Güncel

‘Gastronomide zengin turizmde ise fakiriz...’

Gastronomi zengini İzmir; gizli kalmış lezzet hazinelerini gün yüzüne yeteri kadar çıkaramıyor! Turizmciler, destinasyonun damak çatlatan lezzetlerle çekici kılınmasını istiyor

Abone Ol

Nihat AK/EGE TELGRAF- Son 30 yılda İzmir’e gelen turist sayısında büyük bir değişimin olmadığını savunan turizmciler, uluslararası arenada yeni hamleler yapılması gerektiği düşüncesinde. Gastronomiyi bölgenin gizli hazinesine benzeten turizm sektörünün kurmayları yapılması gerekenleri Ege Telgraf’a anlattı.  

‘MUTFAK ÇEŞİTLİLİĞİ’

Destination İzmir Başkanı Bülent Tercan, “Ege Bölgesi ve İzmir, zengin mutfak kültürü ve özgün lezzetleri ile gastronomi açısından oldukça zengin bir bölge. Taze sebzelerle yapılan zeytinyağlı yemeklerimiz ünlüdür. Enginar, kabak çiçeği dolması, bakla, börülce gibi sebzeler sıkça kullanılır. Taze deniz ürünlerimizden levrek, çipura, sardalya gibi balıklar, midye dolma ve kalamar gibi deniz ürünleri sıkça tüketilir. Deniz ürünleri mezelerimizden ahtapot salatası, karides güveç, tarama gibi mezeler sofraların vazgeçilmezidir. Otlar büyük önem taşır. Şevketi bostan, radika, cibez gibi otlar, salatalarda veya sıcak yemeklerde kullanılır. Deniz ürünleri ve otlarla birlikte bize has isimler taşıyan lezzetlerimiz var. İzmir Bombası, İzmir Köftesi, boyoz, kumru, tulum ve lor peyniri. Yöremizle özdeşleşen incir, üzüm, zeytin, mandalina gibi ürünler, mutfak kültüründe önemli bir yere sahip. Ege ve İzmir'in gastronomi zenginlikleri, bölgenin tarihinden, coğrafyasından ve kültürel çeşitliliğinden beslenir. Bu zenginlikler, bölgeyi ziyaret eden turistler için unutulmaz bir yemek deneyimi sunar” dedi.

‘FAYDASIZ HAZİNE’ 

Gizli kalan değerlerin getirisinin olmadığı belirten Başkan Tercan, “Kıymetli lezzetlerimizin İstanbul’un zenginlerine sunulmasıyla övünüyoruz. Ama bu bölgenin kalkınması için yeterli değil. Gizli kalmış gastronomi hazinemizi uluslararası turizme hizmet eder konuma getirmemiz lazım. Turizmde tanıtım, bir destinasyonun cazibesini artırmak ve turist çekmek için son derece önemli. Yeni lezzetler keşfetmek isteyen turistler için farkındalık yaratmak kritik öneme sahiptir. Biz Ege Bölgesi ve İzmir’in gastronomik özelliklerini tanıtamıyoruz. Adnan Menderes Havalimanı’ndan giriş yapan 1 milyon küsür turistin hepsi İzmir’de tatil yapmıyor. Gastronomi gizli hazinemiz olmaktan çıkartılmalıdır” ifadelerini kullandı. 

‘AYLIK 100 BİN TL’

Türkiye'nin ünlü şeflerinden Kuşadası Profesyonel Aşçılar Derneği Başkanı Aydın Sürer, “Yeme-içme ve turizm arasındaki ilişki sadece yemek yemek, karın doyurmak gibi basit bir işlevin dışına çıkmış; bütün gastronomik değerleri, ürünleri, hazırlanmasını, sunulmasını ve kültürü de içine alan deneyimsel bir yapıya dönüşmüştür. Dolayısıyla yeme-içme faaliyetleri önceleri sadece turistik deneyim içerisinde destekleyici bir öğe olarak yer alsa da günümüzde artık seyahatin temel amacı ve tek başına çekirdek bir ürün haline gelmiştir. Ama bu noktada yeteri kadar ilerleme kaydedemiyoruz. Gastronomi alanında önemli hizmetler verecek şefleri yetiştiriyoruz. Sürdürülebilir bir turizm ve gastronomi hareketi olmadığı için sürekli nitelikli iş gücü kaybediyoruz.  Şu anda otellerdeki doluluk oranlarının düşmesinde gastronominin yeteri kadar önemsenmemesinde etkisi büyük. Antalya’da yüzde 30, Muğla’da yüzde 40 ve Kuşadası’nda yüzde 20 oranında otellerde boşluk var” şeklinde konuştu.  

‘EMEKÇİSİ KIYMETLİDİR’

Türkiye'nin milli gururu olimpiyat şampiyonu pasta sanatının ustası Tülay Önbul, “Yıllar önce kızımı yaptığım pasta ile başlayan pastacılık serüvenim, olimpiyatlarda kazandığı altın madalya ile taçlandı. Yöreme gastronomi dalında olimpiyatlarda ilk altın madalya getiren kadın pasta şefi oldum. Turizmin geleceğini gastronomide görüyorum. Gastronomi turizmini geliştirebilmek için mücadele ediyorum. Türkiye Aşçılar Federasyonu’nun (TAFED) yönetim kurulu üyesi üyesi ve TAFED Milli Takımı şefiyim. Bu sanatı genç kuşaklara aktarmak için eğitimler veriyorum. Bu sanatı işe dönüştürme noktasında gençlerin önü bir türlü açılmıyor. Emeklerinin hakkını alamıyorlar. Gastronomide usta ve şeflerin hakkını alamaması önemli bir sorun. Emek kutsal, alınteri kıymetlidir. Alın teri teşekkürle ödenmez” ifadelerini kullandı.