Varis tedavisiyle ilgili önemli bilgiler paylaşan Doç. Dr. Didem Melis Öztaş, kış aylarının iyileşme sürecine önemli avantajlar sağladığını belirtti. Özellikle tedavi sonrası kompresyon çoraplarının kullanımının kışın daha rahat bir şekilde yapılabildiğini ve cilt hassasiyetinin kış mevsiminde daha kolay yönetilebildiğini vurguladı.
Varis, hem estetik hem de sağlık açısından önemli bir sorun haline gelmiş durumda. Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı olan Doç. Dr. Öztaş, varis tedavisinde kullanılan modern tekniklerin hastalar için büyük kolaylıklar sunduğunu ifade etti ve tedavi sürecine dair merak edilenleri açıkladı.
Modern Tedavi Yöntemleriyle Hızlı İyileşme
Lazer ve radyofrekans ablasyon gibi minimal invaziv yöntemler, varis tedavisinde önemli bir yer tutuyor. Bu yöntemlerle varisli damarlar hızla kapatılabiliyor ve hastalar tedavi sonrası aynı gün günlük yaşamlarına dönebiliyor. Doç. Dr. Öztaş, küçük çaplı varisler için skleroterapi gibi yöntemlerin tercih edildiğini belirterek, bu işlemde varisli damara enjekte edilen özel ilaçlarla damarların zamanla kaybolduğunu söyledi. İleri vakalarda ise cerrahi müdahale gerekebileceğini ancak yeni tekniklerle tedavi sürecinin çok daha konforlu ve hızlı hale geldiğini vurguladı.
İyileşme Sürecine Dikkat Edilmesi Gerekenler
Varis tedavisinin ardından hastalar genellikle hızlı bir iyileşme süreci geçiriyor. Minimal invaziv yöntemler sonrası çoğu hasta aynı gün taburcu olabiliyor ve kısa sürede normal aktivitelerine devam edebiliyor. Ancak tedavi sonrası dikkat edilmesi gereken bazı noktalar bulunuyor. Kompresyon çorapları, bacak dolaşımını destekleyerek iyileşmeyi hızlandırıyor. Ayrıca ağır kaldırmaktan ve yoğun fiziksel aktivitelerden kaçınılması gerektiği belirtiliyor.
Hareket ve Damar Sağlığı
Varis oluşumunu engellemek ya da ilerlemesini yavaşlatmak için düzenli egzersiz yapmak ve sağlıklı bir kiloda kalmak oldukça önemli. Doç. Dr. Öztaş, yürüyüş ve yüzme gibi bacak kaslarını çalıştıran aktivitelerin kan dolaşımını artırdığını belirterek, uzun süre ayakta durmaktan ve hareketsiz oturmaktan kaçınılması gerektiğini söyledi. Bu basit yaşam tarzı değişikliklerinin damar sağlığını desteklediğine dikkat çekti.
Hamilelik ve Varis Tedavisi
Hamilelik döneminde varis gelişiminin sık görüldüğünü ifade eden Doç. Dr. Öztaş, bu dönemde tedaviye temkinli yaklaşılması gerektiğini belirtti. Hamileler için cerrahi müdahalelerden kaçınılırken, kompresyon çorapları ve düzenli yürüyüşlerle şikayetlerin hafifletilebileceği ifade edildi. Genellikle tedavi doğum sonrasına erteleniyor.
Kış Aylarında Varis Tedavisi
Kış aylarının varis tedavisi için daha uygun bir dönem olduğunu belirten Doç. Dr. Öztaş, kışın hastaların tedavi için daha fazla başvurduklarını söyledi. Tedavi sonrası kompresyon çoraplarının kullanımı soğuk havalarda daha konforlu olabiliyor ve lazer ya da skleroterapi gibi işlemlerden sonra cilt hassasiyetinin yönetilmesi daha kolay hale geliyor. Ayrıca kış aylarında güneş ışığı daha az olduğundan ciltte lekelenme riski de düşüyor. Yaz aylarında ise sıcak hava, bacaklarda şişlik artışına neden olabiliyor, bu da iyileşme sürecini rahatsız edici hale getirebiliyor. Kış döneminde yapılan tedaviler, sosyal aktivitelerin daha az olduğu bir döneme denk geldiği için hastalara iyileşme sürecinde daha fazla rahatlık sunuyor.