Kahramanmaraş'ta tarihe ışık tutan keşif: 7.600 yıllık çocuk ve bebek iskeletleri bulundu

Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Halil Tekin'in başkanlığında, Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinasyonunda 15 kişilik bir arkeolog ve bilim insanı ekibiyle kazı çalışmaları sürdürülüyor.

Geç Neolitik Dönem'in en büyük yerleşimlerinden biri olan Domuztepe'de, biri bebek diğeri yaklaşık 6-7 yaşlarında bir çocuğa ait iskeletler iki ayrı mezarda keşfedildi.

Kazı Başkanı Doç. Dr. Tekin, çalışmanın yapıldığı alanın yaklaşık 9 bin yıl önce iskan edilmeye başlanan bir höyük yerleşimi olduğunu belirtti.

Doç. Dr. Tekin, bu yılki kazılarda bulunan çocuk iskeletlerinin kendilerini çok heyecanlandırdığını belirterek, " Anahtar deliği biçimde bir yapının hemen ilintisi olan binanın temellerinin yanında biri bebek iki mezar bulduk. Bu tamamen bizim için sürpriz oldu. Çünkü Domuztepe'de mezar çok ender bulunuyor." diye konuştu.

Doç. Dr. Tekin, geçmişte aynı bölgede "ölüm çukuru" olarak adlandırılan alanda 40 civarında iskelet bulunduğunu belirtti. Geç Neolitik Dönem'de bebek ve çocukların bina içine ya da yakınına gömülmesinin, çocuğun evle bağlantısını koparmamak amacıyla yapıldığını düşündüklerini ifade etti.

Tekin, iskeletlerden birinin henüz bebek olduğunu bundan dolayı da yanında bir de mama kabı bulduklarına işaret ederek, "Geç Neolitik sonunda Toros Dağları'nın güneyinde hatta Musul'a kadar uzanan geniş bir coğrafyada ilginç bir mimari geleneği görüyoruz. Burası büyük yapı yaklaşık dört metre çapında bir daire. Çember ve ona ilintili küçük bir dikdörtgen odası var. Biz buna arkeolojide 'Tholos' adını veriyoruz. Bu dönemin simgesi. Fakat Türkiye'de şu anda devam eden kazılar içerisinde tek örnek elimizde böyle bir yapı var ve sağlam bir şekilde bu yapıyı mümkün olduğunca korumaya çalışıyoruz" dedi.

Bu yapıların daha önce 1930'lu yıllarda benzerlerinin Musul'un Tell Arpaciyah Mahallesi'nde bulunduğunu söyleyen Tekin, "Orada da o yuvarlağın içerisinde 12 çocuk mezarı bulunmuştu. Yani demek ki bu tür yaşam alanlarının aynı zamanda iskeletlerle, mezarlarla da bağlantısı var. Zaten biz bunu gün ışığa çıkarttığımızda hemen koruma altına aldık. Çünkü Musul'dan tecrübeliydik. Mutlaka bir bebek veya çocuk gelecek diye tahmin ediyorduk ve bizi yanıltmadı. Hemen yan tarafında iki çocuk ve bebek mezarıyla karşılaştık." dedi.

Tekin, kazı yapılan bölgenin sondan ikinci köy olduğunu ve alanın M.Ö. 5800-5200 yıllarına tarihlendirildiğini belirtti. Bu dönemin arkeolojide "Halaf" olarak adlandırıldığını ifade eden Tekin, bulunan iskeletlerin günümüzden 7 bin 600 yıl öncesine ait olduğunu kaydetti.