İzmir’de hayata geçirdiği projeler ve uzun zamandır üstlendiği ‘ağabey’ rolü ile ‘belediyecilik’ denilince akla gelen ilk isimlerden İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin eski Başkanı Burhan Özfatura, Geçmişin İzleri programının konuğu oldu. Ege Telgraf Genel Yayın Yönetmeni Aylin Suphandağlı, gazeteci Cihad Taysi ve program yapımcısı Erhan Ayhan Önel’in hazırlayıp sunduğu Geçmişin İzleri programında eski Başkan Burhan Özfatura, İzmir’in sıcak gündemine dikkatleri çekecek açıklamalarda bulundu.

Özfatura, EGEKENT ve EVKA projelerini gerçekleştirirken yaşananları anlattı. Hayata geçirdikleri konut projelerinin geçmişten günümüze herkese örnek olması gerektiğini aktararak açıklamalarına başlayan Özfatura, “Hem ev sahibi olma hem de kira artışları nedeniyle aslında bugünkü belediye başkanlarının da üzerinde durması gereken bir proje. Prensip olarak bu başarılar ekibin başarısı. Benim rahatım şu, ben bilmem, öğrenmem, bileni bilirim. Benim görevim engeli olursa kişinin o engelleri aşmasına yardımcı olmak, onlara inisiyatif vermek ve çapraz denetimi sağlamak. 32 bin toplu konut yapmışız. Burada öncelikle belediyedeki ekibimiz inanılmaz başarılı oldu. Onun dışında üniversitelerden de yararlandık. Politik görüşleri farklı olsa da İnşaat Mühendisleri Odası’na minnettarız. O kadar titiz bir denetim yaptılar ki en küçük bir taviz vermediler. İlk defa hazır beton olayını biz başlattık. İhaleleri açık ve şeffaf şekilde yaparsanız ve pek çok firmanın iştirakini sağlarsanız maliyetler düşüyor. Biz de bu süreçte altyapılara destek verdik. Böylelikle orta ve dar gelirli insanlar ev sahibi oldu. Aradan bu kadar yıl geçti, depremler oldu ancak EVKA’larda hiçbir problem yok. Konutların hiçbiri tarım arazisinde değil, hepsinin zemin etüdü de yapıldı. Akademisyenleri de o dönemde danışman olarak kullandık. Niyet hayır, akıbet hayır. Allah yüzümüze güldü, çok şükür yüzümüz kara çıkmadı. Şu anda olsa aynı projeyi yine yapardım” dedi.

87F8E4De 4763 416A A8A5 03Cba38E7530

“KONAK PİER’E YAT LİMANI YAPACAKTIK...’

1999 seçimleri öncesi görevde olan Özfatura’nın hayata geçirdiği önemli projelerden biri de Mustafa Kemal Sahil Bulvarı'nın yapılmasıydı. O dönemde proje ile ilgili kendisine çok muhalefet edildiğinin hatırlatılması üzerine Özfatura, “İzmir’de bir istemezükçü grup var, bir şeye değil her şeye karşılar. Mustafa Kemal Sahil Bulvarı’na, Kordonboyu’na, Güzelyalı’daki üst geçide, Büyük Kanal Projesi’ne, metroya… Metro sürecinde ‘Elle kazılsın’ diye bir tutturdular… Ben o konuda yargılandım, beraat ettim. O süreçte sabahlara kadar uyuyamıyordum, Kadifekale’den Fevzipaşa Bulvarı’na gelen büyük bir dere var, çökebilirdi. Orayı geçince yüreğimizin yağları erimişti. Kordonboyu’nu aslında yapan bakanlıktı, bürokratlar kavgaya giremediği için oranın savunması bana kalmıştı. Bakın bugün trafikte sorunlar yaşıyoruz. Kordon yolu olmadıkça da düzelmez. Bunun gibi pek çok düşüncemiz vardı. Mesela Konak Pier, İzmir için adeta bir tarihi eser. O alanı canlandırıp ticaret merkezi haline getirmek istedik ancak benden sonra gelen başkanlar orayı düşman gibi gördü. Şimdi gerçekten çok kötü durumda. Konak Pier’in olduğu yerde yat limanı yapacaktım, lokantalar olacaktı. Ayrıca aynı yere Amerikalı firmalar bin araçlık otopark yapacaktı, adamları kaçırdık” ifadelerini kullandı.

56661D71 8Cac 4A37 95C1 30C234Db4036

‘POLİTİKACININ APTALI’

“Ben 1984’te geldiğimde İzmir’in Alsancak dahil yüzde 73’ünde altyapı yoktu” diyerek konuşmalarını sürdüren Özfatura, “Benim anam ve babam dahil evini su basmayan yoktu. Çünkü belediye sağlıklı su veremiyordu. Biz ilk defa günde dört saat planlı programlı su verince sevinçten uçtuk. Kurak mevsimler dahil 1984’ten bu yana İzmir’de su sıkıntısı çektik mi? Rahmetli Osman Kibar bana ‘Politikacının aptalı senin gibi parayı yere gömer’ demişti. Ben de ‘Siz hepiniz çok akıllı olmuşsunuz. Bırakın bir aptal çıksın da bu pisliği temizlesin’ demiştim. Önemli olan gösteriş yatırımı değil, önemli olan halkın gerçek ihtiyacı. 12 Eylül öncesi Gültepe’de bir günde iki polisimizi şehit ettiler. Ulaşılamadı, yol yoktu. Biz Vali Vecdi Gönül ile beraber ilk 6 ayda farenin deliğine kadar her yeri asfaltladık” dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel: “Geleceği birlikte şekillendirebiliriz'" CHP Genel Başkanı Özgür Özel: “Geleceği birlikte şekillendirebiliriz'"

‘ONLARA DESTEK VİCDAN BORCU’

Belediye başkanının asli görevinin istihdam yaratmak, yetimlere, zor durumdakilere kol kanat germek olduğunu söyleyen Özfatura, “Diğer projeleri ben yapmıyorum, talimat verip yaptırıyorum. Biz 7 ila 8 bin öğrenciye burs, 23 bin kişiye aşevinden yemek veriyorduk. Turgut Ağabey ile (Turgut Özal) üniversite yurtlarına kahvaltıyı getirdik. İlk seneler İzmir’de kaç yurt yaptık hatırlamıyorum. Fakir ve başarılı öğrenciler bizim vicdan burcumuzdur” mesajı verdi.

34404C8A 8246 4F99 96E3 Fc774B187Acd

TÜRKİYE’DE 11 MİLYON ENGELLİ VAR

Yenişehir semtinde 1980’li yıllarda kendi kurduğu 2000’li yıllardan sonra atıl hale gelen ancak 2018 yılında yeniden ayağa kaldırdığı “Zihinsel Engelliler Köyünde” topluma hizmet etmeye devam eden Özfatura, “Allah layık olduğundan fazlasını vermiyor. Görevim bittikten sonra da ‘İşim bitti’ diyerek kenara çekilmedim. Türkiye’de 11 milyon engelli var. Bir ailede engelli olduğunda sadece çekirdek aile değil, bütün sülale mutsuz. İktidara ve muhalefete boyuna rapor yolluyorum: Türkiye’de mutlaka bir engelliler bakanlığının kurulması lazım. Burada kapasitemiz 300. Tamamen ücretsiz olarak haftanın 5 günü servisinden yemeğinden eğitimine kadar hiçbir ailemizden tek kuruş almadan onları hayata hazırlamaya çalışıyoruz. Bizim ayrıca 81 ilde bir Yaşam Köyü projemiz var. Bu proje için İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız, Konak ve Bornova Belediye Başkanlarımız ile konuştuk. Bu projeyi hayata geçirmek istiyoruz” dedi.

Whats App Image 2021 12 04 At 14.02.22

“1999’DAN SONRA İŞLER DURDU”

Başlangıcına imza attıkları Büyük Kanal projesi hakkında da bilgiler veren Özfatura, şunları söyledi: “İzmir Körfezi tabakhaneler yüzünden tüm hayati belirtilerini kaybetmişti ve ciddi koku problemi vardı. 12 Eylül’den önce hazırlanmış ama kimse buna cesaret edememiş. 12 Eylül’den sonra Kenan Evren’in de desteği ile gündeme getirildi ve bir şeyler başlandı ama çok mütevazıydı. Biz ilk dönemde ve ikinci dönemde bunu ele aldık. 42 kilometrelik bir ana kollektör, arada pompa istasyonları, Çiğli’de arıtma sistemi. Türkiye’de herhalde biyolojik arıtmayı ilk biz gündeme getirdik. Bununla beraber tabakhanelerle de mücadele ederek Körfez’e kirlilik akmasını engelledik 1989’da seçimi kaybettikten sonra işler tamamen durdu. Allah var, Kutlu Aktaş maç biletlerine zam yapıp belirli bir bölümünü yapma gayretindeydi ancak belediye ‘Paramız yok’ diyerek tamamen projeyi durdurdu. 1994’te kazanınca aynı hızla devam ettik. 1999 başında yaptığımız bir Ebru Gündeş konseri ile oraya devreye soktuk. Körfez’de son günlerde balık ölümleri var. Bana ‘Sizin zamanınızda balık ölümleri var mıydı?’ diye sordular, balık yoktu ki ölsün. Körfezin canlandırılması için yuvalar, beton bloklar yaptık ve canlılık oldu. Körfez’e o dönem 600 milyon dolardan fazla harcadık” dedi.

Whats App Image 2021 12 04 At 14.02.21 1

“KÖRFEZ’İ DÜZELTMEK İÇİN…”

Körfez’de1999 yılından sonra yapılan bazı hataların da olduğunu söyleyen Özfatura, şunları söyledi: “Konak-Narlıdere bölümünü ayrı sistem olarak planlamıştık. Evsel atıklarla yağmur suyu ayrıştırılacaktı. Bizim bir bardak suya dahi ihtiyacımız var. Şimdi de başkanların bu konuda imar yönetmeliklerine birtakım yenilikler getirmesi lazım: Güneş enerjisi, yağmur suyu hasılatı ve enerjiyi savunacak inşaat sistemi. Maalesef 1999’dan sonraki dönemde proje birleştirildi, çapları daraltıldı. Körfezi düzeltmek için yapılması gereken şey Konak-Narlıdere arasını düzeltmek ve Konak-Çiğli arasında arıtma fazlarını iyi çalıştırmak. Milyonlarca metreküp su israf oluyor. Ben, onun da projesini yapmıştım. Arıtma suyunu Emiralem kolektörlerine ayırarak tarımda, OSB’de, hayvanat bahçesinde kullanacaktık. Onu da yapmadılar maalesef.”

‘PARTİZANCA TAYİNLERİN YUVASI YAPARSANIZ…’

“’Benden sonrakiler para yok diyerek projeyi yapmadı’ dediniz. Siz bu işi nasıl sağlıyordunuz?” sorusuna da yanıt veren Özfatura, “İşin sırrı mali disiplin. En küçük bir mobilya, makam aracı alınmayacak ve verimli çalışacak. Biz kimseyi işten atmadık. Bankamatik adamları mezarlıklarda, park ve bahçelerde çalıştırdık, üç gün sonra kendileri gittiler. Ben bıraktığımda 7 bin kişiydi. Benim zamanımda şirketlerin hepsi kar etti, benden sonra hepsi astronomik zararlar etti. Şirketleri partizanca tayinlerin yuvası yaparsanız zarar eder. Ben 47 yeminli mali müşavirle anlaşma yaptım, bütün şirketlerde denetim yapıyor ve israfa yer vermiyorlardı. Politik görüş falan önemli değil: Bir, hırsız olmayacaksın; iki, konunda uzman olacaksın. Benden sonra Manisa’da, Ankara’da, Bursa’da, Gaziantep’te, Eskişehir’de müthiş başarılı performanslar gösterdiler, benim kadro. Bizden sonraki başkanlar, kendi evlatlarımızı değerlendirmedi” dedi.

‘EN ÇOK PİŞMAN OLDUĞUM ŞEY…’

Son olarak, “Görev yaptığınız süre içinde ‘Keşke yapmasaydım’ dediğiniz ne var?” sorusuna yanıt veren Özfatura, “Eldeki kaynaklara göre imkanlar… Yeraltı ve stratejik yapılarla uğraşmaktan tüm arzularınızı gerçekleştiremiyorsunuz. Bana göre ilk dönemde yaptığım hata parti işine karışmak oldu. Ben ANAP’ın kurucusu olduğum için dışarıdan destek verdik. Sana ne il, ilçe kongresinden! Belediye başkanının parti işine karışması zaman kaybı, prestij kaybı, dost kaybı. Ve en çok da ihaneti o destek verdiklerinden görüyorsun. İkinci dönemde ben misafir sanatçı gibiydim, politik şeylere hiç karışmadım. Belediye başkanının delege işine falan karışmaması lazım. Zaten işimiz başımızdan aşkın. Adam hak veriyor, taviz. Ayrıca ben hiçbir gün eleman alımında partizan tayin yapmadım. Bazen şirketlere yetim, öksüzleri aldık, almam lazımdı. İkinci dönemimde işçi ödemeleri, sigortalar bir gün aksamadı. Tasarruf yapınca Allah da yardım ediyor. Ancak en pişman olduğum şey parti içine karışmak…” diye konuştu.

Kaynak: Ege Telgraf