Ekonomi

İzmir'in tarihi ‘Kubbeli Bakkal’ı 100 yıldır zamana meydan okuyor

Menemen’de, yaklaşık 600 yıl önce imarethane olarak inşa edilen kubbeli yapı içinde bulunan ve ‘Kubbeli Bakkal’ olarak bilinen tarihi dükkan, bir asırdır hizmet vermeye devam ediyor

Loading...

Abone Ol

Menemen'de yaklaşık 600 yıl önce imarethane olarak inşa edilen tarihi bir yapının içinde bulunan ve ‘Kubbeli Bakkal’ olarak bilinen dükkan, 100 yıldır zamana meydan okuyarak hizmet vermeye devam ediyor. Ermeni bir eczacı tarafından başlatılan bu tarihi serüven, günümüzde Ayla ailesinin 3. kuşak temsilcisi 67 yaşındaki Ali Haydar Ayla tarafından işletiliyor. Tarihi bakkal, yalnızca bir ticarethane olmanın ötesinde, aynı zamanda bölge halkı ve ziyaretçileri için bir zaman yolculuğu sunuyor.

600 Yıllık Tarihi Yapının İçinde Bir Bakkal

Kubbeli Bakkal’ın hikayesi, yaklaşık 600 yıl önce imarethane olarak inşa edilen kubbeli bir yapıda başlıyor. Bu yapı, zaman içinde farklı amaçlar için kullanıldı. İlk olarak bir Ermeni eczacı tarafından işletilen dükkan, sonraki yıllarda aşevi ve şekerci olarak hizmet verdi. Nihayet, Hüseyin Ayla’nın burayı satın almasıyla bakkala dönüştürüldü. O zamandan bu yana, yaklaşık bir asırdır Ali Haydar Ayla’nın ailesi tarafından işletilmeye devam ediyor. İsmini aldığı türbeye imarethane olarak hizmet veren bu kubbeli yapı, yıllar içinde orijinal mimarisini ve dokusunu koruyarak günümüze kadar ulaştı. Kapı ve çerçeveleri ahşapla çevrili olan yapı, tarihi dokusunu kaybetmeden ayakta kalmayı başardı.

Dükkanın Antika Hazineleri: 153 Yıllık Makas ve 90 Yıllık Terazi

Kubbeli Bakkal’ın en dikkat çekici özelliklerinden biri, yalnızca yapısal tarihiyle değil, içinde barındırdığı antika eşyalarla da zamanda bir yolculuğa çıkarması. Bakkalda kullanılan malzemelerin birçoğu, neredeyse bir asrı devirmiş durumda. Dükkanın içinde hala kullanılan 153 yıllık bir makas, bu malzemelerden yalnızca biri. 1871 yılında üretilen bu makas, hala işlevini sürdürerek bakkalın sembollerinden biri haline gelmiş durumda. Ayrıca, dükkanın belki de en dikkat çeken detaylarından biri de 90 yıllık terazi. Üzerinde 34 mührü bulunan bu terazi, müşterilerin satın aldığı ürünleri tartmak için hala kullanılıyor. Günümüzde üretilmeyen ve nostaljik bir değer taşıyan eski ürünler, raflarda ve duvarlarda sergilenerek, dükkana gelen müşterilere adeta geçmişe bir pencere açıyor.

“Dedem Dükkanı 1750 Sarı Liraya Aldığını Söylerdi”

Ali Haydar Ayla, ailesinin bu bakkalı nasıl devraldığını anlatırken, büyük bir nostaljiyle dedesinin sözlerini hatırlıyor. Ayla, “Dedem, burayı bin 750 sarı liraya aldığını söylerdi. O zamandan beri ailemizin geçim kaynağı burası oldu” diyor. Ali Haydar Ayla, asıl mesleğinin endüstri mühendisliği olduğunu, ancak babası yaşlandıktan sonra evin tek oğlu olarak bakkalı işletmeye başladığını belirtiyor. Tarihi bakkalın günümüzde hala faaliyet göstermesinin ardında yatan en önemli etken, bakkalın orijinal halinin korunması. Ali Haydar Ayla, bu nostaljik ortamın müşteriler tarafından çok sevildiğini dile getirerek, “Eğer dükkanda bir yenilik yapmış olsaydım, sıradan bir marketten farkımız kalmazdı. Müşteriler buraya nostaljiyi yaşamak için geliyor” ifadelerini kullandı.

Benden Sonra Dükkanı İşletecek Kimse Yok

Kubbeli Bakkal, nesillerdir Ayla ailesinin elinde işletilse de, Ali Haydar Ayla’nın ardında bu tarihi dükkanı devralacak bir varis yok. Ailede kendisinden sonra bakkalı işletecek kimse olmadığını üzülerek belirten Ayla, bu durumun gelecekte bakkalın kaderini nasıl etkileyeceğini düşünmeden edemiyor. Yılların eskitemediği bu bakkal, bölge halkı ve yeni gelen ziyaretçiler için hem nostalji hem de bir gelenek simgesi. Ancak Ali Haydar Ayla’nın sözleri, bu kültürel mirasın geleceği için belirsizlik yaratıyor.

Ürünler Talebe Göre Belirleniyor

Kubbeli Bakkal’da satılan ürünler de zamanla değişiklik gösterse de, Ali Haydar Ayla her zaman müşterilerin taleplerini göz önünde bulundurarak ürün çeşitliliğini korumaya çalışıyor. “Bende o ürün yoksa bile not alır ve o ürünü getirtirim. O ihtiyaç devam ettiği sürece, artık marketin bir çeşidi olmuş olur” diyen Ayla, geçmişte talep gören urgan gibi ürünlerin artık satılmadığını, çünkü bu ürünlere olan talebin ortadan kalktığını söylüyor. Ancak dükkanın atmosferi ve rafları değişmiyor, bu da Kubbeli Bakkal’ı diğer marketlerden ayıran en önemli özelliklerden biri olarak öne çıkıyor. Ayla, işini severek yaptığını belirterek, rafları yenilemeden ürünlerin zamanla çeşitlendiğini, bakkalın kendi doğal yapısını bozmadan günümüz koşullarına ayak uydurduğunu ifade ediyor.

Eski Müşterilerden Tam Not: “Burada Her Şey Var”

Kubbeli Bakkal’ın müşterileri ise bu tarihi dükkandan oldukça memnun. Başka ilçelerden bile alışveriş için gelen müşteriler var. 80 yaşındaki Ali Yeşilçimen, sürekli olarak Kubbeli Bakkal’dan alışveriş yaptığını belirterek, “Türkiye’de eşi yok. Başka marketlerde bizim ihtiyacımıza göre eski ürünler yok ama burada her şey var” dedi.. Eski bakkal kültürünü yaşatan bu mekan, özellikle yaşlı müşteriler için geçmişin izlerini taşıyan bir alışveriş deneyimi sunuyor. 76 yaşındaki Günay Şengönül ise çocukluğundan beri bu bakkalı bildiğini ve dükkanın yapısının hiç bozulmadığını belirtti. 

Kubbeli Bakkal, İzmir’in Kültürel Hazinesi Olarak Yaşamaya Devam Ediyor

Bir asırdır İzmir’in Menemen ilçesinde müşterilerine hizmet veren Kubbeli Bakkal, tarihi yapısı, antika değeri taşıyan eşyaları ve nostaljik atmosferiyle sadece bir bakkal değil, aynı zamanda bir kültürel miras. Ali Haydar Ayla’nın elinde yaşamaya devam eden bu bakkal, İzmir’in geçmişine ışık tutarken, gelecekte ne olacağı ise belirsizliğini koruyor. Ancak bir şey kesin: Kubbeli Bakkal, İzmir’in kültürel mirası olarak şimdiden unutulmazlar arasında yerini aldı.