Berna Sever / EGE TELGRAF-Halk arasında "deniz marulu" olarak da bilinen ve genelde iç körfezin güneyindeki İnciraltı ile kuzeyindeki Bostanlı kıyılarında gözlemlenen deniz yosunları, rüzgarın etkisiyle taşındığı Göztepe sahilinde üzen görüntülere sahne oldu.
Yaşanan görüntüleri Ege Telgraf’a değerlendiren Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, “Göztepe’de oluşan görüntüler tamamen deniz marullarını gösteriyor. Deniz marulları, 2012 ve 2013 yıllarından sonra yavaş yavaş gündemimize geldi. 2005 yılından sonra arıtmaların kapatılmasıyla aslında bu sorunlar ortaya çıkmaya başladı diyebiliriz. Deniz marulları önceleri sadece nisan ve eylül aylarında gözleniyordu ancak geçtiğimiz yıl 12 ay boyunca azalmadığına şahit olduk. Ardından plankton patlaması yaşandı ve müthiş balık ölümleriyle sonuçlandı. ‘Mikroalgler’ dediğimiz tam da buydu. Şimdi mikroalgler bitti, makroalglere başladık. Gördüğümüz her şey de bunun eseri” dedi.
TEK ÇARE: ARITMALAR
Körfez’in temizlenmesi için yapılması gereken tek şeyin arıtmaların çalıştırılması olduğunu aktaran Prof. Dr. Yaşar, “Arıtmalar çalıştırılmadığı sürece hiçbir sonuç elde edemezsiniz. Gelen kirliliği kesersen Körfez kendini toparlar. Bunun için kıyı boyu akıntısı yeterli olacaktır. Kıyı boyu akıntısı tüm dünyada vardır, İzmir’de çok da güzeli vardır. Biz İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bu konuda daha önce de bir çalışma yapıp teslim etmiştik. Baktığımızda 2020 yılından sonra Körfez’de ciddi bir by-pass yaşandı. Sanırım yerel yönetim de artık uzun zamandır kullanılan borular eskidiği için böyle bir çalışma yaptı. Ancak baktığımızda Balçova, Üçkuyular ve Göztepe civarında hala kanalizasyon atıklarını görmek mümkün. Geçmişten bu yana yaşananlar da eklenince Körfez’in sonu için resmen Halil İbrahim Sofrası kuruldu diyebiliriz. Balık ölümleri bu yıl gündeme geldi ancak aslında geçen yıl bu ölümler başlamıştı. Biz bunu uzun süredir söylüyoruz ama bilimi ne yazık ki dinlemiyorlar” ifadelerini kullandı.
‘FOSEPTİK HALİNE GELİR’
“Acil önlemler alınmaz ve Körfez tedavi edilmezse bizi ne bekliyor?” sorusuna da yanıt veren Prof. Dr. Yaşar, şunları aktardı:
“Acil önlem alınmazsa bizi, foseptik haline gelmiş bir İzmir iç körfezi bekliyor. Şu anda kış geldiği için belki o kadar koku olmayacak ama yazın acayip bir koku tüm kente yayılacak. Neden bu kadar çözüme uzak kaldılar anlamıyorum. Yıllardır defalarca uyarıyoruz. Körfez kötüye gidiyor. ‘Liman kaynaklı’, ‘Tersane kaynaklı kirlilik’ gibi şeyler söylüyorlar. Bu ‘Ben bilimi bilmiyorum’ demektir. Bunlara gerek yok, yapacağınız tek iş var o da arıtmalar. Bir de derelerin altındaki betonları kırın. Bir yılda çok büyük gelişmeler elde ederiz. İşte, o zaman Körfez’de yüzülür.”