Yağmur Daştan / EGE TELGRAF- Eski Seyrek Belediyesi Kurucu Başkanı, İzmir KÖY-KOOP Denetim Kurulu Üyesi, İzmir Belediye Başkanları Birlik Başkanı Nurgül Uçar Aktuğ, Ege Telgraf TV’nin canlı yayın konuğu oldu. Politize programında siyaset ve ekonomi üzerine bilgiler veren Uçar Aktuğ, yerel yönetimlerin ve kadınların siyasette olmasının önemine de değindi.
Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen ve Türkiye’nin pek çok yerinde görev yapan yerel yönetim temsilcilerinin İzmir’de bir araya gelerek yerelin sorunlarını konuştuğu toplantının kendileri için bir milat olduğuna dikkati çeken Uçar Aktuğ, “Türkiye Meclis Üyeleri Birliği, Belediye Başkanları Birliği, İzmir Büyükşehir Belediyesi toplantısı benim için ve Türkiye için yerel seçimler konusunda bir milattır. Ben öyle yorumluyorum. İlk kez, 59 ilden 400’e yakın meclis üyesi geldi. Aslında meclis üyeleri kentlerin senatörleri. Bu toplantı, ilk kez belediye başkanı ve meclis üyelerinin şehirleri birlikte yönetmelerinin gerektiğine fark edilen bir toplantıydı. Burada bilim insanları bize üç şey söyledi. İklim değişikliği ciddi bir sorundur. Deprem önemlidir. Yenilenebilir enerji kaynakları önemlidir. Bu üç başlık geleceğin kentlerinin sorunu. Biz dere yatağına ev yapmışsak, deprem olacak ve öleceğiz. Doğa bize diyor ki, “Hey insanoğlu, hey yöneticiler. Sizin egolarınızı taşıdım ve artık taşımıyorum. Benimle dalga geçmeyin, bana üstünlük kuramazsınız. Benimle barışırsınız, benimle dost olursunuz. O zaman bu dünyada çok keyifli yaşarız. Dere yatağına ev yapma, bir gün gelebilirim. Seni de götürürüm. Bilime sor, bilim sana zeminin uygunluğunu söyleyecek. Bilimi dinle, bilimin sana gösterdiği yola git. 15- 20 katlı bina yapma. Ağaç dikerseniz 40 derece olan sıcaklığı 30’a düşürürsünüz. Size güneş verdim. O güneşi enerjiye çevirin, kendi enerjinizi üretin, kimseye bağımlı kalmayın.” Böl, parçala, yönet sistemi şimdi ise rezidans yap, içine insan doldur, yabancılaştır ve yönet şeklinde. Dün gerçekleşen toplantıdan sonra kendimize güvenimiz arttı. Yerel için umutluyum, başka şansımız yok. Liyakat, ehliyet ve ahlak… Hepimizde bunları arayacağız. Belediye başkanlarımızda da meclis üyelerimizde de. Böyle geldi böyle gitmez” dedi.
“DÖRT KADIN BAŞKAN AYIP DEĞİL Mİ?”
Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) siyaset yaptığının altını çizen Nurgül Uçar Aktuğ, parti içindeki değişim hareketini de yorumladı. Uçar Aktuğ, şunları aktardı: “Değişim zaten kendi doğası. Değişmeyen tek şey değişim. Ben değişimi bireysel olarak o gitti bu geldi olarak görüyorum. Bizim belediyemiz 1992’de kuruldu 2009’da bitti. Toplam 17 sene yaşadı. El arabamız yoktu. Hiçbir şeyimiz yoktu ve kör noktadaydık. Gazeteciyim ve bilime inanmıştık. En doğru haberi en kısa sürede ulaştırma arzusu ömür boyu sürüyor. Bilim bize yol göstermişti. İmar uygulaması, imar planı ile bilim bize kurallar koymamızı söyledi. Biz de kurallar koyduk. 17 yılın 12 yılında ben ve arkadaşlarım ortak aklı yaşattık. İmar uygulamasını tüm köy beraber öğrendik. Ben gazeteciyim, plancı değilim ama öğrenmeyi biliyorum. Bugün bizim kahveye gitseniz, “500 metrekare arsam var, burayı yüzde elli hak karşılığı müteahhitte veriyoruz. İnşaat hakkım ne kadar?” deseniz herkes size söyler. Çünkü hep birlikte yaptık. Ortak akıl ve birlikte yönetim. Köyümüzde 17 yıl yaşayan belediye geride bir üniversite bıraktı, 10 bin öğrencisi var. Bakırçay Devlet Üniversitesinde bizim imzamız var. Bizim imzamız üzerine de başka imza yok. Bizim köyümüzde; yoksulluk yok, işsizlik yok, açlık yok, hırsızlık yok. Belediyeden geriye kuralları belli olan bir eğitim kenti, uluslararası sulak alan olan bir köy kaldı. Bunu değişime koyalım. Bizim hikayemiz 17 yılda böyle olurken, partimizde 35 yıldır milletvekilliği yapanlar değişim istiyorlar. Bunu neresine koyacağız? Bana göre değişim: Liyakat. İsim ya da kişi değil kurumsal yapı. Elindeki insan kaynağını ne kadar biliyorsun? Üretim, liyakat ve her alanda etiklik. Cumhuriyetin şanslılarındanım ben 1993 yılında görev yapan 152 kadından bir tanesiyim. Benim babam çiftçi annem ev kadını. Onlardan geliyorum ben, önümde yolumu açan kimse yok. Doğayı biliyoruz ihtiyaçlarımızı ona göre istemeyi biliyoruz. Biz sabrı biliyoruz. Cumhuriyet olmasaydı ben birisinin kızı olmadığım için hiçbir şey olamazdım. Ben kimsenin kimsesi değilim ama cumhuriyetin insanıyım. İzmir’de 30 ilçemiz var 4 kadın sayısı çok ayıp değil mi?”
“SİZ BİZİ ANLADINIZ AMA…”
“Ben cumhuriyetin kazanımını yaşamış, içselleştirmiş 150 kadından biriyim ve borcum var. Kız kardeşlerimin önünü açmakta borcum var” sözleriyle devam eden Uçar Aktuğ, “Cumhuriyete bakın, savaştan çıkıyor ve 3 Nisan 1930’da kadınlara belediye başkanı seçilme hakkı veriyor. Atamıyor, seçilme hakkı veriyor. Siyaseti hep yanlış yerden başlatıyoruz. 3 Nisan 1930’da kadınlar siyasette var ve belediye başkanı seçilebiliyor. Yereli şekillendiriyorsun. Çok daha değerli buluyorum. 93 yılda 152 kadın. Çağdaş İzmir’de toplam 13 kadın. Bunu ders olarak almalıyız. Bu yerel seçim Türkiye’de milat olmak zorunda, Türkiye’nin yarısı kadın. Benim iddiam bu yüzyıl kadınların yüzyılı. Kadının olduğu yerde huzur oluyor, denge oluyor. Evde huzur kadınla sağlanıyor. Kadın bir gün evde olmasa bütün ev dağılır. Ben evde olmayınca benim de evim dağılır. Topluyorum dağınık sevmiyorum çünkü şehrimi de dağınık sevmiyorum. Kadınların hem eve hem dengeye, topluma sorumluluğu var hem de “Bu ülkede benim de söz hakkım var” deme sorumluluğu var. İzmir Belediye Başkanları Birlik Başkanıyım ama Kadın Başkanlar Platformumuz var. Platformumuzla birlikte 29 Ekim’de Atatürk’e gideceğiz. Çok az olduğumuzu göstereceğiz ona, diyeceğiz ki “Sevgili Atam, siz bizi anladınız ama şimdi anlamıyorlar. Biz sana şikayete geldik” notumuzu koyacağız. Çok az olduğumuzu göstereceğiz. Kırk kişi yürüyebilirsek başarılıyız” diye konuştu.