İYİ Parti'nin merkezde olma çabaları ya da "Hani hürriyet?"
İYİ Parti’nin tanıtım alanında belirgin olarak bir yükseliş içinde olduğunu teslim etmek gerek. Fatih Sultan Mehmetli afişte Osmanlı’nın yükseliş devri ve dünya siyasetine olan hakimiyet vurgusu anlaş...
MERKEZE YERLEŞME ÇABALARI
Haziran 2018 seçimlerinde ittifak çatısı altında yüzde 10 oy alan İYİ Parti, bir ölçüde kendini ispat etti; ama ülke siyasetinde belirleyici olmak için bunun yeterli olmadığının farkında. Son zamanlarda İYİ Parti’nin merkeze yerleşme adına yaptığı tanıtım çalışmalarına değinmek gerek.
Birincisi, televizyon hâlâ en yaygın iletişim ve izlence aracı olsa da sosyal medya mecralarını her gün saatlerce kullanan özellikle genç bir kitlenin varlığı artık olgudur. Özellikle video izleme mecralarında karşınıza pat diye İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i görebilirsiniz. Özel çalışılmış meclis grup konuşmalarının bu kanallarda yayımlanması etki alanını arttıyor.
İkincisi, reklam panolarında dinsel-milliyetçi yönü epeyce yoğun; ama Türkiye siyasetinin yakın ve uzak tarihine vurgu yapan bir çalışmaya bakalım. “Ömer’in Yolu” ifadesinin belirgin yer aldığı tasarımda “Meral” imzası belirgin ve şık. Fatih Sultan Mehmet ve Atatürk’ün daha büyük işlendiği tanıtımda Adnan Menderes, Süleyman Demirel, Turgut Özal, Alparslan Türkeş, Necmettin Erbakan ve Bülent Ecevit daha küçük ve altta yer alıyor. Ecevit’in “beyaz güvercinli” olarak yer aldığının da altını çizelim.
Üçüncüsü, “Ömer’in Yolu” şiarının daha küçük boyutlu da kullanılan reklam panolarında yer alan afişler. “Ömer’in İyilik Yolunda”, “Ömer’in Adalet Yolunda”, “Ömer’in Eşitlik Yolunda” ifadelerinin yazılı olduğu çalışma da hem dinsel hem yakın dönem siyasi tarihe atıfta bulunuyor.
Bu söz ettiğimiz örneklerle İYİ Parti’nin tanıtım alanında belirgin olarak bir yükseliş içinde olduğunu teslim etmek gerek. Fatih Sultan Mehmetli afişte Osmanlı’nın yükseliş devri ve dünya siyasetine olan hakimiyet vurgusu anlaşılıyor. Hedef çok yüksek. Ancak, bu hedef için son 70 yıldır yaşanan siyasi karmaşa ve kavganın da bitmesi koşul olarak sürülüyor. Bu nedenle Ecevit’in de barış güverciniyle yer alması tesadüf değil. 1970’lerde MHP ve CHP gibi aslında ekonomik programları aynı olan partilerin birbirleri hakkında söylediklerini hatırlarsak bu tutum daha anlaşılır olur. Tabii Ecevit’in Kıbrıs ve 1999’da Abdullah Öcalan’ın yakalanması ile ilgili elde etmiş olduğu milliyetçi imaja da sahiplendiklerini söylemek zor değil.
“Ömer’in Yolu” afişlerinde yer alan “İyilik, adalet, eşitlik” kavramları 1908 İkinci Meşrutiyet gelişi öncesi ve sonrası “Uhuvvet, Musavvat(eşitlik), Hürriyet” sloganlarını hatırlatıyor. İyilik fazla, hürriyet yani özgürlük eksik.
Bu söylediklerimiz 20 yıla yakın bir süredir yöneten ve belirleyici olan AK Parti ve destekçisi, ortağı olan MHP iktidarını sandıkta yenmeye yeter mi? Onu bilemiyorum. Ancak, özellikle CHP’nin etkin olduğu şehirlerde yoğun bir tanıtım şansı bulan İYİ Parti’nin alanını genişlettiği de gözle görülüyor.
Hz. Ömer’in “hürriyet” olgusuyla ilgili bir ifadesi var mı, ben bu konuda konuşacak mezuniyette değilim; ancak hürriyeti konuşmadan gelişme, kalkınma ve toplumsal barışa ulaşmanın mümkün olmadığını da söylemeliyim.