Söz konusu hastane, 1985 yılında kurulmuş olan Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi. Yatak kapasitesi 1131. Bu açıdan bakıldığında, İzmir Şehir Hastanesi ve Ege Üniversitesi hastanesinden sonra İzmir’in üçüncü büyük hastanesi.
Bir zamanlar Ege bölgesine hizmet veren, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin, doktorların istifaları, intiharları, mobbing iddiaları, hekim eksikliği, branş dışı görevlendirmeler gibi gündemden düşmeyen pek çok sıkıntısının olduğu kamuoyu tarafından biliniyordu.
Son günlerde hastane ile ilgili konuşulan ise, acil bölümünün, kırmızı kodlu (ölüm riski olan) hastalar hariç, diğer acile gelen vakalara bakmayacağı, yani acil bölümünün bir kısmının kapatılacak olması.
Hastane yönetimi tarafından kapıya yazılan yazı “Değerli hastalarımız; acil servisimiz fiziki altyapısında iyileştirmeler yapmak ve sizlere daha iyi hizmet sunmak amacıyla 01.08.2024 tarihinden itibaren tadilata girmiştir. Anlayışınız için çok teşekkür ederiz” şeklinde.
Yani yönetim tarafından açıklanan gerekçede, acil servis bölümünde yapılacak olan tadilat ve tamirat işleri. Kocaman bir hastanenin acilinin tadilat tamirat gerekçesiyle hasta almayacağını yani bir bölümünün kapatılacağını açıklaması pek inandırıcı gelmiyor.
Oysa ki, bize gelen bilgilerin temelinde personel eksikliği var. Eğitim araştırma hastanelerimizin acillerinde görev yapan doktorlarımız genel olarak asistan doktorlarımızdır. Dokuz eylül hastanemizin acilinde 24 saatlik nöbet boyunca bir asistanın, tek başına nöbet tuttuğu, nöbet boyunca maksimum iki asistanın birlikte nöbet tuttuğu çalışanlar tarafından bize gelen bilgiler.
Bir asistanın 24 saat boyunca sadece kırmızı kodlu 50-60 hastaya ve yeşil alana gelen onlarca hastaya bakması, daha doğrusu baktırılması ne insani, nede vicdanidir. Ve dinlenmeden insan sağlığıyla uğraşan bu doktorlarımızın yaptıkları iş ve işlemlerde hata payının oldukça artması da, beklenen sonuçtur.
Acilde çalışan doktor arkadaşlar diyor ki; bir arkadaşımız nöbete geç kalsa, acaba başına bir şey mi geldi? İntihar mı etti diye endişelenmeye başlıyoruz. Acilde çalışan pek çok personelin anti deparsan ilaçlar kullandığı da gelen bilgiler arasında.
Sözün özü; Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi özellikle İzmir’in batı ve güney bölgesine hizmet veren en büyük hastanelerimizden biridir. Çeşme, Urla, Seferihisar, Karaburun, Güzelbahçe, Narlıdere ve Balçova ilçelerine hizmet veren hastanenin acilinin kapatılmış olması bir halk sağlığı problemidir. Bu problem, Sağlık Bakanlığı, YÖK ve personel alımına onay verecek olan Maliye Bakanlığı tarafından acilen çözülmelidir.
Özellikle Acil vakalar için, o bölgedeki vatandaşlarımıza ve sayıları oldukça fazla olan o bölgedeki huzurevlerinin hastalarına hizmet veren bir hastane kapatılamaz. Eğer tasarruf tedbirlerinden dolayı yeni personel alınmıyor ya da alınamıyorsa, ülkemizde vatandaşın sağlığına gelene kadar tasarruf edilecek çok alan ve israf vardır.
Halkın sağlığından tasarruf olmaz. Yetkililer bu soruna acilen çözüm bulmalıdır.