Tezhip sanatının gençler tarafından yeterince bilinmediğine dikkat çeken Doç. Dr. Muhammet Bilgen, “Türk tezhip sanatı, "Zehep" kökünden doğarak "Tezhip" adını almıştır. Türk tezhip sanatının temel malzemesi altındır. Altının çeşitli işlemlerden geçirilmesi sonucu kağıt yüzeyine motifleri kaplayacak şekilde sürülmesiyle yapılan bir çalışmadır. Sadece altın kullanılmıyor; çeşitli renkler, boyalar da kullanılabilir. Hat yazılarında veya tahrir dediğimiz ince kontür çizgilerinde is mürekkebi kullanılır. Tezhip sanatını pek çok farklı şekilde tanımlayan görüşler mevcut; benzeme sanatı, resim sanatı, süsleme sanatı gibi tanımlar yapılıyor” dedi. Doç. Dr. Bilgen, “Tezhip, bir halkın kültür ürünü olarak karşımıza çıkıyor. Yunan halkı için heykel neyi ifade ediyorsa Türk kültüründe de tezhip aynı konumda. Bu sanatı icra eden erkeklere “Müzehhip’’ kadınlara ise “Müzehhibe” denilmekte. Tezhip sanatı, doğaya ait olan her şeyin stilize, yarı stilize ya da kimi durumda realistik olarak belirlenmiş bir yüzeye belli bir kompozisyon halinde aktarılmasıdır. Stilizasyon, Türk sanatlarında biraz ön plandadır, her kültürün kendi doneleriyle ortaya koyduğu bir sanat anlayışı vardır. Bizim sanat anlayışımızın kökenleri Orta Asya’ya dayanır. Türklerdeki tezhip sanatını İslamiyet öncesi ve İslamiyet sonrası olarak iki döneme ayırabiliriz” dedi. Konuşmaların ardından Doç. Dr. Muhammet Bilgen, katılımcılarla birlikte tezhip sanatını uygulamalı olarak icra etti.