Hamurcu, sessiz evliliklerin genellikle yüzeysel bir iletişimle başladığını ve zamanla duygusal bağların zayıfladığını ifade etti. "Sessiz evlilikler, duygusal derinlikten yoksun ilişkilerdir. İletişim, zamanla yüzeysel hale gelir ve ihtiyaçlar gizli tutulur. Bu durum, tartışmalardan kaçınmak adına ihtiyaçların içe atılması ve dilin kullanılmaması ile kendini gösterir. Zamanla, çiftler arasında duygusal mesafe oluşur ve bireyler kendilerini geri çekilmiş ya da sosyal olarak izole hissedebilir," dedi.

Hamurcu, beklentilerin gerçekleşmemesi durumunda bireylerin sessizleştiğini belirterek, iletişim sorunları, kişisel problemler ve kültürel faktörlerin etkili olduğunu vurguladı. "İletişim sorunları, yüksek beklentiler ve kişisel sorunlar, sessizliğe neden olabilir. Kültürel olarak duygularımızı ifade etme konusunda eksik olabiliriz, bu da ihtiyaçların dile getirilmesini zorlaştırır," ifadelerini kullandı.

Fırtınaya aldırmayan 'define avcıları' iş başında Fırtınaya aldırmayan 'define avcıları' iş başında

Sorunların çözümü için çiftlerin kendilerini tanımalarının önemine değinen Hamurcu, "Öncelikle kendimizi tanımalı ve ihtiyaçlarımızı belirlemeliyiz. Daha sonra bu ihtiyaçları nasıl ifade edeceğimizi öğrenmeliyiz. Çiftler, şikayet yerine ‘Bu problem için ben ne yapabilirim?’ sorusunu sormalı ve açık, dürüst iletişim kurmalıdır. Eğer problemler aşılamaz hale gelirse, uzman desteği alabilirler. Ayrıca, kişisel gelişim ve ortak ilgi alanları üzerinden iletişimlerini güçlendirmeleri tavsiye edilir," dedi.

Kaynak: İHA