Gündem

İletişim Başkanı Altun'un sözleri İspanya basınında

İletişim Başkanı Altun, "Türkiye, küresel ve bölgesel sorunları çözmek için insani ve diplomatik kanalların yanı sıra kamu diplomasisi gibi devletlerarası etkileşimin modern araçlarını da etkin bir şekilde kullanmaktadır." ifadesini kullandı

Abone Ol

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İspanya merkezli politika dergisi Atalayar'da yayımlanan "Erdoğan'ın Türkiye'si BM'nin Başarısız Olduğu Yerlerde Çözümler Sunuyor" başlıklı makalesinde, Türkiye'nin bölgesel konulardaki rolüne, Birleşmiş Milletler (BM) mekanizmasında ihtiyaç duyulan reforma dikkati çekti.

Makalede, 20. yüzyılın başında eşi benzeri görülmemiş bir bağımsızlık savaşıyla kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılının kutlandığını belirten Altun, Cumhuriyet'in milletin azim ve kararlığıyla kazanılan Kurtuluş Savaşı sonucunda ulusal egemenlik üzerine kurulduğunu vurguladı.

Altun, Türkiye'nin son yüzyılda istikrarsızlık ve çatışmaların yoğun hissedildiği yakın coğrafyasında birlik ve beraberlik içinde ayakta kalmasının, ülkenin gücünü ve potansiyelini ortaya koyduğunu vurgulayarak, "Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde küllerinden yeniden doğan Cumhuriyet, Türk milletinin ve devletinin modern çağın gereklerine uygun olarak yükselmesi, canlanması ve inşasını içeren yüce hedeflerine doğru istikrarlı bir şekilde ilerlemektedir." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin modernleşme hedefinin, bir dizi siyasi, ekonomik ve hukuki değişim ve dönüşümü gerektirdiğini kaydeden Altun, bir asırdır, zaman zaman iç ve dış müdahalelerle rayından çıkarılmaya çalışılsa da bu hedeflere ulaşmak için tutarlı bir irade ve istek olduğunu belirtti.

"Milletin iradesi"

Altun, Türkiye'de bir yandan demokratik ve hukuki kurum ve standartların seviyesi yükseltilirken, diğer yandan ekonomik ve sosyal kalkınma hamlelerinin başlatıldığını vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:

"Millet egemenliğinin tam anlamıyla tecelli etmesinin önünde bir engel olarak zaman zaman devreye sokulan vesayet mekanizmaları da halkın hem sandıkta hem de sokakta iradesine sahip çıkmasıyla aşılmıştır. Milletin, iradesini gasbetmeye yönelik müdahalelere ilk fırsatta sandıkta verdiği cevap ve 15 Temmuz'da ortaya koyduğu duruş, kendi iradesinin en önemli göstergeleri olmuştur."

Halkın iradesine güvenmenin, çağdaş bir Cumhuriyet kurmak için gerekli ama yeterli olmayan bir koşul olduğuna işaret eden Altun, Türkiye'nin ekonomik, hukuki ve demokratik standartlar açısından da çağa ayak uydurması gerektiğinin altını çizdi.

Altun, yüksek yargıçların gözetiminde yapılan ve halkın büyük desteğini alan adil, şeffaf seçimlerin Türkiye'nin demokratikleşme standardının önemli bir göstergesi olduğuna dikkati çekerek, zaman içinde demokratik katılım ve sandık iradesine saygının Türkiye'de daha da kökleştiğine işaret etti.

Cumhuriyetin ikinci yüzyılında, siyasi ve hukuki kültür ve normların yanı sıra özellikle altyapı yatırımlarını tamamlamış müreffeh bir Türkiye inşa edilmesi gerektiğini vurgulayan Altun, şöyle devam etti:

"Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, Türkiye'nin son yıllarda gerçekleştirdiği altyapı atılımları, müreffeh Türkiye'nin temel taşları olmuştur. Yerel düzeydeki altyapı yatırımlarının en önemli sonucu toplumsal refahın artırılmasıdır. Öte yandan bu yatırımlar sayesinde Türkiye, stratejik konumunun potansiyelinden de faydalanabilecektir."

Altun, tedarik zincirleri başta olmak üzere uluslararası ticaret ve üretim merkezlerinin hızla değiştiği ve dönüştüğü bir dünyada, Türkiye'nin stratejik jeopolitik konumunun dünyanın dört bir yanından daha fazla ilgi çektiğini vurguladı.

"Türkiye, bölgesinde oyun kurucu ve lider bir ülke"

Gelişmiş altyapıya sahip güçlü bir Türkiye'nin bölgesinde daha fazla söz sahibi olacağını vurgulayan Altun, şunları kaydetti:

"Türkiye, son yıllarda gerçekleştirdiği atılımlarla uluslararası dengelerde saygınlık kazanmakta, başta Orta Doğu ve Kafkaslar olmak üzere bölgesel konularda oyun kurucu rolünü başarıyla yerine getirmektedir. Son dönemde İsrail-Filistin ihtilafında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde ortaya konan ve meselenin insani boyutunu öne çıkaran çözüm odaklı siyasi duruş bunun göstergesidir. Ukrayna, Karabağ ve diğer bölgesel meselelerin de açıkça gösterdiği gibi Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken Türkiye, bölgesinde oyun kurucu ve lider bir ülke haline gelmiştir."

Altun, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi gibi uluslararası kuruluşların küresel sorunları çözmekte yetersiz kaldığını ve hatta bu sorunları daha da derinleştirdiğini vurgulayarak, uluslararası örgütlerin yeni yüzyıl ve yeni dönem ışığında yeni dengeleri dikkate alarak kurulması gerektiğinin açık olduğunu dile getirdi.

Türkiye'nin çok boyutlu ve çok aktörlü yeni uluslararası konjonktüre, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Dünya Beşten Büyüktür" sloganına uygun olarak hazırlandığına işaret eden Altun, "Türkiye, küresel ve bölgesel sorunları çözmek için insani ve diplomatik kanalların yanı sıra kamu diplomasisi gibi devletlerarası etkileşimin modern araçlarını da etkin bir şekilde kullanmaktadır." değerlendirmesini yaptı.