Nihat AK/EGE TELGRAF- Hürriyetçi Eğitim-Sen tarafından 7 bin 563 eğitim çalışanının katılımıyla gerçekleştirilen “Eğitim Çalışanlarının Ekonomik Durumunun Tespiti ve Beklentileri” anketi, eğitim çalışanlarının içinde bulunduğu mali sıkıntıları ve taleplerini çarpıcı bir şekilde gözler önüne serdi. Ankete katılanların yüzde 81,1’i ay sonunu getiremediğini belirtirken, çalışanların çoğu mevcut ekonomik durumdan ve yönetimden umutlarını kesmiş durumda.
GEÇİM MÜCADELESİ
Eğitim çalışanlarının borç kıskacında bir yaşam sürdüğünü vurgulayan Hürriyetçi Eğitim-Sen İzmir İl Başkanı Adnan Sarısayın, “Hürriyetçi Eğitim-Sen tarafından Eğitim Çalışanlarının Ekonomik Durumunun Tespiti ve Beklentilerine Yönelik gerçekleştirilen ankete toplam 7,563 kişi katılmıştır. Ankete katılanların yüzde 54,8’u erkek, yüzde 45,2’si kadındır. Eğitim çalışanlarının yüzde 85’i kredi veya kredi kartı borcuna sahip. Katılımcıların yüzde 50,9’u maaşlarının yarısını borç ödemelerine ayırırken, yüzde 33,3’ü gıda, yüzde 9,7’si kira, yüzde 2,7’si eğitim harcamalarına, yüzde 2,4’ü ise faturalarına harcıyor. Ankete göre, eğitim çalışanlarının yalnızca yüzde 14,4’ünün kredi ya da kredi kartı borcu bulunmuyor. Çoğu, asgari ödeme ile borcunu çevirmeye çalışırken, faiz yükü giderek ağırlaşıyor. Maaşlarının tamamını tüketmek zorunda kalan çalışanların yüzde 90,1’i tasarruf yapamadığını belirtti. Bu durum, ekonomik birikim yapmalarını imkânsız hale getiriyor. Geçinemeyen eğitim çalışanlarının yarısından fazlası, meslekleri ile ilgili veya ilgisiz ek işler yapmayı düşündüklerini ya da hâlihazırda ek iş yaptıklarını dile getirdi. Ancak bu zorunluluk, aile içi ilişkilerden iş-yaşam dengesine kadar birçok olumsuz sonucu beraberinde getiriyor” dedi.
AİLE PLANLARI YAPILAMIYOR
Eğitim çalışanlarının geleceğe yönelik planlar yapamadığına dikkati çeken Başkan Sarısayın, “Eğitim çalışanlarının yüzde 97’si aldığı maaşın tatil yapma planlarını olumsuz etkilediğini belirtti. Katılımcıların yüzde 90’ı, maaşlarının evlenme ya da çocuklarını evlendirme kararlarına da negatif yansıdığını ifade etti. Arkadaşlarımızın mesleki motivasyon ve aidiyet kaybı maalesef çok yüksek. Maaşların yetersizliği, eğitim çalışanlarının mesleki motivasyonunu yüzde 85,9 ve mesleki aidiyetini yüzde 78 oranında ciddi şekilde zedeliyor. Ekonomik kaygılar aile içi ilişkileri de derinden etkiliyor. Katılımcıların yüzde 79,2’si bu kaygıların aile bağlarını olumsuz etkilediğini dile getirdi” ifadelerini kullandı.
EKONOMİYE GÜVENSİZLİK
Ülke ekonomisinin geleceğine dair beklentilerin umut aşılamadığını dile getiren Başkan Sarısayın, “Ankete göre, eğitim çalışanlarının yüzde 97,5’i TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığına inanıyor. Çalışanların yüzde 74,9’u fiyat artışlarının sebebi olarak ekonominin kötü yönetilmesini işaret ederken, yüzde 11,2’si yerli üretim yetersizliğini, yüzde 9,2’si fırsatçılığı, yüzde 1,9’u ise döviz kurlarını sorumlu tuttu. Ekonominin geleceğine dair umutsuzluk ise derin. Katılımcıların yüzde 57,6’sı ekonominin daha iyi olacağına inanmadığını, yalnızca yüzde 4,5’i umutlu olduğunu söyledi. Eğitim çalışanlarının yalnızca yüzde 1,8’i, mevcut iktidarın ekonomik durumlarını iyileştireceğine inanıyor” diye konuştu.
EĞİTİMCİ TALEPLERİ
Eğitimcilerin ankette taleplerini net bir şekilde ortaya koyduğunu da vurgulayan Başkan Sarısayın, “Meslektaşlarımız neredeyse her 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde iktidara mesajlar gönderiyor. Yaptığımız ankette de ekonomik talepleri net bir şekilde ortaya konuluyor. En büyük beklentiler arasında bir maaş ikramiye yüzde 66,8, maaş zam oranlarının artırılması yüzde 56,6, eğitim-öğretim ödeneğinin bir maaş tutarına eşitlenmesi yüzde 48,4, ek ders ücretlerinin artırılması yüzde 47,8 ve seyyanen zam talepleri ise yüzde 35,2 oranında anketimizde ortaya çıktı. Eğitimcilerimiz yalnızca kendi geçimlerini değil, aynı zamanda çocukların eğitimi ve ülkenin geleceği için büyük bir özveriyle çalışmaktadır. Ancak mevcut ekonomik koşullar eğitim çalışanlarını ciddi bir şekilde zorlamaktadır. Eğitim çalışanları geçim sıkıntısı nedeniyle mesleklerinden kopma noktasına geliyor. İktidarın, bu sorunlara çözüm üretmesi artık bir zorunluluktur” dedi.