Seyahat

Sonbaharda doğayla bütünleşen bir tatil cenneti: Şirince

Selçuk ilçesinde bulunan Şirince köyü, sonbaharda yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Doğası, temiz havası ve tarihi mimarisiyle öne çıkan Şirince, özellikle şehrin stresinden uzaklaşmak isteyenlerin uğrak noktası haline geldi

Abone Ol

Eğimli araziye kurulu köyde, paralel olarak dizilen evler sıralı bir görüntü sunuyor. 19'uncu yüzyılda yapılan Aziz John Baptist ve Aziz Dimitrios kiliseleri, köyün önemli tarihi yapıları arasında yer alıyor. Şirince'ye gelen turistler, Aziz John Baptist Kilisesi'nin yanındaki dilek havuzuna para atıp, dilek tutmadan köyden ayrılmıyor. Köydeki dükkanlar ve tarihi çeşmeler de dikkat çekiyor. Çarşıda köylülerin kekik, nane, baş, reçel, hediyelik eşya gibi ürünlerini sattığı küçük tezgahlarda ne ararsanız bulunuyor. Ziyaretçiler, çarşıda bulunan kahvelerde kumda pişirilerek yapılan kahvelere yoğun ilgi gösteriyor.

Eski kaynaklarda 'Dağdaki Efes' adı ile anılan köklü bir geçmişe sahip olan Şirince köyünün kuruluşu hakkında farklı rivayetler bulunuyor. Bir kaynağa göre Şirince'nin kuruluşu, Beylikler Dönemi'ne rastlıyor. Rivayete göre, derebeyinin yanında çalışan köylülerden bir grup, azat edilmelerini ve kendilerine bugünkü Şirince köyü ile çevresinin verilmesini istiyor. Derebeyinin 'Yerleşeceğiniz yer güzel mi' sorusuna yanıt 'Çirkincedir' oluyor. Derebey de 'Köyünüzün adı 'Çirkince olsun' der ve azat edilen köylüler tarafından Şirince kuruluyor. Şirince eski adıyla Çirkince, 19'uncu yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu yönetimi altında Rum nüfustan oluşan 1800 haneli bir köy olarak faaliyet gösteriyor.

1924 göçmen mübadelesi ile Yunanistan'dan gelen Türk ailelerin Çirkince'ye yerleştirilmeleri ile köy yeniden canlanmaya başlıyor. Cumhuriyet'in ilk yıllarında Çirkince'yi ziyarete gelen zamanın İzmir Valisi Kazım Dirik Paşa, bu güzel köyün 'Çirkince' adını alamayacak kadar güzel olduğunu, o günden sonra Şirince olarak adlandırılmasını istiyor.

1924 göçmen mübadelesi ile Yunanistan'dan gelen Türk ailelerin Çirkince'ye yerleştirilmeleri ile köy yeniden canlanmaya başlıyor. Cumhuriyet'in ilk yıllarında Çirkince'yi ziyarete gelen zamanın İzmir Valisi Kazım Dirik Paşa, bu güzel köyün 'Çirkince' adını alamayacak kadar güzel olduğunu, o günden sonra Şirince olarak adlandırılmasını istiyor.

O günden sonra Şirince olarak anılan köy, korunmuş mimari güzelliği ile ziyaretçilerini kendine hayran bırakıyor.