Fanatizm, kişinin bir konudaki görüş ve inanışlarının tamamen doğru olduğuna inanıp o konu ve inancı hakkında farklı bir görüşü savunanları haklı olsa da tamamıyle reddetmesidir.
Fanatizm, mikrodan mezzoya, mezzodan makroya her düzeyde insan ilişkilerine zarar verir. İnsan ilişkilerini her sahasında kişiye ve karşı tarafa zarar verdiği gibi toplumsal olarakta büyük bir soruna neden olur.
Fanatik bir düşünceye sahip biri kendisini karşıdakinin görüşüne tamamen kapatır. Onlar siyah beyaz düşünce yapısı içindedirler. Kendi görüşüne uygun konuşan birini saatlerce dinleyip onaylayabilir ama kendi görüşüne zıt bir görüş belirten birine zarar bile verebilir. Bu zarar verme şekli eğer önce sözel saldırıyla başladığı hakaret, fiziksel şiddete kadar gidebilir.
Fanatizm sadece bireysel olarak alınan bir tutum değildir. Fanatizm, kendini örgütlü bir grubun içinde bulduğunda ve büyüdüğünde çok tehlikeli noktalara gelebilir.
Fanatizm kendini en yoğunlukla gösterdiği alanlar futbol ve siyasettir. Geçtiğimiz günlerde fanatizmin iki olumsuz örneğine tanıklık ettik. Birincisi Göztepe-Fenerbahçe maçında yaşananlar diğeri ise İzmir yangınına yapılan yorumlar..
Futbolda örgütlenme tutulan takım üzerine yapılırken siyasette, desteklenen partiye göre şekillenir. Eğer örgütlenme din, mezhep, siyasi ideoloji, etnisite, yaşanılan coğraftya ve milliyetçilik üzerine olursa bu durum kişiyi gerçeklerden uzaklaştırarak şiddete meyilli hale getirir ve kebdisinden farklı değer ve inançlarda olanla çatışma yaratır.
Futbolda takım sporu olup, her iki tarafın karşılıklı ümcadelesiyle kazananın kaybedenin olduğu bir spor şeklidir. Futbol daha çok erkek egemen bir takım sporu olması maçı izleyen taraftarların takımlarını motive etmek için attığı slogan ve tezahüratlarında erkek egemen dil kendini gösterir. Bu bazen öyle bir hal alır ki taraflar maçı sanki ölüm kalım savaşı haline getirir. Kişinin bu tutumunun elbette benliği ile ilişkisi vardır. Bunu uzmanlar kişinin tuttuğu takım ve benliği ile aidiyet temelli bir duyguyla ilişki kurmasına bağlıyorlar.
Fanatizmi sosyal kimlik teorisi ile açıklayacak olursak, kişinin düşünce şeklinin biz ve onar olarak şekillendirmeye başlamasıdır. Kişinin benliğini ve imajını tuttuğu takım üzerinden inşaa etmeye çalışmasıdır. Kişi kendini tuttuğu takımla öyle özdeşleştirir ki zamanla kendisi ve kendisi gibi olmayanlar arasında sağlıklı makul bir düşünceye sahio olamaz. Bu kişiyi sadece zihinsel olarak değil kişinin davranışsal olarak da içinde ait hissettiği grupla aynı şekilde davranmaya iter. Dolayısıyla ait hissettiği grubun olumlu ya da olumsuz duyguları kendi duygularının bir parçası haline gelir. Bu durum futbol ve siyaset gibi rekabet gerektiren alanlarda kendini gösterirse "rekabet" duygusunun yarattığı kaybeden olma ya da kazanan olma hali kendini toplumsal düzeni bozmada gösterir ki bu da toplum sağlığı için çok tehlikeli bir durumdur.
Bu durumun panzehiri bireyin kendi benliğini bilişsel olarak geliştirip hangi siyasi grup ve spor takımının içinde olursa olsun duygu ve düşüncelerini makul bir şekilde gösterebilmesidir.
Fanazimin olmadığı sporda ve siyasette centilmenliğin gelişeceği toplum özlemiyle yeni yazımıza kadar sizlere sevgi ve esenlikler diliyorum.