Madalyonun diğer yüzü

Abone Ol

Çoğu insan, olayları kendi penceresinden yorumlar. Ona anlatıldığı kadarını bilir ve araştırma zahmetine girmez. Örnek veriyorum biriyle aranız çok iyidir ve o kişi diğer bir kişiyle arasını bilinmeyen bir sebepten dolayı açmıştır. Gider size o kişiyi çekiştirir ve onun hakkında yalan yanlış şeyler söyler. Sizde size gelip olayı anlatan kişiye güvenirsiniz ve olayın diğer yüzünü bilmeden size anlatılan yalanlara yani iftiralara inanırsınız ve laf yayılır gider…

Bilmediğiniz bir şey vardır. O kişiye iftira atılmıştır ve söz konusu kişi kendisine atılan iftiralardan boğulmaya başlamıştır. Kendisini kurtarmaya çalışır fakat laf öyle bir yayılmıştır ki en sonunda baş edemez ve olayı akışına bırakır. Siz size söylenene inanırken, olayı araştırmadan yalanı yani iftirayı öyle kabul ederken bir başkasına haksızlık yapıyorsunuzdur farkında değilsinizdir…

İftira, bir kişi hakkında doğru olmayan ve onu şuçlayıcı söz ve sözler bütünüdür diyebiliriz. Kısa vadeli olarak atılan kişiye zarar verse de uzun vadeli olarak atana zarar verir. Çünkü günün sonunda insana yaptığı bumerang misali geri döner. Bu, geçmişten günümüze pek çok kişi tarafından test edilmiş ve onaylanmıştır. Meşhurdur ki “kimsenin yaptığı kimsenin yanına kalmaz.”

Fakat bazı insanlar bu gerçeği göz ardı eder ve sevmedikleri insanlar hakkında topluma karşı onları küçük düşürücü ve rencide edici cümleler kurar. “Ateş olmayan yerden duman çıkar mı?” dediğinizi duyar gibiyim. Üzülerek söylüyorum ki bazen çıkar. Çünkü iftira denen bir şey var! 

Öncelikle şunu söylemeliyim ki, bir konu ya da bir kişi hakkında kötü bir şey duyuyorsak olayın doğruluğunu araştırmakta fayda var. Belki madalyonun diğer yüzü farklıdır da biz bilmiyoruzdur. Belki iftira atılan kişinin anlatacakları ya da anlatamayacağı şeyler vardır da farkında değilizdir. Hiç kimse her konuda olayın iç yüzünü bilemez. Olayın farklı yüzlerinden haberdar olmayabiliriz. O yüzden meseleyi diğer taraftan da dinlemek çoğu zaman başkalarını haksız yere üzmemize engel olabilir. 

İnsanoğlu olarak hepimiz her duyduğumuza inanmaya meyilliyiz çünkü meselenin iç yüzünü araştırmak çaba ve emek gerektirir ve bu çoğu kişiye vakit kaybı gibi gelebilir. Fakat ya anlatılanlar doğru değilse? Ya masum bir insanı haksız yere suçluyorsak? Ya madalyonun diğer yüzü farklıysa? Bütün bunlar düşünüldüğünde araştırma yapmaya değmez mi?

Araştırma yapıp yapmamak tabi ki kişiye kalmıştır. Fakat bir mesele ya da kişi hakkında araştırma yapmak bize vakit kaybı gibi geliyorsa ben olsam kötü söz söylenen ortamda bulunmamayı tercih ederim. En azından kendimi olayın dışında tutarak kimseye haksız bir muamele yapmamış olurum. Çünkü yalana ortak olmak çift taraflı olarak zararlı bir iştir ve o tarz ortamlarda bulunurken bunun böyle olduğunu göz önünde bulundurmak gerekir.