“İnsanlar bana sarılıp hikayelerini anlatıyor”

Abone Ol

Bugün çok yönlü bir sanatçı Aysemen Kara ile birlikteyiz. Aysemen Kara, genç bir sahne sanatçısı. Tiyatro sahnesine de çıkıyor şarkı da söylüyor. Çok yönlü olmanın hakkını vermekse tiyatro oyunu da yazıyor. Yakın zamanda yazdığı “Koku” adlı oyunu Kara’nın sanat yaşamında önemli bir yer tutuyor. Kentin farklı sahnelerinde çocuklarla buluşan, masallara sesiyle, şarkılarıyla eşlik eden Kara’ya sanat yaşamını ve “Koku” oyununu sorduk. Kara, “Şimdilerde oyunuma gelen insanlar kendinden bir parça bulup, hikayelerini anlatıp sarılıyor bana. Her oyun çıkışında bu mutluluğu yaşıyorum. Çok mutlu oluyorum” dedi.  Tiyatro ve müziğin yaşamında iç içe olmasına da değinen Kara, çok yönlülüğün başarıya engel olmadığını söyledi. Sözü Aysemen Kara’ya bırakıyoruz.

 

Hem sahnede hem stüdyoda büyük bir başarı yakaladın, sence başarı nedir?

- Bence başarı olduğun yerden memnun olma hali. Olduğum yerden mutluysam ve kalplere, hayatta dokunabildiysem benden mutlusu, başarılısı yok.

Kaç kalbe dokunabildim, kaç kişi müziğimi dinleyip kendinden bir parça bulup içselleştirdi ona bakıyorum. Sesimle kaç kişinin hayatına dahil olabiliyorum mesela.

Şimdilerde oyunuma gelen insanlar kendinden bir parça bulup, hikayelerini anlatıp sarılıyor bana. Her oyun çıkışında bu mutluluğu yaşıyorum. Çok mutlu oluyorum.

TEK KİŞİLİK OYUN

Oyun demişken tek kişilik bir tiyatro oyunu yazdın, oynuyorsun, bu seni ve sanat hayatını nasıl etkiledi?

- Tabii. 'Koku’ Okuma Festivali için yazdığım bir oyundu. Sanat yönetmenimiz seçti geçen sene ve benim oynamamı uygun gördüler. Tek kişilik oyun ve hayatımın ilk oyunu. Heyecanımı ve paniğimi size anlatamam. Çok sıkı çalıştım, çalıştık. Aylar süren hazırlık sürecinden sonra, hikayesinin kokularıyla yüzleşmeyi bekleyen izleyiciler ile buluştu. Beni duygusal olarak çok tetikledi oyun. Peri Sona karakterini her canlandırdığımda yeni şeyler keşfettim içimde.

‘Koku’yu sadece bir tiyatro oyunu olarak görmüyorum, kendimi yeniden inşa ettiğim bir alan, değişim-dönüşüm sürecimin ilk adımı olarak hissediyorum.

SANATIN BÜTÜNLÜĞÜ

 Tiyatro sahnesinde olmak müzik hayatını nasıl etkiledi?

- Tiyatro sahnesindeki deneyim şarkı söylerken insanlarla konser sırasında daha çok bağ kurmamı sağlıyor. Müziğimde kullandığım duygusal ifade yeteneği de oyunculukta bana yardımcı oluyor. Sanat benim için bir bütün. Farklı dallarıyla olsa da aynı kökten besleniyor ruhum.

Bize ‘Koku’dan kısaca bahseder misin?

- Tabii. Her hikayenin bir kokusu vardır. O hikayeyi unutsak bile bir koku hatırlatır, anıyı tazeler. Koku; genç bir kadının hikayesin deki kokularla yüzleştiği, aileyi, aldatılmışlığı çocukluğu irdelerken yaşadıkları ile yüzleştiği bir oyun.

PERİ  SONA’YI OYNAMAK

Canlandırdığınız karakter Peri Sona’dan bahseder misin biraz? Nasıl bir karakter? Sana nasıl hissettiriyor?

- Peri duygusal ama güçlü bir karakter. Ruhuna güzellikleri ilmek, ilmek işlemiş bir kadın. Çocuk kalpli yetişkin diyorum ben o'na.

Ne yaşarsa yaşasın; iyi kalmayı deneyen, mutsuz olmak yerine kendine, etrafına neşe saçan bir kadın, Peri. Her oynadığım da beni daha iyi bir insanmışım gibi hissettiriyor.

Daha kendinden emin, daha güçlü, daha bilge hissediyorum oyundan çıkınca. Çok sihirli bir durum. Tiyatro gerçekten sihirli bir yer.

Müzikle tanışman kendi sesini keşfetmen nasıl oldu? Biraz bahseder misin?

Üç yaşımda reklam müziği söyleyerek başladım. Sonra beşinci element filmine gittik ailecek, oradaki Diva Dance şarkısını söyledim. Annem çok şaşırmış, şan dersi araştırmış.

Bale kursuna gidiyordum, üst komşumuz Prof. Dr Sevda Aydan’mış meğer; bir gün bale okulunda esneme yaparken sesimi duydu, aşağı indi ve "Bu çocuktan balerin olmaz ses sanatçısı olur" deyip beni evine götürdü. Piyanonun başına oturdu ve bir şarkı söyledi bana o harika sesiyle. Tuşlara basıp sesleri takip et ve ses ver dedi. Annemden sonra Sevda hocam keşfetti sesimi. Sonra da ben keşfettim.  Anneme ve Sevda hocama minnet doluyum.

Müzik hayatın nasıl gidiyor ?

Şu an müzik kampındayım albüm hazırlığı yapıyoruz ekibim ile. 2025’e albüm geliyor.

Çok heyecanlıyım.

YENİ YILA YENİ ALBÜM

Yeni projelerin var mı ?

Evet var, Flue (Ahmet Kaan Şahin) ile üç düet şarkımız var. Sürpriz sanatçı dostlarım ile düetlerimiz var. Kendi solo çalışmalarım var. Albüm hazırlığım var. 2025 benim için üretim yılı olacak.

İlk albümün değil mi? Hangi tarz şarkılar dinleyeceğiz? Biraz detay verir misin?

Evet ilk albümüm o yüzden çok heyecanlıyım. Ne mutlu bana ki içimdeki tınıları dinleyeceksiniz. Belli bir tarza ait olmadan, farklı ruha sahip 8 şarkı yer alacak albümde.

MÜZİK VE TİYATRO

Müzik ile Tiyatro ikisi birden nasıl gidiyor? Geri dönüşler nasıl?

Çok mutluyum çünkü yakın arkadaşlarım ile sanat yapmanın konforu ve güveni içindeyim.

Birbirimizi iyi tanıyoruz bu yüzden zorlanmıyoruz. Enerjimiz işimize, işleyişine geçiyor.

Geri dönüşlere gelince ses sanatçısı mısın? Yazar mı? Oyuncu mu? gibi sorular, sonra da eleştiren yorumlar aldım ilk başta. Çok yönlü olmanın başarısızlık getireceği gibi bir algı oluşmuş insanlarda herhalde. Bunu sabır, disiplin ve sevgiyle yenmeye çalışıyorum şu sıralar.

Son olarak ne söylemek istersin?

‘Koku’yu benimle birlikte doğurup sevgiyle büyüten ekip aileme teşekkür etmek isterim.

Yönetmenim Tibet Şule Arpaz, yardımcı yönetmenim Özlem Sülüden, süpervizörüm Oğuz Han Ayaz, Kostüm tasarım Gönül Balıkçı, Fotoğraf ve videolar Arda Ergün, Önder Barış Özçoban’a  kalbimden teşekkürlerimle. Yaşasın tiyatro!