IV. Murat’ın dönemin toplumsal ve siyasi çalkantıları ile ruhsal derinliğine dair bir bakış açısı sunan eser, büyük beğeni topladı. Antalya Devlet Opera ve Balesi tarafından sahnelenen "IV. Murat" operası, 6 Kasım Çarşamba günü Macaristan'ın başkenti Budapeşte'deki tarihi Opera Binası'nda büyük bir ilgiyle izlendi. 2024 Türkiye-Macaristan Kültür Yılı etkinlikleri kapsamında sahneye taşınan bu prodüksiyon, kapalı gişe gerçekleşerek sanatseverlere unutulmaz bir deneyim sundu.
SANATSAL GÖSTERİ MÜKEMMEL BİR HARMONİYE SAHİP
Opera, Osmanlı İmparatorluğu'nun önemli padişahlarından IV. Murat'ın genç yaşta tahta çıkışından ölümüne kadar geçen süreci detaylı bir şekilde ele alıyor. Sultan Murat’ın sert yönetim tarzı ve dönemin toplumsal yapısındaki çalkantılar, müzikle birleşerek dramatik bir etki yaratıyor. Ayrıca, eserde Sultan Murat’ın değişen ruh hali ve içsel çatışmaları derinlemesine işlendi.
BAŞROLDE BİRİNCİ SINIF PERFORMANS
Başrollerde Sultan Murat karakteriyle Engin Suna (Bas), Kösem Sultan karakteriyle Arzu Yaman (Soprano), Sadrazam Topal Recep Paşa karakteriyle Serhat Konukman (Bariton), Nef’i karakteriyle Göksay Yaran (Tenor) ve Silahtar karakteriyle Ş. Baha İşler (Tenor) sahne aldı. Orkestra şefliğini Hakan Kalkan, koro şefliğini ise Mahir Seyrek üstlendi. Eserin başkemancısı Koray Önel, dekor tasarımı Özgür Usta'ya, kostüm tasarımı Gazal Ertan'a, ışık tasarımı ise Mustafa Eski'ye aitti.
BÜYÜLEYİCİ BİR PSİKOLOJİK PORTRE
"IV. Murat" operası, tarihi açıdan Osmanlı’nın o dönemdeki siyasi ve sosyal yapısını yansıtmanın yanı sıra Sultan Murat’ın ruhsal değişimlerini ele alarak derin bir psikolojik portre çiziyor. Hem güçlü bir lider hem de içsel çatışmalarıyla dikkat çeken bir padişah olarak Murat, izleyicilere farklı bir bakış açısı sunuyor.
TÜRKİYE'YLE MACARİSTAN ARASINDAKİ KÜLTÜREL DİNAMİKLER
Macaristan'da sahnelenen bu eser, iki ülke arasındaki kültürel bağları güçlendirmenin yanı sıra, Türk sanatının uluslararası arenada tanınmasına önemli bir katkı sağladı. Eser, Budapeşte'deki sanatseverler tarafından dakikalarca ayakta alkışlandı ve Türk kültürüne olan ilgiyi bir kez daha pekiştirdi.