Güncel

İçinde umudu barındıran bir mücadele: Sevil Görgülü'nün hikayesi

Abone Ol

Ahmet Buğra TOKMAKOĞLU-EGE TELGRAF/Şarkılarıyla milyonları mest edenünlü popçu Edis’in annesi Sevil Görgülü, İzmir’in tanınmış simalarından. Geçtiğimiz yıllarda kansere yakalanan Görgülü mücadelesini Ege Telgraf TV’de Seher Onay’a anlattı. Türkiye’nin üçüncü büyük kentinde beş yıldızlı bir otelin müdürlük görevini de üstlenen Görgülü’nün mesleğine olan tutkusu hayran bırakıyor. Görgülü, “Başarmak sevmekle başlıyor. Yaptığım işi çok seviyorum. Otuz iki yıldır bu sektördeyim. Bunun iki senesi Londra’da geçti. Gerçekten çok zor ama bir o kadar da keyifli. Çünkü birçok insanın yaşamına dokunuyorsunuz. Hem gelen konuklar hem de personel açısından her gelenle yeni bir hayata, yeni bir öyküye dalıyorsunuz. Bu durum aslında sizi işe motive ediyor ve daha enerjik tutuyor” açıklamalarında bulundu.

‘UMUT VADETMİYORDUM’

Hastalığın ortaya çıkış sürecinin bel ağrısıyla başladığını söyleyen Görgülü, “Görüntü olarak hasta gibi görünmüyordum. Sonuç ortaya çıktığında inanamadım. Hiç unutmuyorum laboratuvara gidip, ‘Sonuçlarda bir yanlışlık olabilir mi?’ diye sordum. Bu soruyu sorma ihtiyacı hissettim. 4. evre kolon metastatik bir kanserle karşı karşıyaydım. Maalesef birçok yerimdeydi. Kolonda yaklaşık 6 santimetre kadardı. Karaciğerimde toplam 7 taneydi ve onların 1 tanesi on ikiye on santimetre büyüklüğündeydi. Bir kaya gibi, bebek kafası şeklindeydi. Safra kesesi yapışmış vaziyetteydi. Bir de yumurtalığımda ayrı bir kanser vardı. Oradaki şansım 1. evre olmasıydı. Umut vadeden bir hasta değildim. Kulağımı her şeye kapattım. Bir tek soru sordum; ‘Benim tedavi şansım var mı?’ diye. Doktorum da her zaman var olabileceğini söyledi. Bütün ailem çok üzüldü. Hiç kimsenin bu konudan bahsetmemesini ve normal hayata dönülmesini istedim. Eşim ve oğlum hastalığım sürecinde benim için en önemli 2 insandı. Onlar için daha güçlü durma ihtiyacı hissettim. Hastalığı ilk öğrendiğimde neden benim başıma geldi diye sorguladım ama sonra ‘Her şeyin bir sebebi var’ dedim. Bazı şeyler bize sınavdır. Bu durum belki de daha kötü bir şeyi engellemesi için başıma geldi. Belki vücudumu dinlendirmem ya da hayatıma daha farklı bakmam gerekiyordu” dedi.

‘ASLA İNANAMADIM’

Tedavi sürecine başladığında umutsuzluğa kapılmadığını vurgulayan Görgülü,“Hastalığı kafamda inkar ettim. Sürecim başladığında benim için çok anahtar bir şey vardı. Gripten ölen insan sayısı kanserden ölen insan sayısından daha fazla. Bir doktor size ‘Gripsiniz’ dediğinde hiç önemsemiyorsunuz ama ‘Kanser’ dendiğinde hangi evre olursa olsun, ‘ölüyorum’ yüz ifadesi yerleşiyor kişilere. Birine ‘Kansersin’ demek kendisine ve çevresine ağır geliyor. Ben onu kabul etmedim. Kemoterapiye giderken ‘Camel Trophy’e gidiyorum’ diyordum. Dalga geçiyordum. 3 defa nüks etmişliği oldu. Doktorum bana ‘Sen bizim mucizemizsin’ derdi. Nüks ettiği dönemlerde ‘Sizi çok özledim o yüzden geri geldim’ derdim. Tam otuz iki kilo verdim. Kemiklerim eridiği için kalçam kırıldı. Bu yüzden bir dizi ameliyat da geçirdim” diye konuştu.

‘HER ZAMAN YANIMDA’

Hastalık sürecinde oğlu Edis’in büyük desteğini gördüğünü vurgulayan Görgülü, “Zor zamanlarımda her zaman yanımda oldu. Böyle bir evlada sahip olduğum için çok şanslıyım. Edis’in annesiyim ama bir de sanatçı Edis var. Ben, Edis’in annesi olmayı daha çok seviyorum. Sanatçı Edis, halka ve dünyaya mal olmuş başka bir kimlik. Sahnede, televizyonda başka bir misyondaki birini seyrediyoruz. Beni hep mutlu etti. Her zaman elimden tutup beni ayağa kaldırdı. Kendisiyle çok gurur duyuyorum” ifadelerini kullandı.

‘HERKES BAŞARABİLİR’

Kanser hastalığıyla boğuşan insanlara mücadele etmekten hiçbir zaman vazgeçmemeleri gerektiğini söyleyen Görgülü, “Beyin gücü o kadar önemli ki. Kanser hastalarına sürekli söylediğim şey, kendilerine inanmaları gerektiği oldu. ‘Başarıyorum, başaracağım’ dediğin anda yapabiliyorsunuz. Eğer kendinize inancınızı yitirirseniz ve başaracağınıza olan inancını kaybederseniz hastalık sizi esir alır. Bir kanser hastası bu hastalıkla yaşamayı öğrenmek zorunda. Tekrar edebilir, nüksedebilir, bu çok önemli. Asla günlük yaşantımızdan vazgeçmemeliyiz. İş hayatı da insanın motivasyonunu artırıyor. İnsanlar korkacaksa imkansız ve çaresi olmayan şeylerden korksunlar. İstedikten sonra herkes başarabilir” açıklamasında bulundu.