İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İzmir’i temsil eden bölgelerden biri olan Kordon hattına çektiği duvarla ilgili tartışmalar devam ediyor. Milliyetçi Hareket Partisi Konak İlçe Başkanı Ahmet Yeniçırak’ta tartışmalara dahil oldu. İzmir’de genellikle Konak ilçesinde yağmurlu mevsimlerde su taşkınlarıyla ilgili büyük sorunlar yaşandığının ve iki vatandaşın hayatını kaybettiği su taşkınlarının altyapı sorunlarından kaynaklı olduğunu söyledi. Yeniçırak, “Yıllardır uzun vadede ciddi çalışmalar yapmayan yerel yönetimler, günümüzde büyük sorunlar yaşamamıza neden olmakta. Şimdi ise Büyükşehir belediyesi su taşkınlarını önlemek için yapmaya çalıştığı duvar, yönetimin çözüm noktasında yetersiz olduğunun tespitidir” ifadelerini kullandı.
“GÜNÜ KURTARMA PLANLARI”
Kısa vadeli günü kurtarmaya yönelik adımların kısır projeler üretilmesine ve daha büyük sorunların ortaya çıkmasına sebep olduğunu belirten Yeniçırak, “Bu örneklerden biri 2005 yılında ilçemizde Yenişehir bölgesinde yapılan battı çıktıdır. Proje yapılan bölgede binlerce işyeri kepenk kapatmış, ayrıca özel hastanelerde, otellerde çalışanlar işsiz kalmıştır. Kısaca kent ve kentlinin faydası için hayata geçirilen proje kentin esnafının ekmeğinden olmasına neden olmuş, halen bölgenin gelişimine bir katkı sağlamadığı, bölge için ise her geçen gün daha farklı sorunlara neden olduğu ortadadır” dedi.
“KENTİ NEFESSİZ BIRAKACAK”
Yeniçırak, “Dünden bugüne yaklaşık 30 yıldır, imar, altyapı, ulaşım, kirlilik, tarihi yapıların tahribi, otopark, çarpık kentleşme, göç ve güvenlik gibi sorunlarla boğuşan kentimizin hali ortadadır. Bu sorunların ise kaynağı olan yönetim şu an kentin nefessiz bırakacak projeyi hayata geçirmeye çalışmakta. Hiçbir bilimsel altyapısı olmayan ve kentin dokusuna tamamen yabancı bu proje acil durdurulmalıdır. Kentte yaşayanların içinde olduğu projeler hayata geçirilmelidir. Su taşkınları nedenlerinin bilimsel olarak araştırılması, Kalıcı çözümler bulunması açısından çok önemlidir. Belediye meclis üyeliği yaptığım 5 yıl içinde kentin yaşadığı su taşkınlarının ardından gözlemlerim esnasında, denizin yükselmesinin yanında, pis su giderleri ile yağmur suyu kanallarının bir arada olduğunu tespit ettim. Bunun neticesinde körfeze aktarılan kanallardan yağmurlu günlerde suların geri tepmesi neticesinde kordon bölgesinde hatta Güzelyalı bölgesinde bulunan işyerlerinde ve zemin katlarda taşkınlar yaşandığını yerinde gözlemlenmiştir” diye konuştu.
“TAHLİYE PLANI VAR MI”
Yapımı devam eden duvarın geri tepme sonrası oluşacak su birikinti tahliyesinin nasıl sağlanacağını da İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne soran Yeniçırak, “Büyükşehir belediyesinin bu noktada başka bir tahliye planı mevcut mudur?” dedi.
“KENTE YABANCI YÖNETİM”
“Yapılan dönüşüm uygulamaları neticesinde kentin tarihine ve dokusuna yapılan haksızlıkları eleştirenler günümüzde ise karşımıza kasvet duvarıyla çıktılar” diyen Yeniçırak, “Kentlinin rahatlamak, huzur bulmak, kirlide olsa denizi seyretmek ve dinlenmek için oturduğu alana duvar örüp kenti ve kentliyi boğmaya çalışan bir yönetim bize ne kadar hizmet edebilecek merak konusu. Sorunun çözümü ve kentin geleceği için ciddi bir çalışma gereklidir. Dünyada örnekleri olan kentlerde yerinde incelemeler yapılarak bilim insanlarının içinde bulunduğu komisyonlar oluşturulup daha kapsamlı projeler hayata geçirilerek bu sorun çözülebilir. Maalesef kenti yöneten iradenin kente yabancı olduğu bu duvarla ispatlanmış durumdadır” ifadelerini kullandı.
“UTANÇ DUVARI”
“Geçmişten gelen sorunlara önlem alınmadan duvar örmek sonrasında daha büyük sorunlar yaratmaz mı?” diye soran Yeniçırak, “Duvar çalışmasından sonra yağmurlu havalarda duvarın ardında biriken suyu bu yetersiz altyapı ile nasıl tahliye edeceksiniz? İleriye dönük kesin çözüm için, önce altyapı sorunun öncelikli olarak giderilmesi gerekmektedir. Bu noktada altyapının daha sağlıklı hale getirilmesi, pis su ve yağmur suyu kanallarının birbirinden ayrılması, yağmur sularının ise kentin faydasına kazanım sağlayacak şekilde kullanılması amacıyla depolanması ve sağlıklı bir şekilde körfeze ulaştırması için güçlü projeler hayata geçirilmelidir. Hiçbir bilimsel araştırma yapmayan ve kentin yapısını göz önünde bulundurmayan geçici çözüm arayışları peşinde koşan yönetimler kent için en büyük tehlikedir. Kenti yönetenlerin kentliye yaptığı bu girişim, Hasta bir insanın kanser teşhisi sonrası tedavi etmesi beklenen doktorunun ağrıları için sadece ağrı kesici vermesine ve başka tedavi yöntemlerinin gerekli görmemesine benzer. İşte bu noktada ihtiyaç hasıl olursa ; yapılacak bu duvar için isim önerimiz Utanç Duvarı yahut Kasvet Duvarıdır” diyerek Büyükşehir Belediyesinin yapmış olduğu duvarı eleştirdi.