Kısa ziyaretten geride kalanlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, bir günlük ziyareti AK Parti’nin İzmir’i kazanma a...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, bir günlük ziyareti AK Parti’nin İzmir’i kazanma arzusunu bir kez daha gözler önüne koydu.
Erdoğan’ın, 12 saat bile sürmeyen programı, sözlü mesajları bir yana, resmen toplumun her kesimine sanki bir zeytin dalıydı.
Yerel yöneticileri kıran protokol hataları, hayatı felce uğratan abartılı güvenlik önlemlerini bir kenara bırakırsak hedeflediği kesimlere de ulaştı.
Erdoğan ve AK Parti’nin İzmir sevdası yeni bir şey değil.
İktidara geldiği günden bu yana, bu kent için yanıp tutuştuğunu bilmeyen yok.
Ama ne yerel seçimlerde, ne de genel seçimlerde İzmir’den bu yana şansı hiç gülmedi.
2011’de başlayan tırmanışın neden durduğu eminim o’nun da kafasını kurcalamıştır.
Ama belli ki doğru cevaba hala ulaşılamamış.
Ulaşsaydı, pazartesi günkü ziyarette Binali Yıldırım yanında olmazdı…
Biliyorum bu çok iddialı bir söylem.
Ben siyaseti bir siyasetçi kadar bilemem.
Ama sokaktaki insanın ne düşündüğünü, neye tepki verdiğini siyasetçiden iyi bilirim.
Binali Bey’in AK Parti içindeki ağırlığı tartışılmaz.
Karşılığı da.
Sevmeyeni olsa da, seveni ve destekleyeni az-buz değil.
Fakat iş sandığa, seçimin kaderini belirleyen sokağa geldiğinde durum AK Parti’nin zirvesinden bakıldığı gibi bir görüntü yok ortada.
Yıldırım’ın özellikle kararsız kesim üzerindeki etkisi, öyle sanıldığı gibi değil.
Nedendir bilemem ama belli kesimlerde antipati yaratıyor.
Dolayısıyla mevcut oyların üzerine bir şeyler ekleme gibi bir şansı yok.
Nitekim, Binali Yıldırım’ın İzmir’de başrolü oynadığı tüm seçimlerde ortaya çıkan fotoğraf, bu görüşün doğruluğunu açık açık ortaya koyuyor.
İzmir’de Yıldırım’ın geri planda kaldığı 31 Mart seçimlerine bir göz atın.
Tüm büyük kentlerde AK Parti oyları paraşütsüz düşerken, İzmir’de hiç de öyle bir tablo yaşanmadı.
Tam tersi, oylarda minik de olsa bir kımıldanma oldu.
***
Burada, İzmirli ile Binali Yıldırım arasında şahsi bir mesele varmış gibi bir algıya neden olmak istemem.
Zira mesele isim değil, bir karakter, siyasi duruş.
İzmir’de kabul görmeyen de isimden ibaret değil.
Bugün aynı model siyasetçi, Binali Yıldırım değil de Ahmet veya Mehmet olarak da sokaktaki insanın karşısına çıksa sonuç değişmezdi.
Diyeceğim şu;
İzmirli artık Binali Yıldırım tarzı siyasetçilere prim vermiyor.
Hatta o’nlarla aynı kareye girenlere, aynı cümlede adı geçenlere bile.
Dolayısıyla Erdoğan, yanında Binali Yıldırım olduğu sürece İzmir’de değil bir gün, yılın 100 günü böyle program yapsa, sonuç değişmez.