Neyi neresinden tutacağı bilinmeyen bir insanlar topluluğu Türk Milleti. ‘Türk gibi başla Alman gibi bitir’ sözü şaka zannedilir ancak tecrübelerin ışığında söylenmiştir. 10 gün tanıtım bombardımanı, yoğun duyurular derken İzmir Spor Zirvesi ki adını neden zirve koymuşlar anlamadım. İzmir çukurunda yapılan bu etkinlik konuşulanlar, söyleşiler ancak bir dağın zirvesine çıkacak değil de eteklerinde kalacak donanımda ve düzeyde. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Ticaret Odası ortaklığında gerçekleştirilen zirve, benim açımdan ‘Attıkları taş ürküttükleri kuşa değdi mi?” diye sorguladığım bir etkinlik oldu. Protokol üyelerinin uzun, sıkıcı ve yorucu konuşmalarından sonra Türk futboluna yön vermiş, etki etmiş Mustafa Denizli, Fatih Terim ve Şenol Güneş’ten tutun, olimpiyatlarda başarılı olmuş çocuklarımıza, İzmir’in iki güzide kulübü Altınordu’nun Başkanı Mehmet Seyit Özkan ile Göztepe’nin Onursal Başkanı Mehmet Sepil’in söyleşisine kadar bir gariplikler yumağı.
İSTANBUL’UN PAPAZLARI
Zirvenin amacı İzmir’i sporda zirveye çıkarmak. Önce siz İzmir sporunu bir adım öteye taşıyın da. Dakika bir gol bir. İlk göze çarpan; İzmir’in basın kuruluşlarının muhabirleri bir soru bile soramadı. Benim papaz diye tabir ettiğim, İstanbullu spor muhabirleri ise olabildiğince özgürdüler soru sorarken. İzmir’in spor zirvesinde İzmirli muhabirlere gerek yok diye düşündüler zannımca!
GENÇLER YOKTU
Gençlerin teşvik edileceği projelere birçok isim tarafından değinildi ama ne gariptir ki zirvede genç yoktu. Böyle bir etkinlikten maksimum fayda sağlayacağına inandığım gençleri bırakın Türk sporunun bence mihenk taşları altyapı hocaları bile çağırılmamıştı. Bu salonda altyapı antrenörleri, altyapılarda oynayan genç sporcular, olimpiyat dallarında hedefleri olan genç isimler de olsaydı, takım elbiseli temsilciler yerine takımının formasını giymiş sporcular o koltuklarda otursaydı daha doğru olmaz mıydı?
‘İLK KEZ YAPTIK’ SAVUNMASI
İzmir’i zirveyle ileriye taşıyacağını iddia edenlere gelince. Efendim biz ve bizim gibi eleştirilerde bulunanlara ‘İlk kez yaptık. Hatalarımız olacaktır’ cevabıyla zaten mazrufu göstermişlerdir bana kalırsa.
KARŞIYAKA STADI
Yerel iktidar genel iktidar ayırımı yapmadan soruyorum hani ne oldu Karşıyaka Stadı. Aman kaptırırsam golün faturası bana çıkar mantığıyla sürekli topu birbirinize gönderdiniz. Baskı gördüğünüzde taça, auta attınız. Yetmedi, uzatmalarda çamura yattınız! Unutmayın ki benim hafızamdan kurtulamazsınız! Neredeyse tamamınızın seçim vaadi olan Karşıyaka Stadı’nın inşaatı ne alemde. Türkiye’nin 3. büyük kenti diye övündüğünüz ancak Türk sporunda hiçbir zaman listeye girememiş bir İzmir sizleri şu kadarcık da olsa üzüyor mu?
Farkındayım bu sorularla sizleri çok darladım. Huyum kurusun, yanlışı görünce susamıyorum. Eksiklikleri dile getirmezsem beni yetiştiren rahmetli anne ve babama, mesleğime ve vicdanıma ihanet etmiş gibi hissediyorum.
MİLLİ TAKVİM
Evet nereden çıktı bu Uluslar Ligi diyenlerinizi duyar gibiyim. Bu kadar yoğun maç takviminde bir de gazozuna milli maç mı olur? diyenler tam benim kafadan. Dünya genelindeki profesyonel futbolcular yoğun karşılaşma trafiğinde isyan bayrağını açmaya hazırlanırken önce Samsun’da Karadağ ardından deplasmanda İzlanda ile karşılaşacak B Ligi’nde lider olan Türk Milli Takımı. İki karşılaşmada da Türkiye’nin genç yeteneklerine inancımız tam. Ancak yine çomak sokmadan duramayacağımız bir konu var: Atakan Karazor. Bu gurbetçi futbolcu İspanya’da karıştığı bir yüz kızartıcı olayın mahkemesi bitmeden milli göreve çağırıldı. Ne gerek vardı diye sormadan edemiyorum. Türk Milli Takımı’nın en kuvvetli olduğu bölge bu futbolcunun oynadığı orta saha. Önce bir aklansaydı da gelseydi. Siz de A Milli Takım’ın başarısının düşünülmesi gereken bir ortamda başka dedikodulara ve hedef saptırmalara izin vermese miydiniz? Bilemedim ki karar Necip Türk Milleti’nin...