İyi ki doğdun Muzaffer...
Hatırlarsınız, geçen aylarda bir Roman ablamızın eşinin doğum gününü kutladığı video viral oldu. Kaçıranlar için özet geçeyim. Eşini hazırladığı pastalı, meyveli, abur cuburlu ve bol içecekli sofra ba...
SÜPÜRGE DE VAR TAPU DA
Karısı / kocası için “Çok nazlıyım. Bir dediğimi iki etmez” demeyen; ama hafta sonu gittiği mekânları kaldırım taşına kadar paylaşan var. Tatile gittiğinde, diğerinin bezgin yüz ifadesine aldırmadan her anı hikâyelere atanlar var. Tanıtım, öneri derdi olmadan yalnızca yediklerini paylaşanlar var. Bunlar da galiba “Kocam / karım çok zengin” kısmını sofradakilere ve sofra düzenine göre takipçilerinin tahminine bırakıyor. Çünkü çikolata markasına kadar görüyoruz. “Böyle güzel karıya böylesi yakışır” yazmadan mücevherini, kutusuna yerleştirip markasıyla paylaşan var. “Her gün para veriyor” demeden; arabasını, telefonunu hatta, süpürgesini paylaşan var. Tapu paylaşan var, tapu!
Gözünüzden kimler kimler geçti, hepimizin listesinde var böyleleri değil mi? Ama paylaşımı seslendirmedikleri için “komik” olmuyorlar. Yalnızca kendi aramızda konuşup biraz kızıyor sonra üzülüyoruz. Çünkü biliyoruz, çırpınıyorlar. Maalesef sevgi, saygı, değer, para arasındaki ilişkiyi çözemediğimiz noktalar var. Burada amaçlar ile araçlar arasında çok fena bocalıyoruz. Oysa sevmek, sevilmek, değer görmeyi beklemek, küçük sürprizlerle şımartılmayı istemek çok insani duygular. Bunları hissedebilenler ispat için kendini paralamaz.
Evet, Türkiye çok zor bir dönemden geçiyor. Çarşı, pazar el yakıyor. Bu günlerde elbette eğlenmek de ihtiyacımız. Ancak “İyi ki doğdun Muzaffer” serilerine yeterince güldüysek biraz da eleştirel bakalım. Bizim paylaşımlarımızın verdiği mesaj, seslendirme yapmayınca farklı oluyor mu, sorgulayalım. Herkesin hayali Roman ablanınkiyle aynı, şartlar çetin olsa da “El üstünde tutuyor beni” diyebilmek. O sevgiyi, emeği görebilmek değil mi? O halde kısa metrajlı filmler çekmeye gerek yok. Kendimize ve yanımızdakilere, takipçilerimizden daha yakın olsak yeter.
İYİ HABER:
Bursalı Pilotcar firması, özellikle lojistik ve e-ticaret firmalarından büyük ilgi gören elektrikli mini kamyoneti P 1000 için yeni bir üretim hattı yatırımı yaptı. Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi’ndeki (NOSAB) fabrikasında elektrikli mini kamyonet üreterek başta ABD olmak üzere dünyanın birçok ülkesine ihraç eden Pilotcar firması, üretim kapasitesini artırmak amacıyla yaptığı yeni yatırımla yılda 3 bin 600 araç üretmeyi hedefliyor.
GÜZEL İÇERİK:
Dijital içerik üreticisi “plazadakibeyazyaka” iş dünyasındaki gerçeklerin komik yüzünü göstermeyi amaçlıyor. Birbirinden eğlenceli videolar ile çalışma hayatının zorluklarını eleştiriyor. Gülerken düşüneceğiniz, düşünürken sorgulayacağınız paylaşımlara İnstagram ve Twitter hesaplarından ulaşabilirsiniz.