Mavi Vatan’daki gizli enerji kaynaklarımız: Denizüstü RES’ler
Türkiye’nin yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarında taşıdığı potansiyeli sıklıkla vurguluyoruz. “Temiz enerji” olarak adlandırılan bu enerji türlerinde rüzgâr ve güneş enerjisi başı çekiyor. Ülke...
// ALKIŞLAMAK GEREK
Bugün 7 bin 500 Megavat kurulu güce ulaşmış durumdayız. Biyokütle ve jeotermal enerji yatırımlarımızı dâhil ettiğimizde yaklaşık 20 bin MW seviyesinde yenilenebilir ve temiz enerji kurulu gücümüz var.
Ki 15 senede alınan yol, bana göre büyük bir başarı…
Avrupa Birliği’nin hidoelektrik enerji yatırımlarını yenilenebilir enerji tanımlamasından çıkardığını da anımsatmam gerekiyor.
Bu başarılı sonucu alkışlarken; başta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bürokrasisi olmak üzere, yenilenebilir enerji ana sanayi yatırımcılarını, tüm zorluklara rağmen ekipman üretimi yapan üreticileri, yan sanayicileri ve yerel yöneticileri kutlamak gerekiyor.
Türkiye şimdilerde çok geç keşfettiği Denizüstü (Offshore) RES’lerinde hızlı bir büyüme trendine girmeye hazırlanıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından önceki yıllarda 1000’er Magavat olarak yapılan Rüzgâr ve Güneş Yenilenebilir Kaynak Alanları (YEKA) ihalelerinin benzeri, Denizüstü RES’ler (DRES) için yapılacak.
// TÜRKİYE’DE DRES’LERİN DURUMU
Bu noktada Türkiye için görünür gelecekte risk ve avantaj oluşturması beklenen bazı başlıkları dile getirmekte yarar var:
Türkiye’nin DRES’lerde ne kadar potansiyel kurulu güce sahip olduğu belli değil. İlgili kamu otoritesi olan Enerji Bakanlığı’nın son teknolojik olanaklarla yeni bir ölçümleme yaptırması ve “Denizüstü RES’ Potansiyel Atlası”nı yayınlaması gerekiyor. Avrupa Rüzgâr Enerjisi Birliği’ne (WindEurope) göre Türkiye’nin bu alandaki potansiyeli en az 32 bin MW seviyesinde.
Dünya genelinde DRES’lerin büyük kısmı İngiltere, Almanya, Çin, Danimarka, Belçika ve Hollanda’da bulunuyor. Küresel Rüzgâr Enerji Konseyi (Global Wind Energy Council) tarafından hazırlanmış Küresel Rüzgâr Raporu 2020’ye göre dünya üzerinde işletmedeki DRES’lerin toplam kurulu gücü 35,2 Gigavat (GW) seviyesine ulaşmıştı. Özellikle son 10 yılda yaşanan teknolojik gelişmeler, düşen yatırım maliyetleri ve güçlü teşvik programları DRES’lerin geliştirilmesine destek veriyor.
// SU DERİNLİĞİ ÖNEMLİ
Türkiye’de DRES’lerin kurulumu için yerel özelliklere (denizlerin derinleşmesi, deniz tabanı yapısı vb. gibi) dikkat edilerek gerekli meteorolojik ve oşinografik ölçüm verilerinin toplanmasına, finansman yapısının ve mevzuatların belirlenmesine ihtiyaç duyuluyor.
Bunların yanı sıra DRES’lerin kurulacağı denizlerdeki su derinlikleri ve deniz tabanı topografyası (batimetri) da oldukça önemli bir unsur. Kurulacak DRES’in temel tipleri ve seçimi bölgenin batimetrik özellikleri dikkate alınarak yapılıyor. DRES’ler dünya genelinde Ağırlık Tipi, Kazıklı Tip ve Yüzer Tip olarak üç temel yayılım gösteriyor.
DRES’lerin kurulacakları bölgelerde rüzgâr enerji potansiyeli, deniz derinliği ve taban yapısı, kıyıya uzaklığı, çevresel ve sosyal faktörlere dikkat edilmesi gerekiyor. Ayrıca projelerin askeri yasak bölge ve eğitim-atış sahası içinde olmaması, deniz trafiğini engellememesi ve kıta sahanlığı açısından sorun teşkil etmemesi önem taşıyor.
// DEV POTANSİYELE HAZIR MIYIZ?
Türkiye’de DRES’lerde sıfır noktasında olmasının nedenleri arasında; Karadeniz, Ege Denizi ve Akdeniz’in derin denizler olması geliyor. Ancak son yıllarda deniz derinliklerinden bağımsız olarak yüzer DRES’lerin kuruluyor olması, Türkiye’yi hem kendi denizlerinde hem de yakın coğrafyasında lider ülke yapma potansiyeline sahip. Karasal RES’lerin kule ve kanat üretiminde 20 yılı aşkın süre üretim deneyimi olan Türkiye, Siemens’in Aliağa OSB’de gerçekleştirdiği türbin fabrikası ile bu alandaki eksikliğini de giderme yolunda.
Yüzer Tip DRES teknolojilerinin dünyada yaygınlaşması ile doyum noktasına ulaşan Kuzey Denizi ve Baltık Denizi’nde uygulanan projeler; büyük bir hızla Karadeniz, Akdeniz ve Ege’ye kayacak. Binlerce kilometrelik sahillerde kurulacak santraller için Türkiye’deki üreticiler en yüksek rekabetçi üretim yapısı ile ciddi bir mukayeseli üstünlüğe sahip olacak…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı başta olmak üzere, ilgili tüm kamu otoriteleri, iş dünyası örgütleri, rüzgâr enerjisi sektöründe faaliyet gösteren tüm yatırımcı şirketler, ana ve yan sanayilerin yakın gelecekte karşımıza çıkacak bu büyük potansiyele hazır olması gerekiyor.
DÜNYADAKİ İLK DRES 1991’DE DANİMARKA’DA KURULDU
Dünyadaki ilk Denizüstü RES (DRES), 1991 yılında Danimarka’da kuruldu. 2020 yılı sonu itibarıyla Avrupa’nın toplam kurulu rüzgâr enerjisi kapasitesi 220 GW seviyesine ulaşırken, bu kapasitenin 195 GW’lık kısmı karasal, 25 GW’lık kısmı ise Denizüstü RES’lerden oluşuyor.
WindEurope verilerine göre Avrupa’da 2020 yılında toplam 2 bin 927 MW kurulu gücünde DRES devreye alındı. Avrupa Birliği Ulusal Enerji ve İklim Planları kapsamında 2021-2025 yılları arasında bölgede 29 bin MW yeni DRES kurulumu yapılacak. Avrupa’daki Yeni DRES Yatırımların ülke dağılımına bakıldığında ise Hollanda açık ara önde gidiyor. Bin 495 MW DRES yatırımı yapacak Hollanda’yı 710 MW ile Belçika, 485 MW ile İngiltere, 220 MW ile Almanya, 17 MW ile Portekiz izliyor.