Günden güne artan meyve sebze fiyatları sosyal medyada gündem oldu. Tarım hukukçusu Çakmaklı, “İthalat döngüsünden kurtulmazsak fiyatlar düzelmez” dedi
Neredeyse tek gündem olan meyve sebze fiyatlarındaki artışı vatandaş eleştiriyor. Dolar düştü, fiyatlar düşmedi diyerek tepkisini sosyal medyada dile getiren vatandaşlar isyan etti. Diğer yandan Türkiye genelinde TÜFE'de 2021 yılı Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 36,08 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 19,60 artış gerçekleşti. İzmir'de ise TÜFE’de 2021 yılı Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 34, ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 18,96 artış gerçekleşti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre İzmir’de 2021 yılı Aralık ayında geçen aya göre fiyatı en fazla artan ürün yüzde 69,16’lık artışla patlıcan oldu. Bu ürünü yüzde 66,73’lük artışla yazım ve çizim kağıtları, yüzde 55,54’lük artışla salatalık, yüzde 47,95’lik artışla buğday unu ve yüzde 43,95’lik artışla margarin ücreti takip etti. Bir yandan fiyat artışları sosyal medyada gündem oldu. Ürünlerin fiyatlarında artışın asıl nedeninin üretim eksikliği olduğuna değinen ve tarımın adeta ‘öksüz’ kaldığını ifade eden hem tarımcı hem tarım avukatı olan Erdoğan Çakmaklı, “Türkiye adeta bir tarım cenneti. Yeter ki planlama yapılsın. Yeter ki emek verilsin” dedi.
‘ÇİFTÇİ ADETA SAHİPSİZ’Türk tarımının geldiği noktanın adeta vatandaşın cebine dahi yansıdığını ifade eden Çakmaklı, “Bitkilerin tanımının yapılabilmesi gerekiyor. Bu sayede tohumlar damgalanıyor, küçük çuvallarla o şekilde üreticilere veriliyordu. Sağlıklı tohum verirseniz, sağlıklı ürün almış oluyorsunuz. 1956’da analiz yapıldı. O günden bugüne bu analiz yok gibi davranılıyor. Başka bir üretim yapılmıyor. Sağlıklı tarım için bilimsel tespitler aralıksız kullanılmalı. Aksi koşulda sonuç bu oluyor. Bizde ise asla bu işlem yok. Çiftçimiz adeta sahipsiz. Plan program olmadan, uzmanların yardımı olmadan sağlıklı üretim yapılması mümkün olmaz. Şeker fabrikalarımız kapatıldı. Tarıma devamlı araç veren Türk Zirai Donatım Kurumu kaldırıldı. Bitkilerin İlaçlanması ile Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanunu hala var ama teşkilat ortadan kaldırıldı. Yararlı her şey yok edildi. Şimdi neden her şey ithal diyoruz. İthalat etmek zorunda kalıyoruz. Biz neden pamuktan vazgeçip hibrit tohumla mısır ekiyoruz. Bu büyük bir darbedir. Düşmanın yapacağını biz kendi kendimize yapmışız. İthalatın olduğu, bu kısır döngüden kurtulmadıkça ekonomimiz asla düzelemez” diye konuştu.
‘BAĞLAYICI KARARLAR ŞART’Ayrıca tarım ürünlerinde yaşanan fiyat artışının çocukların gelişimi için olumsuz etkiler yaratabileceğini vurgulayan İzmir Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Uğur Toprak, “Doğru ve yeterli beslenmede önceliğin gıda çeşitliliği olduğunu belirten Toprak, “Atılan her adımda hedefin sürdürülebilir üretim olduğunu bilerek ilerlenmeli. Ana gıda maddesini ithal eder duruma gelen ülkemizde artık ithalatı genişleterek yapılan hataları tekrarlamamalıyız. Bağlayıcı kararlar alınması gerekmektedir. Tarımın, serbest piyasa koşullarına terk edilemeyecek kadar stratejik bir sektör olduğu ve gelişmiş ülkelerde de böyle yönetildiği akıldan çıkarılmamalı” dedi.Rana Beyza ÖZTÜRK/Özel Haber