Gel kardeşim...
Sen de gel...
Afgan, Somali, Lübnan hiç fark etmez!
Yeter ki gel.
Buyur! Geç kurul şöyle baş köşeye.
Nasılsa birkaç seneye kadar bu memleketin demirbaşı olur; sonra sosyal medyadan bize sallarsın. Türkiye’den Türkler gitsin diye.
Demirbaş demişken; Demirbaş Şarl’ı bilir misiniz? Hani şu İsveç Kralı…
Kısaca anlatayım. VII. Şarl 1682’de tahtın tek varisi olarak Shockholm’de doğdu. Henüz 14 yaşındayken imparatorluğun başına geçti. Kral yeni yetme olunca, Deli Petro’ya bir cesaret geldi ki sormayın. Litvanya ve Polonya ile ittifak kurdu. İsveç’e savaş açtı. Ancak 14’lük kral çetin ceviz çıkmıştı.
8 bin kişilik ordu ile 36 bin kişilik Rusları Narva’da perişan etti. Kral Şarl kafasına koymuştu. Moskova’yı alacaktı. 1707’de 35 bin kişilik bir ordu kurdu
Deli Petro’nun üstüne yürüdü. Fakat karşısında zorlu bir rakip vardı: General Soğuk
Ruslar bozkırdaki yiyecek kaynaklarını ateşe verdi. Suları zehirledi. Kırılan İsveç ordusu 80 bin kişilik Rus kuvvetlerinin karşısına çıktığında ancak 20 bin kişi kalmıştı.
TARİH DERSİ
Bu kadar tarih dersi yeter!
Şarl canını zor kurtardı. 1000 kişilik bir kuvvet ile güneye kaçtı. Osmanlılara sığındı. Bender kalesi komutanına; kale önünde 5 gün dinlenip gideceğini söyledi. İstanbul’a haber uçtu. Rusya’ya karşı ittifak arayışındaki Pay-i Taht memnun oldu. Kral Şarl Bender’de “Krallar gibi” ağırlandı. Hazine’den ödenek bağlandı. İstanbul’da sürekli elçi bulundurmasına izin verildi. Hatta III. Ahmet jest olsun diye Ruslara fidye ödedi. Esir İsveçlileri kurtardı. Serbest kalan İsveçliler Bender kalesi karşısına yerleşmeye başladı. Neredeyse Osmanlı topraklarında küçük bir İsveç şehri kuruldu. Kral’ın keyfi yerindeydi. Bu topraklarda mevsim sıcak, yemekler lezizdi. Deyim yerindeyse yediği önünde yemediği arkasındaydı. Varisi olmayınca kendi ülkesini de uzaktan bal gibi yönetiyordu. Ara sıra Osmanlı-Rus barış anlaşmasına rağmen arada Rus topraklarına akınlar düzenliyor. Yağma yapıp Bender kalesinin gölgesine sığınıyordu. 5 gün diye geldiği topraklarda 5 yıl kalmıştı. Adı çoktan Demirbaş’a çıkmıştı bile. Sultan baktı ki durum sıkıntılı önce el altından haber saldı; “Krala artık ülkene dön” dendi.
Şarl iplemedi. İstanbul’daki elçi kovuldu. Şarl yine oralı olmadı. Padişah III. Ahmet bizzat mektup yazdı. Kapıyı gösterdi. Şarl kabul etti ama bir de şart koştu. İsveç’e giderken kendine 40 bin Osmanlı askeri verilmesini istedi...
Bu bardağı taşıran son damla oldu. 31 Ocak 1713 tarihinde Bender’deki İsveç kampı Yeniçerilerce kuşatıldı. Kamp bir gün boyunca top atışına tutuldu. Ertesi gün hücum başladı. Çıkan çatışmalarda iki taraftan da yüzlerce kişi yaşamını yitirdi. Şarl tutsak edilip Edirne’ye getirildi. “Demirbaş Şarl” serbest kalırsa gideceğini beyan etmesi üzerine salındı. Ve ülkesine yollandı.
Osmanlı’ya 2 bin kese altın borç taktı.
Yani gel demek kolay da.
Geri ne zaman, nasıl gidecekler.
Mesele orada...