Kadınların ev sınavı

Abone Ol

Geçtiğimiz günlerde "Ballerina Farm" hesabı üzerinden bazı tartışmalar ortaya atılmıştı. Hesap sahibi kadının, zengin kocasının çalışmasını istememesi sebebiyle iş hayatını sonlandırarak çok çocuklu çiftlik hayatına 'merhaba' demesi ve 'mutlu' aile paylaşımları tepki çekmişti.

Her şeyin sıfırdan yapıldığı çiftlik evinde, çok çocuklu evde her iş kadının elinden geçiyordu. Üstelik tarihi dizileri andıran kostümlerle. Paylaşımları milyonlarca insan beğenerek izlese de bu yaşam tarzını, geleneksel eş algısının yaygınlaşmasına neden olduğu gerekçesiyle tepki çekti.

Kadınların, eğitimi, yeteneği ve deneyimleriyle ekonomiye, bilime, sanata ve spora katkı koyması gerektiği, bu hak ve hürriyetten bundan eşi istedi diye vazgeçmemesi gerektiği savunuldu.

Örneğin bu tür hesaplarda bir pizza için, tarif sürecinin ineğin sağılmasından başladığını, önce peynir yapıldığını hesap edersek eleştiriler haksız değil. Hesap sahipleri gerçekten mutlu olsa bile, bu her işi ta en başından alan hayat, kadınların çalışmasına pranga vuruyor.

Kaldı ki bu ve benzeri hesaplar için arka planda üzüntü ve kırgınlıkların, vazgeçişlerin olduğu konuşuluyor. Esas tepki nedeni de bu: Neden fedakarlıkları sadece kadınlar yapıyor? Çünkü mutlaka yardımcılar var. İstense daha farklı hizmetler alınabilecekken, neden kadın sorumlu tutuluyor? 

Gördüğünüz gibi maalesef, kadının eğitimi, işi, memleketi önemli değil. Her yerde aynı sorun var ve çözüm bekliyor. Sadece ülkemizin sorunu değil erkek egemenliği, daha fenası bu egemenliği güzellemeler tüm dünyanın başını ağrıtıyor. 

Elbette kadın için evde oturma seçeneğini daha mantıklı kılan patronları, ekonomi politikalarını ve ülke yöneticilerini de unutmamak gerekiyor. Bu ayıpta onların da payı var. Peki, dünya kadınları neden evde hapsetmek istiyor?