Hoşgeldin aralık!
2022 yılının son düzlüğüne girdik, hazır olun, çıkıyoruz! Bu yılı geride bırakmaya hazır mısın sevgili okurum? Şimdi senden geriye dönüp bakmanı ve her ayı ayrı ayrı değerlendirmeni istiyorum. Sen, bu...
Hiç yalın ayak yürüdün mü toprakta? Denizde kaç kulaçla yıkandın? Hadi itiraf et, bu yıl kaç tepsi kurabiyeyi fırından çıkardın?
Meraklarını listeledin mi? Kedileri besledin mi? Bitkileri sulayıp keyifle seyrettin mi? Filmlerin dünyasına dalıp, seri seri dolaşıp bir katilin ya da nankör bir kardeşin peşine düştün mü? ‘Expecto patronum’ dediğinde hiç ışık çıkmasa dahi bir asayla savaşıp gülüştün mü?
Savaşmak demişken, değmeden de olmaz: Söylesene kaç savaştan galip çıktın sen bu yıl? ‘Hiç unutamam’ dediğin, içini küflediğin kaç olayı geride bıraktın? Tırnak uçlarını kırıp kırıp kaç kez boş duvarlara daldın? Şimdi bak aldın mı onları yanına? Hala gözlerinde izleri yankılanmıyorsa bir kez daha gururla sarıl o güçlü hatırana!
En nihayetinde; ocak, şubat, mart, nisan, mayıs... Temmuzu kucaklayan ağustos gibi sıcak, eylül gibi kıpır kıpır, ekim gibi bereketli ve aşk dolu bir kasım... Geldin ya aralık, ne hoş geldin... Açtım bahanenle bu sene de defterini bütün bir yılın. Baktım yanıma kar kalanlara... Beğendiklerimi götüreceğim yarınlara, beğenmediklerimi al bir zahmet sen sakla... Girilen bu son yolda tek dileğim; bugünkü beni güzel hatırla...