Kurtuluşumuz, üretim ve çalışmaktan geçer!
Yaz aylarının gelmesiyle birlikte başlayan orman yangınları, kış aylarında yağmayan yağmurların yaz aylarında yağması ve şehirlerin sel baskınlarıyla...
Yaz aylarının gelmesiyle birlikte başlayan orman yangınları, kış aylarında yağmayan yağmurların yaz aylarında yağması ve şehirlerin sel baskınlarıyla sel sularına kapılıp yok olması, yolların sel sularında gitmesi, evleri basan sel sularında eşyalarını kaybeden ve zor anlar yaşayan insanlar.
Sanki film izler gibi televizyon kanallarının haber bölümlerinde sonu gelmeyen bu felaketleri, acıyı çeken insanlar kadar bizlerde ardı ardına gelen felaket dizilerini üzülerek izliyoruz.
Yağmur ve sel baskınlarını hesaba katmayan, yol seviyelerinden düşük yapılar ve bodrum katları adeta felaket geliyor diyor ama bunu yapanlar para hırsıyla felaketlere davetiye çıkartırcasına bu yapıları yapmaya devam ediyorlar. Yaz yağmurunun her zaman imdadımıza yetişeceği gibi bir takıntıya da sakın ola girmeyelim. Son yıllarda yağan yağmurlar felaketler getirmeye başladı.
Denize düştüğümüzde kurtarıcı olarak sarıldığımız o yılanları da arazi ve orman yangınlarında yakıp kül ediyoruz. Yaz aylarının başında, orman yangınları başlamadan, her yıl orman da piknik ve mangal yakmaları yasaklamak lazım. Orman yangınları başladıktan sonra alınan önlemler gecikmiş oluyor. Yasaklar gecikmiş olmakla birlikte, yine de olumlu bir adım ama yasaklara uyulup uyulmadığının kontrollerinin de yapılması gerekir.
Turizm mevsiminin başlamasıyla birlikte, terör odakları da harekete geçti. Ormanların yanması, Yunanistan’ın terör odaklarıyla iş birliği yaptığı ve Ege Bölgesi il ve ilçeleri çevrelerinde birbiri ardı çıkan orman yangınları ve turisti Ege yerine Yunanistan’a çekmeye çalışmaları bazı işaretleri veriyor mu dersiniz?
Topraklarını açıp üstler kurdurduğu ABD ve son zamanlarda silah ve savaş uçakları aldığı Fransa’ya sırtını dayamaya çalışan Yunanistan, her fırsatta Türkiye aleyhinde lobi çalışmaları yaparak, Türkiye’ye saldırıyor. Ermenistan’ı da ayağa kaldırdılar Azerbaycan’a saldırttılar ama zararlı çıkan Ermenistan, işgalci olduğu Karabağ, Şuşa topraklarından çekilmek yerine kaçarcasına toprakları terk etti. Ermenistan’ın sırtını sıvazlayan ülkeler de Ermenistan’ı yalnız bıraktı. Yunanistan Hükümeti aklını başına toplamalıdır. Komşu komşuyla iyi geçinir. Yunanistan tarafından kanunsuzca silahlandırılan Ege Adaları aksi takdirde tekrar tartışmaya açılır diye Türk Dış İşleri Bakanlığı açıklamalarda bulunuyor.
Mavi Vatan ve Ak deniz de petrolü Türkiye ve KKTC için çok önemlidir. Etrafımız petrol deniziyle kaplı ülkelerin içinde bulunan Türkiye de mi petrol yoktur? Tüm isteğimiz bir cömert petrol kuyusuna sahip olmaktan başka çaremiz yoktur.
Ülkemizin kalkınması için ille de üretim, ille de çalışma, ille de hizmet. Onlar, o terleyen insanlar, kurtuluşumuzun neferleridirler. Sanayiye ve özellikle tarıma önem vermeliyiz. Ukrayna- Rusya savaşı sırasında Ukrayna’dan gelecek, ayçiçeği, kanola yağı, bizlerle beraber dünya ülkeleri de Ukrayna tahılını alabilmek için uğraşıyorlar. Ukrayna tahılına Türkiye’nin aracılık yapmasını ve Putin’i ancak Erdoğan ikna eder düşüncesi Avrupa Birliğinde ve BM de bu görüş hakim. Başkan Erdoğan tahıl işini çözecek. Karadeniz’den tahıl yüklü gemiler Türkiye üzerinden Avrupa ülkelerine ulaşmasını Başkan Erdoğan çözer.
Bu nedenle Türkiye kendi tahılını, sebze ve meyvesini üretmekte gecikmemelidir. Ayrıca iç piyasada bu sebze meyve fiyatlarının yüksek olmasında ihracatın önemi varsa, dışa ihracatı kesip iç piyasayı rahatlatmalıdır. İnsanların alım gücünün yükselmesi ve ucuz meyve ve sebzeye ulaşmasını sağlamak için gerekli önlemlerin alınması gerekir.