14 yıldır çini sanatıyla uğraşan Serpil Işık, çininin üretim sürecinin 75 saat sürdüğünü belirterek, bu geleneksel sanatın korunması için ilkokullarda etkinlik atölyeleri düzenlenmesini önerdi
Abone Ol
Eskişehir’de 14 yıldır el sanatlarıyla geçimini sağlayan Serpil Işık, çini üretiminin zorlu sürecini ve bu sanatın korunması gerektiğine dair görüşlerini paylaştı.
Işık, çinisinin vitrine ulaşana kadar geçen 75 saatlik sürecin detaylarını anlatarak, bin 50 derecede pişirilen çinilerin, el işçiliği ve sabır gerektiren bir yolculuğa çıktığını belirtti. Ayrıca, çininin unutulmaya yüz tutmuş bir el sanatı olduğuna dikkat çeken Işık, bu değerli sanatın gelecek nesillere aktarılması için ilkokul düzeyinde etkinlik atölyelerinin düzenlenmesini önerdi.
Eskişehir, seramik ve el işçiliğiyle işlenen renkli ve parlak desenlerin yer aldığı çini sanatıyla tanınan önemli bir üretim merkezi olarak biliniyor. Bölgenin kültürel mirasında önemli bir yeri olan çini sanatı, Tarihi Odunpazarı Evleri'nde günümüzde de sanatçılar tarafından yaşatılmakta. 14 yıldır bu alanda çalışan Serpil Işık, çini yaparak geçimini sağlıyor. Işık, çini üretim sürecinin her aşamasının titizlikle yürütüldüğünü ve 75 saat süren bu yolculuğun sonunda çininin vitrinde yerini aldığını belirtti. Osmanlı dönemine dayanan bu sanatın, günümüzde unutulma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Işık, çininin nesilden nesile aktarılmasının büyük önem taşıdığını söyledi.
Çini sanatçısı Serpil Işık, çini üretiminin ilk aşamasının, kil ve toz halindeki malzemenin kalıplara dökülüp kurutulmasıyla başladığını, ardından rötuş ve fırınlama sürecinin sürdüğünü ifade etti. Çininin ilk beyaz halinin oluşmasının ardından, modellemeler ve sırlama işlemiyle devam edildiğini belirten Işık, bu işlemlerin toplamda yaklaşık 75 saat sürdüğünü belirtti. "Bizim 1 fırın ürünümüz 25 + 60 saatte vitrine anca geçiyor" diyerek sürecin zorluğuna dikkat çekti.
Işık, çininin kaybolmaya yüz tutmuş bir el sanatı olduğunu ve bu kültürün yaşatılması gerektiğini söyledi. Bu alandaki eğitimlerin ilkokullardan itibaren verilmesi gerektiğini vurgulayan Işık, "Lületaşı, cam, ebru ve çini gibi sanatların ilkokul seviyesinden itibaren bir ders olarak verilmesi gerekiyor. Bu şekilde çocuklar, küçük yaşlardan itibaren yeteneklerini keşfedebilir ve bu sanat dallarına yönlendirilebilir" dedi.
Gelişmelerden haberdar olmak istiyor musunuz?
Google News’te Ege Telgraf sitemize
abone olun.