Güncel

53 yıldır kalaycılık yapıyor: “Meslek yok, yetişen yok”

Antalya'nın Demirciler Çarşısı'nda 53 yıldır kalaycılık yapan 60 yaşındaki Mustafa Kasapkara, baba mesleğini hem kendi hem de iki oğlunun yaşatmaya çalışıyor

Abone Ol

Mustafa Kasapkara, Kahramanmaraş’ta 1971 yılında babasının yanında kalaycılığa başlamış. Çocuk yaşta bu ağır işin zor olduğuna dair şikayetleri olsa da zamanla bu mesleği benimsemiş ve bir ustaya dönüşmüş. "Çocukken çok zoruma gitmişti. Pisti, ağırdı. Ama zamanla alıştım, yoğruldum, sanatı benimsedim" diyen Kasapkara, kalaycılığın sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir kültür olduğunun altını çiziyor.

Mustafa Kasapkara'nın kalaycılık mesleğine olan bağlılığı, yalnızca kendisiyle sınırlı kalmamış. Kasapkara, iki oğlunu da tıpkı kendisinin olduğu gibi 7 yaşında mesleğe dahil etmiş. Büyük oğlu kalaycılığı yaparken, küçük oğlu bakır malzemelere kumlama işlemi yapıyor. Kasapkara, oğullarını eğitmekteki en büyük amacının bu sanatın yok olmaması olduğunu söylüyor. "Baba mesleği olduğu için oğullarımda da bu bayrağı taşımalarını istiyorum. Ben mesleğimi 7 yaşında öğrendim, oğullarımı da aynı şekilde eğitiyorum. Bu işi ancak erken yaşta başlatırsanız tam anlamıyla bir usta olabilirsiniz. Çocuklara bu sanatı öğretmek, her şeyden önce bir kültür meselesi" diyor.

Oğullarının küçük yaşlardan itibaren bu sanatı öğrenmesinin, bu geleneğin devamı açısından çok önemli olduğunu belirten Kasapkara, Antalya'da kalaycılığı yapan tek kişi olarak kendisini sorumlu hissediyor. "Antalya'da benim yaptığım işi yapan kalmadı. Yetişen de yok. Benimle birlikte kalaycılığı sürdüren başka kimse yok. Zamanla bu meslek kaybolacak" diyor ve kalaycılıkla ilgili kaygılarını dile getiriyor.

Mustafa Kasapkara, 1990 yılından bu yana Antalya'da faaliyet gösteriyor. Demirciler Çarşısı'nda açtığı dükkanında, mutfak eşyalarından özel projelere kadar birçok alanda kalaylama yapıyor. Kasapkara, Antalya'ya yerleştikten sonra uzun yıllar boyunca hem yerel halkın ihtiyaçlarını karşılamış hem de otellerin restoranlarına özel işler yapmış. Kasapkara, "Halk evlerinde kullanmış olduğu mutfak eşyalarını getirdiğinde, biz bunlara bakım yapıyoruz. Onun dışında özel işler de yapıyoruz. Otel sahipleri, mimarlarla birlikte gelip projelerini gösteriyorlar ve biz de o projeleri hayata geçiriyoruz. Yani her şey tamamen el becerisiyle yapılıyor. Fabrikasyon değil. Hiç olmayan bir şeyi sıfırdan yapıp uygulamak çok daha tatmin edici" diyor.

Kasapkara, kalaycılığın her geçen yıl daha da zorlaştığını ve kaybolan bir meslek olduğunu dile getiriyor. "Oğullarım ve ben birlikte çalışıyoruz. Küçük oğlum çırak, büyük oğlum kalfa, ben ise usta olarak işimizi sürdürüyoruz. Ama meslek yok olmaya yüz tutuyor. Yetişen de yok. Gençler bu mesleği öğrenmek istemiyor" diyor. Kalaycılıkla ilgili en büyük sorunlardan biri de eleman eksikliği. "Bu iş gerçekten ekip isteyen bir iş. Ama kimse bu mesleği öğrenmek için hevesli değil. Gençler, bu sanatı öğrenmek istemiyor" diyerek mesleğin geleceği hakkında endişelerini paylaşıyor.

Mustafa Kasapkara, 1990 yılında Antalya'ya yerleşmeden önce Kahramanmaraş'ta babasının yanında yıllarca çalışmış. O yıllarda babasının yanında çıraklık yaparken, okul hayatını da sürdürdüğünü belirtiyor: "7 yaşında hem babamın çıraklığını yaptım hem de okula gittim. O zamanlar, okuyanlar okula devam ederken, okumayanlar da çıraklık yaparak yetişiyordu. Bizim dönemimizde meslekler bu şekilde öğretiliyordu. Sanatkarlar, çekirdekten yetişir. Bu mesleği öğrenmek için her şeyini görmen ve yaşaman lazım. Yani kalaycılık gibi bir meslek, ancak çocukluk yaşlarında aşılanabilir. 15 yaşından sonra bir çocuğa bu sanatı öğretmek neredeyse imkansız" diye konuşuyor.