Biraz özümüzü dönelim mi? Kendi iç dünyamıza, kendi aksimize…
Bugünlerde herkes hayatın sunduğu zorluklardan dert yakınıyor, tabii herkes kendince haklı. Ancak hayat, farklı bakış açıları geliştirdiğinde o kadar da zor olmuyor, biliyor musunuz?
Hiç düşündünüz mü, hayatın bizlere sunduğu zorluklar, belki de birçoğumuz için dönüm noktaları olabilir. Kimi zaman moralimizi bozan, bizi hayal kırıklığına uğratan durumlarla karşılaşırız. Tabii bunların hepsi acı/tatlı hayatın cilvesi, değil mi… Her kırılma, yeniden doğuşun başlangıcı. Ayrıca derler ki kırıldığınız yerden değil, oradan nasıl kalktığınız ve nasıl dimdik durabildiğiniz önemlidir…
Geçtiğimiz günlerde bir söz okudum ve beni öyle etkiledi ki, günlerce kulaklarımda yankılandı diyebilirim:
“Kendine bir iyilik yap ve ‘bırakmayı’ öğren. Senle bağlarını zayıflatan birinin gitmesine izin ver. Sana hak etmediğin şekilde davranan birinden uzaklaşmakta tereddüt etme. Hayatına anlam katacak şeyleri yakalayabilmek için, önce sana iyi gelmeyenleri bırakmayı öğren…”
Gerçek güç, sadece fiziksel dayanıklılıkla değil, inancımızla ölçülür. Kendimize duyduğumuz inanç, her zorluktan sonra yeniden ayağa kalkabilmemiz için bir itici güçtür. İnandığınızda yalnızca bedeniniz değil, ruhunuz da güçlenir. Her kırılma, inancınızın sınandığı ancak aynı zamanda büyüdüğü bir fırsattır. Ve her fırsat, daha güçlü bir şekilde hayata tutunma imkanı sunar. Bu fırsatlar hoşumuza gitmese de burada da kabullenme devreye girer… Aslında bu sarmal hep bir şekilde hayatta kalmamızı simgeler…
Kırılmak bir son değil. Aksine, her kırılma, yeniden şekillenmenin ve güzelleşmenin başlangıcı. Yaralı bir beden belki zayıf görünse de ruhu güçlenir. Zamanla iyileşen yaralar, insanı daha olgun, daha dirençli ve daha güzel bir hale getirir. Hayatın size sunduğu zorluklar, aslında sizi daha güçlü ve güzelleştirecek fırsatlardır. Bu yaralar zamanla iz bırakabilir, ancak o izler sizin yolculuğunuzun kanıtıdır.
***
Biraz da bize dönecek olursak…
Yarın 10 Ocak, Çalışan Gazeteciler Günü… Adeta bu mesleğin içine doğmuş, sektör içinde şekillenmiş biri olarak söyleyebilirim ki toplumun doğru ve tarafsız bilgiye ulaşmasını sağlayan, gece gündüz demeden emek veren tüm gazetecilerin günü kutlu olsun.
Gerçeğin peşinde koşarken karşılaştıkları zorluklara rağmen, halkın sesi olmayı sürdüren tüm basın emekçilerine teşekkür ediyor ve kalemlerinin asla kırılmamasını, başarılarının ise sonsuz olmasını diliyorum!
Sevgiler…