Havamızı ve dünyayı kirleten fosil yakıt!

Abone Ol

Günümüzde yaşanan hayat pahallığından sonra, dünyayı kirletmenin başında çevre kirliliği geliyor. Bu konuda dünya genelinde doğal dengede ortaya çıkan bozulmalar ve kara delik dediğimiz oluşum buna bağlı olarak meydana geliyor. İklimsel değişimler insan sağlığı ve dünya ekonomisi üzerinde de tehdit oluşturmaktadır…
       Bu bağlamda çevresel bozulmalar nedeniyle yükselmekte olan hava sıcaklıkları hem insan hayatını ve dünya ekonomisi üzerine büyük yük getirmektedir. Süreç içerisinde fosil yakıt kullanımı nedeniyle oluşan karbondioksit emisyonundaki artışa bağlı olarak iklimde meydana gelen değişimler aşırı yağış ve kasırgalar meydana gelmekte bu da dünya genelinde telafisi güç ekonomik yönden büyük zararlara neden olmaktadır…
       Günümüzde fosil yakıt (kömür, petrol ve doğalgaz) kullanımı sonucunda dünyada sera gazı emisyonları artmakta ve bu durum sıcaklıkların yükselmesi neticesinde atmosfer, okyanuslar, denizler ve buzullar da dâhil olmak üzere tüm iklim sisteminde olumsuz yönde değişiklikler meydana getiriyor. 
       Fosil yakıtların kullanımı sonucu doğanın ciddi anlamda zarar görmeye başlamasıyla insanların fosil yakıt kullanımı neticesinde çevreye verdikleri zararlar telafi edilemez duruma gelmiştir.
AB Yeşil Mutabakatı ile dünyada sera gazı emisyonlarının salınımının azaltılmasına yönelik adımlar atılmıştır. Yeşil Mutabakat ile AB ülkeleri karbon emisyonlarını 2030 yılına kadar 1990 yılına göre %55 oranında azaltmayı, 2050 yılına kadar ise karbon nötr ilk kıta olmayı hedeflemekte olduklarını açıklamışlardır… 
       Türkiye de fabrikaların bacalarından filtresiz bacalardan salınan dumanlar, nehirlere akıtılan kirli ve zehirli suların verdiği kirlilik had sefaya ulaşmaktadır. Kirli ve zehirli suların nehirlere akıtılmasıyla, eskiden balık tutulan nehirler kurumaya akmamaya başlamıştır…
       2021 yılı itibariyle AB enerji yapısının % 35’ini petrol, % 24’ünü doğal gaz ve % 14’ünü kömürün oluşturduğu belirtilmiştir.  AB’de 1990’lı yıllardan itibaren alınan tedbirler sayesinde 2000’li yılların başında % 31 olan kömür kullanımı 2018 yılında % 19’a, 2019 yılında ise % 14’e düştü. Emisyon Ticaret Sistemi’nde (ETS) yapılacak yeni değişiklikler ile uzun vadede kömür kullanımının sonlanması doğalgaz kullanımın teşvik edilmesi ve fiyatlarının ucuzlatılması halk tarafından beklenmektedir...
       AB ülkeleri yenilenebilir enerji dönüşümüne öncülük ederse, sadece AB ülkelerinde karbon emisyonu azalacaktır. Bu durum iklim değişikliğinin önüne geçmek için yeterli olmayacaktır. İklim değişikliğinin yıkıcı etkilerinden Dünya’nın etkilenmemesi için tüm Dünya’da karbon emisyonunun sıfır olması gerekmektedir.
       Söz konusu amaca ulaşmak için 16 Mayıs 2023’te, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) uygulamasına yönelik bir tüzük yayınlandı. CBAM uygulaması özünde, AB birliği ülkelerinin kendi aralarında yapmış oldukları ihracata uyguladıkları ETS sisteminin genişletilmiş halidir. Buna göre, AB birliği ülkeleri sadece kendi aralarındaki ihracata değil, AB ülkelerine ihracat yapan tüm ülkelere karbon vergisi uygulayacağını duyurmuştur. Bu bağlamda, 1 Ekim-31 Aralık 2025 tarihleri arası geçiş dönemi olarak ilan edilmiştir. 1 Ocak 2026 tarihinden sonra ise rapor süreci devam etmekle beraber karbon vergisi uygulaması başlayacaktır…
       Türkiye yenilenebilir enerji konusunda öncülük yapmaktadır ama yetersidir. Rüzgârdan ve güneşten en çok faydalanan Türkiye bu yenilenebilir enerjiye daha çok önem vermeli ve teşvikler yapmalıdır…