İrem Buse KIRKKAYALI- EGE TELGRAF/ Kolon, sindirim sisteminin son kısmını oluşturur ve aynı zamanda kalınbağırsak olarak da bilinir. Kolon kanseri ise, Türkiye’de en sık görülen kanser türleri arasında üçüncü sırada yer alıyor. Her yıl dünya genelinde yaklaşık 2 milyon kişi kolon kanseri teşhisi alırken, ülkemizde ise bu sayı 20 bine yaklaşıyor. Özellikle son yıllarda, yanlış beslenme alışkanlıkları ve artan obezite oranları nedeniyle kolon kanseri, 50 yaş altındaki bireylerde daha sık görülebilir hale gelmiştir. Erken dönemde belirti vermemesi, bu kanser türünü tehlikeli kılmakta ve yaşam kayıplarına yol açabilmektedir. Ancak, düzenli kolonoskopi taramaları ile kolon kanseri önlenebilir ve erken tanı ile tedavi edilen hastalar tamamen iyileşebilir.
Kolon Kanseri İçin Erken Tarama Önemli
Gastroenteroloji uzmanları, risk faktörü taşımayan bireylerin 45 yaşından itibaren her 5-10 yılda bir kolonoskopi yaptırmalarını tavsiye etmektedir. Kolon kanseri genellikle dışkılama alışkanlıklarındaki değişikliklerle kendini gösterir. Kolon uzun bir organ olduğu için kanserin sağ ve sol kısımlarındaki tutulumları farklı belirtiler verebilir. Özellikle sol taraftaki kısım daha dar olduğu için dışkı ince olabilir, kanama veya dışkılama düzeninde değişiklik gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Sağ tarafta ise, daha geniş alanlar olduğu için belirtiler genellikle daha geç fark edilir.
Kolon Kanserinin Yaygın Belirtileri
Kolon kanserinin en yaygın belirtilerinden biri, dışkılama sırasında bağırsakların tam olarak boşalmamış gibi hissedilmesidir. Aynı şekilde dışkılama düzenindeki bozulmalar, kabızlık ya da ishal gibi değişiklikler de dikkat edilmesi gereken önemli işaretlerdir. Dışkıda kanama ya da kan görülmesi, yine erken dönemde fark edilebilecek belirtiler arasındadır. Ayrıca dışkılama sırasında ağrı hissi, şeffaf bir salgının dışkıda görülmesi ve karın ağrısı ile şişlik gibi belirtiler de hastaların dikkat etmesi gereken diğer işaretlerdir. Bu belirtiler, hastaların kolayca gözlemleyebileceği belirtiler olup, erken tanı için dışkılama düzeninin izlenmesi büyük önem taşır.
Kolon Kanseri Riskini Artıran Faktörler
Kolon kanseri için bazı risk faktörleri bulunmaktadır. Aile öyküsü, kolon kanserinin genetik geçiş gösterebilen bir hastalık olmasına bağlı olarak, bu hastalığı taşıyan kişilerin yakınlarının da tarama yaptırması gerekir. Kolon kanseri teşhisi konmuş kişilerin yaklaşık %20’sinde genetik faktörler söz konusudur. Bir diğer risk faktörü ise yaş faktörüdür. 40 yaş ve sonrasında kolon kanseri riski artar ve her 10 yılda bir bu risk iki katına çıkar. Kolon polipleri de kolon kanserine dönüşebilecek iyi huylu tümörlerdir. Bu polipler genellikle belirti vermezler, ancak düzenli kolonoskopi taramaları ile erken dönemde tespit edilip çıkarılabilirler.
Yetersiz diyet kolon kanseri riskini artırıyor!
Ayrıca liften fakir beslenme, sebze ve meyve açısından yetersiz bir diyetin kolon kanseri riskini artırdığı bilinmektedir. Yüksek lifli gıdalar bağırsak sağlığını korur ve kanser gelişimini engeller. Mangalda pişirilen etlerin içerdiği kanserojen maddeler de kolon kanseri riskini artırmaktadır. Sigara içmek, aşırı alkol tüketimi ve obezite de risk faktörleri arasında yer alır. Obezite, kolon kanseri riskini %50 oranında artırırken, işlenmiş et ürünleri, salam ve sosis gibi gıdaların aşırı tüketimi de bu riski yükseltmektedir. Ayrıca, ülseratif kolit ve Crohn hastalığı gibi bazı iltihabi bağırsak hastalıkları da kolon kanseri riskini artıran faktörler arasında bulunur. Hareketsiz bir yaşam tarzı, düzenli egzersiz yapmamak da kolon kanseri riskini %30 oranında artırmaktadır.
Kolon Kanseri Tedavi Yöntemleri
Kolon kanserinin tedavisi genellikle hastanın yaşam süresi ve kalitesini artırmaya yönelik yapılır. Erken evrelerde, kanserli polipler kolonoskopi ile alınabilir. Cerrahi tedavi, kanserin ilk evrelerinde, yayılma olmadan uygulanır ve tümörlü bölgeler çıkarılır. İleri evrelerde ise, kanserin metastaz yapıp yayılması durumunda kemoterapi gibi tedavi yöntemleriyle tümör küçültülmeye çalışılır. Gelişen teknoloji ile kolon kanserinde tedavi şansı artmış ve hastaların yaşam süresi uzamıştır.
Kolon kanseri tedavisinde kullanılan invaziv cerrahi yöntem, kolonun bir kısmının cerrahi olarak çıkarılmasını içerir (kolektomi). Kolonun son kısmı alındığında, dışkılama için torba kullanılabilir veya geçici olarak ince bağırsak karın bölgesine açılarak dışkılama sağlanır. Erken tanı, hastalığın yayılmadan müdahale edilmesini sağlar ve tedavi şansını artırır.
Kolon kanseri ile mücadelede en önemli faktörlerden biri erken tanıdır. Düzenli tarama ve dikkatli bir gözlem ile bu tehlikeli hastalıkla başa çıkmak mümkündür.