velâkin, 2020 büyük değişime adım atılacak yıl olacaktır. Dış mihrakların hakkından gelmezsek biz çılgın Türklere de yazıklara ola. Bizlere dişlerini gıcırdatanları, artık geçmişe gömüyoruz. Yeni bir yılda, yeni bir tarih yazacağız. Zülfü Livaneli’nin hey özgürlük şarkısını hep bir ağızdan söyleyeceğiz.
Zalimlerin zulmüne toz attıracağız.
Tarih de men dakka dukka gerçeğini en çok zulmedenler görür.
Sahne artık bizim men dakka dukkaaaaa…
Arapça öğrenmezsem Arap olayım. Enseyi karartmayın. İyi seneler…