1978 yılında Amerikalı yüzücü Penny Lee Dean, Manş Denizi'ni 7 saat 40 dakikada yüzerek dünya rekorunu kırdı. Bu büyük başarıdan 40 yıl sonra bile, suyun soğukluğunu net bir şekilde hatırlıyor ve ellerinde, bacaklarında yaşadığı krampları anımsıyor. Dean, antrenman sırasında vücudunun ısınmasının bazen saatler sürdüğünü belirtiyor. Soğukla mücadele, onun için rekor kırmada kritik bir rol oynamıştı.
Kadınların vücudundaki yağ dağılımı, aşırı soğuk koşullarda vücut ısısının düzenlenmesine yardımcı olabilir. Bu durum, özellikle yüzme gibi spor dallarında kadınlara avantaj sağlıyor. Dean, kadınların zorlu koşullara karşı daha yüksek bir toleransa sahip olduğuna inanıyor. Atıcılık ve uzun mesafe koşu gibi bazı spor dallarında kadınlar, erkeklerle benzer veya daha iyi performans sergileyebiliyor.
Ancak kadın sporcuların görünürlüğü zamanla yeterince artmadı. Atletik performansta cinsiyetin rolü hakkında hâlâ pek çok soru var ve bu konuda net cevaplardan çok yeni sorular ortaya çıkıyor.
KIYASLAMA ZORLUKLARI VE CİNSİYET ÖNYARGILARI
NorveçUiT Arctic Üniversitesi'nde spor bilimleri profesörü olan Øyvind Sandbakk, elit kadın ve erkek sporcular arasındaki performans farkının dünya rekorlarında erkekler lehine yaklaşık %8-12 olduğunu belirtiyor. Bu fark, dayanıklılık gerektiren yüzme sporlarında azalırken, üst vücut gücü gerektiren sporlarda artıyor. Sandbakk, kadınların uzun mesafe koşularında daha ölçülü bir avantaj elde ettiğini ifade ediyor.
Ancak cinsiyet önyargıları, kadın ve erkek sporcular arasındaki kıyaslamaları etkileyebiliyor. Örneğin, estetik unsurlar içeren spor dalları genellikle kadınsı olarak algılanabilirken, dövüş sporları bazı toplumlarda kadınlar için uygun görülmeyebilir. Sandbakk, biyolojik ve sosyal farklılıkları ayırmanın zorluğuna dikkat çekiyor ve spor dallarına erişimin cinsiyete göre değişebileceğini ekliyor.
HORMONLARIN PERFORMANSA ETKİSİ
Amerikan Spor Hekimliği Koleji'nin 2023'te yayımladığı bir çalışmaya göre, kız ve erkek çocukları arasındaki atletik performans farkları ergenlik öncesinde minimum seviyedeyken, ergenlik sonrası belirgin bir artış gösteriyor. Testosteron seviyeleri genellikle kas yoğunluğu, güç ve oksijen alımıyla ilişkilendiriliyor. Ancak, testosteronun kadınlar üzerindeki etkileri hakkında sınırlı veri bulunuyor.
Gazeteci Maggie Mertens, elit erkek sporcuların testosteron seviyelerinin genellikle ortalamanın altında olduğunu belirtiyor. Örneğin, olimpik sporcular arasında testosteron seviyeleri düşük olanların oranı hayli yüksek. Ayrıca, hiperandrojenizmi olan kadınların, erkeklerle aynı performansı göstermediği vurgulanıyor.
VÜCUT YAĞININ ROLÜ
Penny Lee Dean, uzun mesafelerde kadınların erkeklerden üstün olabileceğine inanıyor. Kadınların tipik olarak daha yüksek vücut yağı oranına sahip olması, soğuk suda vücut ısısını düzenlemeye ve su üzerinde kalmaya yardımcı olabilir. Uluslararası Maraton Yüzme Onur Listesi Yürütme Kurulu Başkanı Ned Denison, normal sıcaklıklarda erkeklerin genellikle daha hızlı olduğunu belirtiyor.
Spor bilimci Øyvind Sandbakk, kadınların soğuk havada yapılan ultra dayanıklılık sporlarında daha az avantajlı olduğunu, çünkü bu sporların ekipman ve kıyafetlerle vücut ısısını dengelemeye yardımcı olduğunu düşünüyor. Uzun mesafe yarışlarda, erkekler ve kadınlar arasındaki performans farkı mesafe uzadıkça azalıyor. 2020'de yapılan bir analiz, 314 kilometrenin ötesindeki mesafelerde kadınların %0,6 oranında daha hızlı olduğunu gösteriyor.
ZİHİNSEL DAYANIKLILIK
2024 Paris Olimpiyatları'nda atıcılık dalında yarışan Kim Yeji, zihinsel dayanıklılığın önemini vurguluyor. Güney Koreli sporcu, bu yıl Uluslararası Atıcılık Spor Federasyonu Dünya Kupası'nda kadınlar 25 metre tabanca atışında dünya rekoru kırdı. Kim, "Atıcılık daha çok zihin ve ruh haliyle ilgili. Baskı altında sakin kalabilme becerisi, özellikle kadın atıcılar için faydalı olabilir" diyor.
Tokyo 2020 Olimpiyatları'nda yapılan bir araştırma, erkeklerin hareketli hedeflerle yapılan etkinliklerde daha iyi performans gösterdiğini, sabit koşullarda ise performansın cinsiyet açısından dengeli olduğunu ortaya koymuştu. ISSF Sporcular Komitesi Başkanı Cassio Rippel, erkeklerin kaslarının dayanıklılığı sağladığını, kadınların ise düşük vücut kütlesi ve ağırlık merkezinin onlara daha iyi denge kontrolü sağladığını belirtiyor.
GELECEK PERSPEKTİFİ
Paris Olimpiyat Oyunları, eşit sayıda kadın ve erkek sporcunun katıldığı ilk olimpiyat olacak. Bu durum, cinsiyet eşitliği konusundaki eksiklikleri değerlendirmek için önemli bir fırsat sunuyor. Sandbakk, kadın sporcular üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini vurguluyor, zira çoğu spor bilimi bilgisi erkekler üzerindeki araştırmalara dayanıyor.
Mertens, kadın sporlarındaki başarıların erkeklerle kıyaslanmadan kutlanmasının önemini ve bazı atletizm müsabakalarının cinsiyete göre ayrı tutulması gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, kadınların zaman zaman erkekleri sporda yendiğini görmek, insan performansının bir spektrum üzerindeki değişken olduğunu anlamamızda yardımcı olabilir. "Spor hakkında konuşurken ikili cinsiyet üzerinden konuşmak zorunda değiliz. Bu da daha fazla cinsiyet çeşitliliğini kucaklamanın yolu olabilir" diyor.